Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/105 E. 2022/782 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2349 – 2022/781
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/2349
KARAR NO : 2022/781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
B
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/709 Esas, 06/09/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı Murat Kılıç ve diğer ortaklarla birlikte ihbar olunan şirket ortağı olduğunu, Murat Kılıç’ın 06/08/2014 yılında yapılan genel kurul toplantısı ile 10 yıl süreyle şirket müdürü seçildiğini ve halen müdürlüğünün devam ettiğini, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/89 esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda şirket yetkilisinin usulsuz olarak 7143 sayılı yasadan faydalanmak suretiyle şirketi 1.545.000 TL zarar ettirdiğinin anlaşıldığını,davalı şirket müdürünün uhdesinde şirkete ait 1.228.078,18 TL’nin bulunduğunun tesbit edildiğini,davalı şirketin başka bir şirket ile CSV Enerji Üretim San Tic A.Ş isimli bir şirket kurduğunu,davalı Murat Kılıç tarafından şirket imkanları kullanılarak bitcoin madenciliği yapıldığını ve elde edilen karın şirket hesaplarına aktarılmadığını, şirket müdürü Murat Kılıç’ın şirketi kötü yönettiğini, usulsüz ve kötü yönetim ile şirketi zarara uğratmaya devam etmesi ve kendisine ait mal varlığını da kaçırmaya yönelik hileli işlemlere girişmesinin çok muhtemel olduğunu, bu nedenlerle şirket müdürü Murat Kılıç’ın taşınır ve taşınmaz malları ile banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve şirket müdürünün yetkilerinin sınırlandırılması,yahut tamamen kaldırılması ve şirkete temsile yetkili kayyum atanmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tensip ara kararı ile İhtiyati tedbire karar verilebilmesi için davacının davasında haklı olduğunu yaklaşık ıspat kuralı uyarınca ispatlamaya yarar deliller sunması gerektiği, Dava dilekçesinde şirket yetkilisinin haksız eylemleri nedeniyle tazminat talep edildiği ancak şirket yetkilisinin azlinin talep edilmediğini, İhtiyati tedbirin ancak dava konusuyla ilgili hususlarda talep edilebileceği, Bu nedenle konusu sadece tazminat olan bir dava da ihbar olunan şirkete kayyum atanması talebinin yerinde görülmediği, Ayrıca ihtiyati tedbirin dava konusu edilen şeyin yargılama sırasında el değiştirmesini önlemek için verilebileceği, dava konusu edilmeyen şeyler üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağı, gerekçesi ile davalının menkul,gayrımenkul ve banka hesapları üzerine tedbir konulması talebine ilişkin davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile dosyaya sunulan bilirkişi raporu ve davalının eylemleri nedeniyle yargılandığı dikkate alınmadan tedbir talebinin reddinin hakkaniyete aykırı olduğunu, şirket müdür Murat Kılıç ın azli ile konusunda uzman bir kayyım heyetinin atanmasının dava dilekçesinde yer aldığını, bu yöndeki mahkeme karararının hukuka aykırı olduğunu,Murat Kılıç ın şirketi kötü yönetmesi nedeniyle şirketi zarara uğrattığını, davalı Murat Kılıç ın menkul ve gayrımenkul / banka hesapları üzerine tedbir konulması, şirket müdürünün azli ile kayyım heyeti atanmasının gerektiğini, TTK 638/2 maddesi ruhuna uygun başkaca tedbirlerin alınmasını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. HMK.nın 390/3 maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının şirket yetkilisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talebinde bulunduğu, tedbir mahiyetinde davalının yetkisinin kaldırılması yahut sınırlandırılmasının talep edildiği, ayrıca davalının menkul ve gayrımenkulleri ile banka hesapları üzerine tedbir konulmasını talep ettiğ HMK.nun 389/1. maddesi gereğince “uyuşmazlık konusu hakkında “ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, nazara alınarak ve davanın mahiyeti gereğince HMK.390/3.maddesi uyarınca, davacının iddiaları yönünden, şirket müdürünün azli ve kayyım atanması ve şirket müdürünün menkul ve gayrımenkul / banka hesapları üzerine tedbir konulması talebi ne ilişkin bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, mahkemece ihtiyati tedbirin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 06/06/2022

M