Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:……….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…….
KARAR NO : …..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………
ÜYE :…….
ÜYE : ………
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022
NUMARASI : …………… Esas

DAVACILAR : 1-………..
VEKİLLERİ : Av………….
DAVALI : …………
VEKİLİ : Av. …………..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
TALEP :İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Busra 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin…………. tarih,…………. Esas sayılı Ek Kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacılar (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, müvekkillerinde……………’ın davalı şirkette 10.10.2015 tarihinden 08.03.2017 tarihine kadar işçi olarak çalıştığını, geçmişten gelen icra takipleri nedeniyle maaşına sürekli haciz geldiğini, bunun üzerine davalı işveren kardeşine ait olan “Troya Telekominikasyon LTD.ŞTİ.” şirketi adına müvekkili……… ve babası diğer müvekkili ……….’ı da kefil göstererek 31.873,00 TL bedelli senet imzalattarak müvekkilin maaşını tam ve eksiksiz kendisine ödemek, daha önce bildirimi yapılan icra takiplerinin de kapatılması için Orhangazi İcra Müdürlüğü’nün ……….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, daha sonradan iş akdinin haksız feshedilmesi üzerine davalıya karşı işçilik alacaklarına ilişkin dava açıldığını, bu arada müvekkilin Orhangazi İcra Müdürlüğü’nün…………. E. sayılı dosyası ile icra takibine ilişkin de gerekli bütün ödemeleri yaptıktan sonra davalı işverende bulunan takibe konu senedini de iade aldığını, işçilik alacağına ilişkin davanın müvekkili lehine sonuçlandığını ve davalı aleyhine icra takibine konu edildiğini, bu esnada davalı tarafından müvekkilleri aleyhine dava konusu 35,850.00-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibine girişildiğini, senetteki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, kaldı ki, müvekkilerinin davalı işverene senet bedeli kadar “nakden” borcunun olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek icra takibine konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına ve takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 02.11.2021 tarihli ara kararıyla takibin tedbiren durdurulması yönündeki talebinin reddine, çoğun içinde azı var kuralı gereğince teminat mukabilinde icra takip dosyasına depo edilen paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbire karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili, tedbir koşulları bulunmadığından ihtiyati tedbire itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARAR ÖZETİ: eldeki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına yönelik karar verilemeyeceği ancak vezneye ödenen paranın ödenmemesine dair karar verilebileceği, bu konuda verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu ara kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasına borcun tamamı depo edilmeksizin yalnızca %20 teminatın yatırılması üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep; İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, takibe dayanak bonodaki imzanın eli ürünü olmadığını belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, tedbire vaki itirazın reddine karar verilmiş, bu ara kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK m72/3 maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı gibi mahkemece ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Ancak davacı/borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’nden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (yani icra takibinin beşinci safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi safhasını durdurmak) için ihtiyati tedbir karar verilebilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 53).

Bu durumda, eldeki icra takibinden sonra açılan imza inkarına dayalı menfi tespit davasında, İİK m.72/3’ye dayalı olarak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine yönelik teminat mukabilinde tedbire hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli istinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

……….
Başkan
………….
……..
Üye
…………

………..
Üye
………..

……
Katip
……….