Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/539 E. 2022/1859 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/539
KARAR NO : 2022/1859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2020
NUMARASI : 2020/413 Esas, 2020/816 Karar
DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2020 tarih, 2020/413 Esas, 2020/816 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 19/03/2019 tarihinde Kudu in Termal Projesi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davalının projenin tüm işlerinin yapılmasını, projenin yürütülmesini ve kontrolü ile tamamlanmasını üstlendiğini, müvekkillerinin ediminin ise projenin gerçekleşmesi için finansal desteği sağlamak ve üstlendikleri katılım payını getirmek olduğunu, müvekkillerinden Yasser Mohamed’in toplamda 1.800.000,00 TL yi davalının hesabına yatırdığını, sözleşmede belirtilen tarihlerde davalı tarafça inşaata başlanılmadığının tespit edildiğini, davalıya bu konuda ihtarname gönderilerek projenin durumu hakkında yazılı olarak bilgilendirme ve sözleşmenin 16. Maddesi gereğince müvekkillerinin proje için ödedikleri toplam 1.800.000 TL’nin teminatı olarak verilmesi kararlaştırılan daire tapularının davalı firma tarafından müvekkillerine verilmesinin talep edildiğini, davalı tarafından verilen cevabi ihtarnamede inşaat alanına dair tüm planlarının mahkeme kararıyla iptal edildiği, inşaata dair yeni planların 06/10/2019 tarihinde Yalova Belediyesi tarafından askıya çıkarıldığı, 1 aylık askıda bekleme süresi olduğu bu nedenle inşaat ruhsatı alınmasının geciktiği, yeni projelerin Kültür Turizm Bakanlığı tarafından onaylandığı ve akabinde 04/12/2019 tarihinde yapı ruhsatı alınabildiğini, 20/12/2019 tarihinde proje alanında kat irtifakı tesis edildiğini ve 24/12/2019 tarihinde tapuların tanzim edildiğini belirtildiğini ve müvekkillerin kalan ödemelerini yapmalarını talep ettiklerini, davalı tarafın ihtarnamesine cevaben özetle, yapı ruhsatı işlemlerinin davalının sorumluluğunda olduğu ve ruhsatın 04/12/2019 tarihinde alınmasında müvekkillerinin bir kusuru olmadığını, tapuların müvekkillerine devredilmesi gerektiğini, projenin mevcut durumuna ilişkin davalı firmanın yazılı bilgi vermekten kaçınması sebebiyle Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/12 D. İş sayılı dosyası ile projenin mevcut durumuna ilişkin tespit yaptırıldığını, yapılan keşifte inşaatın temel düzeyde olduğu ve müvekkillerinin yaptıkları ödemenin gerektirdiği ilerlemenin sağlanamadığının ispat edildiğini, davalı firmanın temerrüde düştüğünü, taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğini, somut uyuşmazlık bakımından davalının değil esasen müvekkillerinin haklı sebeple fesih imkanı mevcutken kendi kusurlu ve sözleşmeye açıkça aykırı davranışlarına rağmen, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, öncelikle davalı firmanın mal kaçırmasının önlenmesi amacıyla şirket üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallarla banka hesaplarına, ayrıca davalı şirketin yapmış olduğu işlerden dolayı hakkediş alacakları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine öncelikle ihtiyati tedbir konulmasını bunun mümkün olmaması halinde ihtiyati haciz konulmasını, davalının haksız taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ile birlikte ortaklığın tasfiyesini ve davalı şirkete tasfiye memuru atanmasını, davalının fesih iradesinin haksızlığının tespiti ile tasfiyesinin yapılmasına ve müvekkillerinin uğradığı zarar kalemlerine, faize, munzam zarara ve kar kaybına karşılık, fazlaya dair her türden talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik belirsiz alacak davası olarak 1.000.000 TL nin müvekkillerine ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacı iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre davanın görülmesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davanın görev yönünden reddine karar vermiş olmasında isabetsizlik bulunmayıp, bu hususa itirazlarının bulunmadığı, ancak hüküm kısmında yargılamaya görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında ayrıca karar verileceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, açılan iş bu dava ile ilgili olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hususlar hakkında karar verilemeden dosyanın kesinleşecek ve hak kaybına nedene olacağı, bu nedenle kararın bu yön itibari ile kaldırılması talebi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, adi ortalıktan kaynaklı alacak talebine ilşikindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni bakımından yapılan incelemede; uyuşmazlık, taraflar arasındaki 19/03/2019 tarihli sözleşme ile Yalova İlinde Termal İlçesinde yapılacak termal otel hususunda adi ortaklık kurulduğu, davacıların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ancak davalının adi ortaklığa aykırı olarak haksız eylem ve davranışlarda bulunduğunu belirterek adi ortaklığın feshi ile ortaklık tasfiyesine ve davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına ayrıca davacının uğramış olduğu zararların tazmini talep edilmiş,
Davalı tarafça ise adi ortaklık ilişkisi kabul edilerek, adi ortaklığın feshine ilişkin davada , her ne kadar müvekkil şirket ticari işletme olsa da davacıların tacir olmadığı, adi ortaklık ilişkisinin borçlar kanununda düzenlenmiş olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu beyan edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Adi ortaklık 6098 sayılı TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda davalının tacir sıfatının bulunmadığı ve adi ortaklığın TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 3. H.D. 2015/18300 E. 2017/4738 K., Yargıtay (kapatılan) 20. H.D. 2016/9227 E. 2016/7927 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir. )
Yazılı gerekçe kapsamında davanın asliye hukuk mahkemesi nezdinde görülüp sonuçlandırılması gerekli olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

Yine davalının istinaf talebi bakımından; dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesinde “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmünün düzenlenmiş olup, yine mahkemece gerekçeli karar da ilgili hükme atıf yapıldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.12/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır