Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/606 E. 2023/59 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/606
KARAR NO : 2023/59

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/865 Esas, 2020/504 Karar
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/01/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, 10/12/2016 günü iki parçadan oluşan ürünün davalının Bursa Buttim Şubesine teslim edildiğini, LS-962877 takip nolu kargoda yer alan ürünlerin ayrı ayrı kutulanıp büyük bir ahşap sandık içerisine konularak teslim edildiği halde gönderinin alıcısı olan Sönmezoğlu Makina Tic. Ltd. Şti.ye teslim edilmediğini, kargonun alıcıya ulaşmaması üzerine müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada kutuların kırıldığını, içerisindeki ürünlerin kayıp olduğunun tespit edildiğini, bu hususun 13/12/2016 günü ilgili şubeye yazılı olarak bildirildiğini ancak bir sonuç alınamadığını, Bursa 17. Noterliğinin 31/01/2018 günlü 6778 yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek müvekkili şirkete fatura bedeli olan 25.759,40 TL’nin 10/12/2016 gününden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameye herhangi bir cevap verilmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2018/5208 Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşıma hukukundan doğan alacakların TTK’nın 855 maddesine göre 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının kargonun gönderi tarihi olan 10/12/2016 tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı dolduktan sonra takip başlatmış olması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın TTK 889 maddesinde ziaya ve hasara ilişkin müvekkili şirkete süresinde de bildirimde bulunmadığını, kargo teslim edilirken içerik bilgisi olarak malzeme denildiğini, davacının kargonun içeriğini ispatla yükümlü olduğunu, davacı tarafça içerik bilgisi olarak malzeme denildiğini ve kargo içeriğinin beyan edilmediğini, kanunda açıkça hasar halinde teslim anına kadar hasar başvurusu yapmaz ise kargonun teslim edildiğinin kabul edileceği, ancak davacı süresinde hasara ilişkin herhangi bir başvurusu olmadığından dolayı hasar talep haklarını kaybettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafından davalıya testere ve bıçakların olduğu ürünlerin paketlenerek alıcıya teslim edilmek üzere verildiği, davalının ise ürünleri alıcıya teslim edilmediğinin iddia edildiği, kargo kayıtları, tanık beyanları ve bilirkişi incelemesi sonucunda, davacının zararının, davalı taşıyıcının kastı ya da pervasızca hareket etmesi nedeniyle hasarın oluştuğuna ilişkin delil bulunmadığından 3 yıllık zamanaşımının olayda uygulanamayacağı ve davacının zararı öğrendiği 13/12/2016 tarihinden icra takibinin başlatıldığı 16/04/2018 tarihine kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, somut olayda davalının ağır ihmali olduğunu, bu durumda üç yıllık zamanaşımının uygulanacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili tarafından 13/12/2016 tarihinden sonra müteaddit kereler yazılı olarak davalıya bildirimler yapıldığını, zamanaşmının kesildiğini, buna dair beyanlarının mahkemece dikkate alınmadan yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, bilirkişi ek raporda ”Dava konusu taşınan ürünlerin ve ambalajlarının son hasarlı durumunu gösteren herhangi bir belgenin dosyaya sunulmamış olduğu görülmektedir” denilmek suretiyle müvekkili şirkete atfedilen kast ve pervasız hareket olgusunun ispatlanamadığının ortaya konulduğunu, davacının kast veya pervasızca hareket edildiğine ilişkin iddialarını ispatlaması gerektiği halde bu hususta dosyaya herhangi bir delil sunulmadığını, yine davacının zamanaşımının kesildiğine ilişkin iddiaları hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı taraf, 10/12/2016 günü iki parçadan oluşan emtianın büyük bir ahşap sandık içerisine konularak taşınmak üzere davalıya teslim edildiğini halde alıcısına teslim edilmediğini, zayi edildiğini ileri sürerek taşınma sözleşmesine istinaden davalıya teslim edilen malın fatura bedelinin davalından tahsilini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş olup karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamında bulunan kargo teslim alma belgesi uyarınca davacı tarafından davalıya taşınmak üzere teslim edilen emtianın iki adet olup ağırlığının 33 kg olduğu ve 10/12/2016 tarihinde davalı tarafından teslim alındığı ve taşıma sözleşmesine konu emtianın zayi olduğuna dair ibraz edilmiş bir belge bulunmasa dahi davalı tarafça taşınan kargonun kaybedildiği, alıcısına teslim edilmediğini anlaşılmaktadır.
Öte yandan davalının taşınan emtianın kaybından dolayı hiçbir izahat getirememesi karşısında eylemin pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil olduğunun kabulü gerekmektedir (Bkz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2018 tarih, 2016/12462 Esas, 2018/4064 Karar sayılı kararı).
Bu durumda, somut olayda davalının eylemlerinin pervasızca bir davranış olarak kabulü ve davalının TTK’nın 880. maddesi uyarınca eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerinden sorumlu tutulmasının gerektiği ve zararın gerçekleşme şekline göre TTK’nın 855/5. maddesine göre davanın 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Dosyada bulunan irsaliyeli fatura uyarınca emtianın değeri 25.759,40 TL olup yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporuna göre 25.759,40 TL zararın 10/12/2016 tarihinden itibaren talep edilebilecek avans faizinin 3.417,18 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf takip talebinde 4.576,59 TL işlemiş faiz talep ettiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup davacı tarafın yasal şartları oluşan icra inkar tazminatı talebinin de kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeninden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK m. 353/1-b-2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5208 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 25.759,40 TL asıl alacak, 3.417,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.176,58 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-) Alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında hesaplanan 5.835,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar yasası gereği alınması gereken 1.993,05TL harçtan peşin alınan 518,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.474,51 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan 2.453,38 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre 2.359,61 TL yargılama gideri ile 518,54 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

5-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
6-) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.159,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
7-) Karar kesinleştiğinde taraflarca yatıralan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
II-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan istinaf karar harcının davacıya talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
III-) İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 173,10 TL istinaf yargılama giderinin davalından alınarak davacıya ödenmesine,
IV-) İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
V-) Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2023


Başkan

¸e