Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/315 E. 2023/562 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/315
KARAR NO : 2023/562
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2020/487 Esas, 2020/895 Karar
sımsız
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2020 tarih, 2020/487 Esas, 2020/895 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA: Davacı vekili, müvekkil şirkete ait, Bursa 9. Noterliği tarafından tasdik edilmiş, 50352 tasdik no’lu, 01.12.2004 tasdik tarihli karar defterinin zayi olduğunu, müvekkil şirket yetkilisi Vedat Sakarya’nın 10.08.2018 tarihinde şirkete ait karar defteri ile birlikte organize sanayi bölgesinde bazı iş toplantılarını yaptıktan sonra, evine götürüp eski kararlar ile yeni alınacak kararların üzerinde çalışmak için karar defterini yanına aldığını, organize sanayi bölgesinde 10-15 firma ile görüşme yaptığını, daha sonra görüşmelerini bitirip evine döndüğünü fakat karar defterinin yanında olmadığını fark ettiğini, daha sonra görüştüğü tüm firma sahiplerini arayarak karar defterini sorduğunu ama onlarında defterin kendi firmalarında olmadığını beyan ettiklerini, organize sanayi bölgesini kendi imkanları ile tekrar gezerek defteri aradığını fakat bulamadığını, defterin 3. Şahısların eline geçmesi ve kötüye kullanılmasından korktuğunu beyan ettiğini belirterek Bursa 9. Noteliğince tasdik edilmiş, 50352 tasdik no’lu ve 01.12.2004 tasdik tarihli karar defterinin zayi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanını yasal 15 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığı, tacir sıfatını haiz davacının TTK 18/3 uyarınca tedbirli ve basiretli bir tacir gibi defterini güvenlik altına almasının beklendiği, tüzel kişi tacir olan davacının basiretli bir tacirin göstereceği özen ve itina ile defterlerini saklaması gerektiği, iddia edilen sebebin tacirin öngörebileceği ve aldığı koruma tedbirlerine rağmen gerçekleşebilecek nitelikte olmadığı, basiretli bir tacir gibi gerekli koruma tedbirini almamış olan davacının zayi belgesi alma şartlarını yerine getiremediği görüş ve kaanatine varıldığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait olan karar defterinin iddia edildiği şekilde kaybolduğunun emniyette alınan ifadeden sabit olduğunu, karar defteri olmayan şirketin idaresi açısından herhangi bir kararın alınamadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, TTK 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır.
TTK’nın 82/7. maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”
TTK’nın 82/3. maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir.
Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.
Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).
Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).
Somut uyuşmazlıkta talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.
Somut olayda; şirketin yetkisinin karar defterini eve götürmek için yanına aldığı, bu arada şirkete ait karar defteri ile birlikte organize sanayi bölgesinde bazı iş toplantılarını gerçekleştirdiği, evine döndüğünde karar defterini bulamadığı, karar defterinin kaybolduğu iddia edilmiştir. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Davacı tacirin, defterin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen karar sonucu itibariyle isabetli olmakla, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13/04/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı