Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1129 E. 2023/629 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1129 – 2023/629
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1129
KARAR NO : 2023/629
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2022 tarih, 2021/833 Esas, 2022/574 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde kayıtlı, 1710298900 Vergi Kimlik Numaralı ve “Konak Mahallesi Kudret Sokak Elit Park Sit. Ofisler Apt. No:12/27 Nilüfer / Bursa” adresinde bulunan müvekkili şirket Erdem Kaya Patent Ve Danışmanlık Anonim Şirketi’nin “Şirket Pay Defteri” 18 Ekim 2021 tarihinde kaybolduğunu, şirket içerisinde şirket yetkilileri ve çalışanları şirket pay defterini aradıklarını ancak hiçbir surette pay defteri bulunamadığını, aynı gün içerisinde, tutanak ile müvekkili şirkete ait şirket pay defterinin zayi olduğunu, müvekkili şirket Genel Müdürü Erdem KAYA ve müvekkili şirket Mali ve İdari İşler Müdürü Nagihan BAYRAK tarafından tutanak altına alındığını, yeni pay defteri çıkarabilmek için iş bu zayi belgesinin alınmasının zorunlu olduğunu, ortaklarının iradesi dışında zayi olduğundan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82’nci maddesinin 7’nci fıkrası uyarınca mahkemeden müvekkili şirkete ait şirket pay defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ettiklerini, davanın kabulüne, müvekkili şirkete ait pay defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, tacirin saklamakla mükellef olduğu ticari defter ve kağıtları özenle muhafaza etmesinin zorunlu olduğu, yerine göre çalınma halinde bile, zayi belgesi verilemez iken, basiretli tacir gibi davranmama sebebiyle kaybolma iddiası ile sebebiyle zayi belgesi verilemeyeceği gibi iradesi dışında kaybolduğunun dava dilekçesinde açıklanmadığı ve ispatlanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın Defterlerin Kaybolması Halinde De Açılabileceğinin Doktrin Tarafından Kabul Edilmekte olduğunu, müvekkili şirkete ait yeni pay defteri çıkartabilmek için işbu zayi belgesinin alınması zorunluluğunun bulunduğunu, Pay Defterine Kayıt Açıklayıcı Niteliği Haiz Olduğundan Defterin Zayi Olduğuna Dair Bir Kararın Verilmesi Halinde Hiç Kimsenin Menfaatinin Zedelenmeyeceğini, doktrin ve Yargıtay kararlarına göre, pay defterine yapılan kayıtların kurucu değil bildirici nitelik taşıdığının vurgulandığını, pay defterinin zıyaı kararı verilmesinde herhangi bir kimsenin menfaati zedelenmeyeceğinden, mahkemenin huzurdaki uyuşmazlığa konu davayı reddetmesinde hukuki yarar bulunmadığını, meseleye ilişkin kurulan hükmün, Kanunun amaç bakımından yorumlanması yerine yalnızca lafzî yorumu ile karar vermek ve hukukun en temel ilkelerinin göz ardı edilmesi anlamına geleceğini, zayi belgesi verilmemesi halinde şirketin bir daha pay defteri çıkartamayacağını, bu durumun mahkeme eliyle şirket işleyişinin engellenmesi anlamına gelecegini, müvekkili şirketin kanunen tutmak zorunda olduğu bir defteri mahkeme kararı ile bir daha çıkartamayacağını, İşbu durumun da Anayasa’nın 48’inci maddesinde tanzim edilen “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” ile “Özel Teşebbüs Kurma Hürriyeti”ne ve yine Anayasanın 5’inci maddesinde tanzim edilen Devletin görev ve sorumluluklarından “Kişilerin Önündeki Ekonomik ve Sosyal Engelleri Kaldırmak” şeklinde tanzim edilen Devletin ödevine açıkça aykırılık teşkil edeceğini, belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, müvekkili şirkete ait pay defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, TTK’ nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve belgelerin saklama süresi içinde zayi olması halinde, zayi belgesi verileceği 6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesinde düzenlenmiştir.
Kanun maddesinde yazılı olan sebepler tahdidi olarak sayılmamıştır.
Bu nedenle kaybolma nedeni ile de zayi belgesi verilmesi istenebilir.
Ancak, kaybolma halinin tacirin özenle saklama yükümlülüğüne karşı iradesi dışında olması gerekir. Aksi takdirde her tacir soyut olarak ticari defter ve belgelerinin kaybolduğunu belirterek, zayi belgesi alır.
Bu davalar hasımsız açıldığından, mahkemece res’en araştırma yapılır.
Mevcut davada; davacı, pay defterinin kaybolduğunu belirtmiş ise de özen yükümlülüğünü sağlamasına rağmen kaybolduğunu belirtmemiş, kaybolma sebebi hususunda da açıklamada bulunmamıştır. Sadece soyut şekilde kaybolduğunun anlaşıldığı belirtilmiş ve şirket genel müdürü ve mali ve idari işler müdürünün birlikte düzenledikleri 18/10/2021 tarihli bir tutanak sunulmuştur. Davacı tarafça Defterin nerede ve ne şekilde saklandığı, ne suretle kaybolduğu ve gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı hususunda herhangi bir delil sunulmadığı, neden kaybolmuş olabileceği hususunda ve defteri saklamakta özen yükümlülüğünü yerine getirdiği yönünde de bir iddiada bulunulmadığı, anlaşılmıştır.
(Emsal: Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 05/11/2014 tarih 2017/9636 Esas 2014/16867 Karar, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 06/03/2015 tarih 2014/18511 Esas 2015/3089 Karar, yine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 29/04/2015 tarih 2015/1291 Esas 2015/6031 Karar ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 24/05/2017 tarih 2016/221 Esas 2017/3017 sayılı Kararları).
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK. 82. maddede sayılan hususların tahdidi değil ise de ziyada tacirin kusurunun bulunmaması gerekmesine ve davacının defter saklamada özenli davranmadığının anlaşılmasına, bu durumda davacıya kusur atfedilemeyeceğinin ileri sürülemeyecek olmasına göre davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 19/04/2023

M