Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1160 E. 2022/1374 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1160 – 2022/1374
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1160
KARAR NO : 2022/1374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

RİHİ : 22-26/04/2022
KARAR TARİH : 21/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2022

Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/04/2022 tarih, 2022/370 Esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekili, müvekkili banka ile davalılardan Özceylan Gıda San. Ltd Şti arasındaki kredi sözleşmelerine şirket yetkisi ve ortağı bulunan davalı … ve şirket ortağı Hasan Basri Ceylan’ın kefil sıfatı ile imza attığını, sözleşmelere istinaden kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine üçüncü kişiler tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ve aynı zaman da kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile iki ayrı takip başlatıldığını, davalı asıl borçlu Özceylan Gıda San.Ltd Şti. tarafından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/927 Esas sayılı dosyası nezdinde konkordatonun tasdiki talepli açılan davanın kabul edilerek mahkemenin 2021/187 numaralı ve 18.03.2021 tarihli kararı ile konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdkine karar verildiğini, davalı tarafından tasdik kararının ardından davalı … Gıda İnş…Ltd Şti unvanı ile aynı faaliyet konulu yeni bir şirket kurduğunun tespit edildiğini, bu haliyle davalı …’ın yeni kurulan davalı … Gıda İnş.. Ltd Şti’nin tüzel kişilik sıfatından faydalanarak haklarını açıkça kötüye kullandığını, her iki şirket arasında organik bağın yanında iktisadi bütünlük bulunduğunu, tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması suretiyle davalıların müvekkilinin alacağından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek tüzel kişilik perdenin aralanması suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250.000.-TL. tutarlı banka alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalılar adlarına kayıtlı menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının tedbiren önlenmesine ve dava konusu alacak miktarı üzerinden ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 22.04.2022 tarihli ara kararıyla; teminattan muaf olmayan davacı bankanın ihtiyati haciz talebine ilişkin harcı yatırmadığından bu aşamada talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili aynı tarihte UYAP ortamından dilekçe sunarak ihtiyati haciz harcı tamamlandığından ihitiyati haciz isteminin yeniden değerlendirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 26.04.2022 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, banka alacağı konulu davada talep edilen ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı, ihtiyati haciz talebinde mahkemenin araştırma yaparak delil toplayamayacağı, davanın esasını çözer mahiyette ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararlarına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçelerinde özetle; dosyaya sunulan delillerin tüzel kişilik perdenin aralanması bakımından yaklaşık ispatın sağlandığını, tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararlarının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, tüzel kişilik perdenin aralanması suretiyle davacı banka alacağından davalıların sorumlu olduklarının tespiti ile alacağın davalılardan tahsili istemli davada, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, 22.04.2022 ve 26.04.2022 tarihli iki ayrı ara kararında taleplerin reddine karar verilmiş, bu ara kararlarına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. O halde, davanın konusu belli bir miktar para alacağı olmasına göre, davalıların taşınır taşınmaz malları üzerinde tedbire hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur.
İhtiyati hacze kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.

İİK’nın 258/1. maddesinin 2.cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.
Somut olayda, eldeki davanın tüzel kişilik perdenin aralanması suretiyle davacı banka alacağından davalıların sorumlu olduğunun tespiti ile tahsili istemli davada, iddia-savunma toplanan deliller, ispat yükü ve davanın geldiği aşama gözetildiğinde yaklaşık ispat olgusunun bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı yarı 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli istinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 21/10/2022