Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/599 E. 2022/2091 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/599 – 2022/2091
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/599
KARAR NO : 2022/2091

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2020 tarih, 2020/97 Esas, 2020/705 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının keşidecisi olduğu … A.Ş Gürsu Şubesine ait 5544992 seri nolu, 27/06/2019 vade tarihli ve 24.500,00 TL tutarlı çekin son olarak müvekkiline ciro edildiğini, söz konusu çek yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden davalı aleyhine Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2019/9613 sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takip konusu alacağa itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, çek altındaki imzaya itiraz edilmediğini belirterek davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında; restorant işletmeciliği yaptığını, restoranında kullanılmak üzere kap kaçak almak istediğini, bunun bedeli için çek keşide edip verdiğini, iki adet ticari çek keşide ettiğini, bunlardan biri de dava konusu edilen çek olduğunu, çeklerden birinin bedelinin tahsil edildiğini, dava konusu edilen çekin ise bedelinin bankada bulunmasına rağmen tahsil edilmediğini, ayrıca çeki keşide ettiği kişinin kendisine eksik mal gönderdiğini, bu nedenle çeki keşide ettiği kişi ile iletişime geçtiğini, malları göndermesini istediğini, çekin bedelinin de bankada hazır olduğunu ifade ettiğini, kendisine çekin ciro edildiğini ve ciro ettiği kişinin de çeki kaybettiğini ifade ettiklerini, bir süre sonra çeki ciro ile teslim alan kişinin ticarethanesine geldiğini, kendisinden 3.000,00 TL talep ettiğini, ödemesi olduğunu ve çeki kaybettiğini ifade ettiğini, ona güvenerek çeki tarafına ibraz etmemesine rağmen 3.000,00 TL elden nakit ödeme yaptığını, buna ilişkin kendisinden de imzasını içerir bir tahsilat belgesi aldığını, uzun süre sonra davacının kendisi ile iletişime geçerek çekin bulunduğunu, bedelini kendisinden tahsil etmek istediklerini beyan ettiğini, kendisinin de malların bir kısmını teslim almadığını ve bu sebeple eksik kalan yönünden başka yerden temin etmek zorunda kaldığını, çekin bedelini de ödediğini ifade ettiğini, davacı tarafından bu çek dolayısıyla kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla aleyhinde takip başlatıldığını, itirazı üzerine Bursa 4.İcra Hukuk Mahkemesi 2019/934 esas sayılı dava dosyasıyla çekin süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle kambiyo takibi yapılamayacağına ilişkin karar verildiğini, bu kambiyo takibi iptal edilince bu sefer davacı tarafın aleyhinde ilamsız takip başlattığını takibe itiraz ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı delillere göre; takibe konu edilen çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemesi sebebiyle çek vasfını yitirdiğini, bu nedenle davacının keşideci olan davalıdan TTK’nın 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşme yoluyla talepte bulunabileceğini, davacının söz konusu çeki usulüne uygun ciro silsilesi yolu ile aldığı, sebepsiz olarak zenginleşmediğini ispat yükü keşideci olan davalı taraf üzerinde olduğu, davalı tarafın gerek duruşmadaki beyanları gerekse ödemeye ilişkin delil olarak sunduğu belge bunu ispata yeterli olmadığı, keşideci borçlu lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi defilerini iyiniyetli hamile karşı ileri süremeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı istinaf dilekçesi ile; çekin düzenlenmesine esas ürünlerin tamamının teslim edilmediğini eksik teslimin bulunduğunu, muhatabının mal karşılığı çeki verdiği firmanın olması gerektiğini, davacı ile ticari alışverişinin bulunmadığını, salgın sebebiyle iş yerinin çalışmadığını, mal tesliminin de yapılmaması sebebiyle mağdur olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının iptalini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedi vasfını yitiren çeke dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2019/9613 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilen … A.Ş. Gürsu Şubesine ait 5544992 seri nolu, 27/06/2019 vade tarihli ve 24.500,00-TL tutarlı çekte davalı keşideci, davacı ise hamil-ciranta konumundadır. Davaya konu çek süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını kaybetmiştir. Bu durumda, davacı, temel ilişkiye dayalı alacak iddiasında mı, yoksa sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak iddiasında mı bulunduğunu açıklamamış, sadece çekin mücerret olduğunu belirtmiştir. Çekin incelenmesinde ise davacı ile keşideci arasında birçok ciranta bulunmaktadır. Yani keşideci ile davacı arasında bir temel ilişki bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının iddiasının sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir iddia olduğu kabul edilmiştir. Sebepsiz zenginleşme davasında ise; ispat yükü davalıda olup, davalı kambiyo senedi vasfını kaybetmiş çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat edecektir. İspat vasıtası olarak da cevap dilekçesinde göstermiş olduğu delillere dayanacaktır.
Eldeki davada, davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi verilmemiş, daha doğrusu süre geçirildikten sonra delil gösterilmiştir. Süresinde cevap dilekçesi verilmediğinden dolayı davalının göstermiş olduğu bu delillerin toplanması da mümkün değildir. İspat yükü de davalıda olduğundan, davalı kambiyo senedini kaybetmiş çekten dolayı zenginleşmediğini ispat edemediğinden, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Ancak, davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle eldeki dava yönünden arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu yönüyle HMK’nın 355. maddesi gereği kaldırılması gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davalı istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddine, kamu düzeni açısından yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce dava hakkında arabuluculuk ücreti gözetilerek HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereği kamu düzeni açısından Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2020 tarih, 2020/97 Esas, 2020/705 sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereği dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
a-Davanın KABULÜ ile Bursa 1.İcra Dairesinin 2019/9613 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
b-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
c-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.722,77 TL harçtan başlangıçta alınan 304,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.418,17 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davacı tarafça yapılan 359,00 TL harç, 49,00 TL yargılama gideri toplam 408,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.782,99 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
f-6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
g-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları
a-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.722,77 TL istinaf harcından peşin alınan 430,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.292,07 TL harcın davalıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmının, yatıran tarafa iadesine,
d-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

M