Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/339 E. 2023/583 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/339
KARAR NO : 2023/583
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/260 Esas, 2020/612 Karar
KARAR TARİHİ : 13/11/2020

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … [16677-76870-20438] UETS

DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili kooperatife ait 2017-2018 yılları ve arasındaki yevmiye, kebir, envanter defterleri, alım satım fatura, diğer resmi evrak ve belgelerin bulunduğu Fethiye Mah. Ata Sok. No: 42 Nilüfer/Bursa adresindeki sıklıkla kullanılmayan daireye hırsızlık maksadıyla giren şahısların eylemi sonucu yerinde bulunamadığını, olay sonrası aynı yerle ilgili olan başka bir kooperatif yetkilisi Tekin Durmaz’ın kolluğa yapılan müracaatı ve defterin kayıp olduğuna dair görgü ve tespit tutanağının 22/01/2020 tarihinde temin edilmesi sonrasında şahısların metal ve kağıt hurda toplayıcısı olma ihtimali de nazara alınarak evrak ve belgelerin bu eylem sonucu kaybolduğu kanaatine varıldığını belirterek kooperatife ait 2017-2018 yılları ve arasındaki yevmiye, kebir, envanter defterleri, alım satım fatura diğer resmi evrak ve belgeler zayi olduğunu ileri sürerek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, zayi belgesi verilmesi talep edilen defter ve belgelerin kooperatif faaliyet adresi dışında ve yetkilisi bulunmayan şahsa ait evde tutulması nedeniyle davacının basiretli davranmadığı, kusurlu bulunduğu ve 15 günlük hak düşürücü süre içinde müracaat edilmediği gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinden başladığını, olayın kooperatifin merkez adresi dışında olduğunu ve şikayetçi şahsın karakol tespit tutanağını 22/01/2020 tarihine alarak haber verdiğini, şikayetçinin tanık olarak gösterildiğini, kooperatif yetkililerinin ziyayı öğrenme tarihi saptamadan sadece olay tarihi ve dava tarihini nazara alarak hak düşürücü süre nedeniyle ret kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, ticari defter ve kayıtların zayi olması nedeniyle 6102 sayılı TTK m. 82/7 hükmüne göre zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir.

6100 sayılı TTK m. 82/7 hükmünde ise tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği, davanın hasımsız açılacağı, mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını emredebileceği hüküm altına alınmıştır. Madde uyarınca, 15 günlük hak düşürücü süredir.
Söz konusu hükümde “yangın, su baskını, veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle” defter ve belgelerin ziyaa uğramasından söz edildiği dikkate alınarak, sınırlayıcı bir düzenleme yapılmadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle hükümdeki “gibi” sözcüğünden de anlaşılacağı üzere, tacirin elinde olmayan benzer olaylar da maddenin kapsamında düşünülmüştür. Bu nedenle tacirin, söz konusu hükümdeki defter ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur (Yargıtay HGK’nın 25/09/1985, E. 1984/11-12, K. 1985/728 tarih ve sayılı kararı).
Her ne kadar mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; talep dilekçesinde şirket yetkililerinin hırsızlık olayını öğrenme tarihi belirtilmemiştir.
Öte yandan, tacirin TTK’nın 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Somut olayda ise davacı kooperatifin ticari defterlerinin, kooperatif adresi olmayan, sıklıkla kullanılmayan bir şahsın adresinde tutulduğu sırada hırsızlığa konu edilmesinde ihmal ve kusurun bulunduğu, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmayarak zayi belgesi verilmesini talep ettiği defter ve belgelerin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, ticari evrakları korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılan davacıya zayii belgesi verilmesi koşullarının somut olayda mevcut olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve farklı gerekçe ile davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK m. 353/1-b-2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Dava açılırken peşin alınan 54,40 TL harcın karar tarihinde alınması gerekli olan 179,90 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 125,50 TL karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak arta kalan kısmın kararın kesinleşmesine müteakiben ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
II-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan istinaf karar harcının davacıya talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
III-) İstinaf başvuru aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
IV-) Kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-ç hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸mzalıdır