Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/297 E. 2022/1717 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/297
KARAR NO : 2022/1717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih, 2020/104 Esas, 2020/628 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket ile davalı arasında 23/04/2015 tarihinde Açık Satış Noktası Sözleşmesi tanzim edildiğini, bu sözleşme uyarınca taraflar karşılıklı olarak çeşitli yükümlülükler altına girdiğini, müvekkil şirket tarafından sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülükler eksiksiz olarak yerine getirildiğini ve bu çerçevede davalıya 7.725,00-TL katkı sağladığını, Gelibolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/8 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafın işletmesini kapattığı ve faaliyetine son verdiğinin tespit edildiği, Bursa 6. Noterliği’nin 16/08/2019 tarihli ve 07064 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu Açık Satış Noktası Sözleşmesinin feshedildiği belirtilerek müvekkil tarafından davalıya yapılan toplam 7.725,00-TL katkının ve 3.500,00 USD cezai şart bedelinin avans faizi ile birlikte müvekkile ödenmesi gerektiği ihtar edilmesine rağmen, davalı ihtarnameye itirazının bulunmadığını, adresine gönderilen ödeme emri tebliğ edilince hakkında Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019/11095 Esas sayılı dosyasından yapılan takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerden dolayı davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takip miktarının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen ancak icra takibinde dayanılmayan sözleşme Gelibolu/Çanakkale’de kurulmuş her iki tarafın da edimlerini Gelibolu’da ifa edeceği konusunda anlaşıldığını, davacı ürünleri Gelibolu’da teslim ettiğini ve bedellerini de Gelibolu’da tahsil ettiğini, Zira HMK. madde 10’a göre huzurdaki dava açısından da Gelibolu/Çanakkale Mahkemeleri yetkili olduğunu, davacı taraf yetki sözleşmesinden bahsetse de, HMK. madde 17’ye göre yetki sözleşmesi yapma hakkı sadece ‘‘Tacirler veya kamu tüzel kişileri’’ ile sınırlandırıldığını, müvekkilinin tacir olmadığını, davacı her ne kadar itirazın iptali davasında borcun kaynağı olarak sözleşmeyi gösterse de, icra takibinde sözleşmeye dayanmadığını ve icra dosyasına da bir sözleşme eklemediğini, icra takibinde dayanılmayan belgeye itirazın iptali davasında dayanılamayacağı , İcra takibinde ihtarnameden ve masrafından bahsetse de böyle bir ihtarnamenin müvekkile hiçbir zaman tebliğ edilmediğini, davacı sözleşmeye göre belli miktarda ürün alması karşılığında sağlamayı vaad ettiği ve dava konusu yaparak talep ettiği ürünlerin bedelini müvekkile sağlamadığını belirterek öncelikle yetki itirazımızın kabulü ile dosyanın yetkili Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, somut olayda sözleşmenin ifa yeri ve davalının ikametgahının Gelibolu/ Çanakkale olduğu bu nedenle somut olayda takipte yetkili icra dairesinin İİK. 50 maddesi yollamasıyla HMK. genel hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, HMK. 6. maddesine göre yetkili icra dairesinin davalı gerçek/tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa yeri icra dairesi olduğu, her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 26. maddesi gereğince sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Bursa İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olacağı düzenlenerek yetki sözleşmesi yapılmışsa da HMK’nın 17. maddesi gereğince yetki sözleşesinin tacirler arasında geçerli olduğu, BTSO’dan alınan yazı cevabı ile davalı vekili tarafından sunulan Gelibolu Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile Gelibolu Ticaret ve Sanayi Odası yazı cevabı gereğince davalının tacir olmadığı, dolayısıyla taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı, davalı-borçlunun icra takibine yönelttiği yetki itirazında haklı olduğu anlaşılmakla, mahkemenin yargı çevresi içinde yapılmış geçerli bir takipten söz edilemeyeceğinden dava ön şartının tahakkuk etmediği gerekçesi ile dava usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalının vergi usul kanunu uyarınca esnaf sınırını aşıp aşmadığı hususunun incelenmediği, davalının tacir olduğu ve taraflar arasındaki yetki anlaşmasının geçerli olduğu, itirazın iptali davasında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olduğu gerekçeleri ile kararın kaldırılması talebi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davalarında borçlu/davalının icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itirazı halinde öncelikle icra müdürlüğünün yetkisi incelenmesi gerekmekte olup, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmış olması bir dava şartı olduğundan icra müdürlüğü yetkili değilse, mahkemenin kendi yetkisini incelemeden davanın usulden reddine karar vermesi, icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verilirse bu defa mahkemenin kendi yetkisini incelemesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta da davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesinde icra takibindeki yetki itirazına ek olarak itirazın iptali davasında da mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, yerel mahkemece de isabetli bir şekilde öncelikli olarak icra takibine yapılan yetki itirazının değerlendirildiği görülmüş ise de, mahkemece icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkili olmadığına dair varılan sonuç doğru değildir.Zira;
6100 sayılı HMK’nın “Yetki Sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesi ile getirilen bu yetki kuralı, kesin değil, münhasır yetki niteliğindedir. Zira, HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi ile düzenlenen yetki, ancak süresinde (ilk itiraz olarak) yetki itirazı olması halinde gözetilebilir. Mahkemece resen dikkate alınamaz.
Dava konusu olayda kesin yetki kuralları söz konusu değildir. Yine taraflar arasındaki 23/04/2015 tarihli açık satış noktası sözleşmenin 26. maddesinde doğacak ihtilaflarda Bursa Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı açıkça kararlaştırılmıştır.
Genel açıklamalar karşısında; bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için davanın nispi veya mutlak ticari dava olması gerekir. Nispi ticari dava olması için ise davanın her iki tarafının da ticari işletmesi ile ilgili olması dolayısıyla tarafların tacir olması gerekir. Bir şahsın tacir olup olmadığı ise ticaret sicil müdürlüğü kaydından veya vergi mükellefiyetine ilişkin faaliyet konusundan anlaşılır. Ticaret sicil kaydı veya vergi kaydı olmaması tacir olmasına da engel değildir.
Davacı sermaye şirketi olup, davalının tacir olup olmadığının sicil kaydı ve vergi kaydı ve faaliyet alanlarının araştırılarak varsa ticari kayıt ve defterleri incelenerek; 6102 sayılı TTK. 11 ve 12.maddesine göre inceleme yapılması gerekir.
Taraflardan birinin tacir olmaması halinde HMK.17 maddesindeki yetki sözleşmesi geçerli olmayacaktır. Tacir sıfatının tespiti halinde ise yetki sözleşmesi nedeni ile Bursa Mahkemeleri yetkili hale gelecektir.

Açıklanan gerekçelerle yerel mahkemece eksik inceleme karar verilmesi isabetsiz olup bu sebeplerle yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılması ile dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih, 2020/104 Esas, 2020/628 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır