Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2702 E. 2022/1912 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2702 – 2022/1912
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2702
KARAR NO : 2022/1912

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilli firmanın tur düzenleyicisi olan davalı firma ile fuar sözleşmesi imzalandığı, bedele ilişkin hükümler gereği davalıya toplamda 18.349,36 TL ödeme yapıldığı ancak dünya genelinde meydana gelen Covid – 19 salgını nedeniyle tüm bu etkinliklerin iptal edildiğini, ilgili fuar sözleşmesinin feshi ve elde edilmiş kazançların sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeden iadesi gerektiğini, ödenen bedelin uzun süre boyunca müvekkiline iade edilmemesi nedeniyle Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2020/3100 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, davalının haksız yere takibe itirazda bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, ikame edilen iş bu dava da yetkili mahkemenin Bursa Mahkemesi olmadığını, hem HMK genel yetki kurallarına hem de taraflarla imzalanan sözleşmenin son maddesine aykırılık teşkil ettiğini, HMK’ya göre borçlunun adresi İstanbul olup davanın da orada ikame edilmesi gerektiğini, ayrıca sözleşmeye göre de uyuşmazlık hallerinde çözüm yerinin İstanbul olarak gösterildiğini, bunlar kesin yetki kuralı olup yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkili yönünden sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın, taraflar arasında imzalanan fuar sözleşmesi gereğince iptal edilen etkinlikler nedeniyle, davalı yana yapılan peşin ödemenin iadesi için avalı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2020/3100 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmenin 15.33. maddesinde “Bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemesi ve İcra Daireleri Yetkilidir” ibaresinin öngörüldüğü, ilgili sözleşmenin her iki tarafça kabul edildiği, sözleşmede sözleşme dışındaki genel görevli mahkemelerin de yetkili olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, her iki tarafında da tacir olduğu, HMK 17 ve 18. maddeleri uyarınca geçerli bir yetki sözleşmesinin bulunduğu, geçerli olan yetki şartı gereğince davalının yetkiye yönelik cevap dilekçesi ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek, süresi içerisinde itirazda bulunduğu, davacı tarafından davalının İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna ilişkin ifadesinin soyut nitelikte olduğu, İstanbul’un hangi mahkemesinin yetkili olduğunun somut şekilde belirtmemesi nedeniyle geçerli bir yetki itirazı niteliğinde olmadığına ileri sürülmüş ise de yetki sözleşmesinde Anadolu Mahkemelerinin tek yetkili mahkeme olarak belirtilmesi, davalının yetki sözleşmesine atıf yapmasının yeterli olması nazara alınarak itibar edilmediği, davalının yetki itirazının haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, davalının icra takibine usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığı gibi işbu davada da usulüne uygun yetki itirazında bulunmadığını, davalının İstanbul Mahkemelerini yetkili göstererek itirazda bulunmuş ise de sözleşmede İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davaya cevap dilekçesinde sehven istanbul mahkemesi yazılmış olmasının karşı yana bir hak kazandırmayacağını belirterek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 67. maddesi uyarınca, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi için başlatılan ilâmsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğu, yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin yetkili olduğu, süresinde yetki itirazında bulunulduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmiş olup; uyuşmazlık, mahkemece verilen yetkisizlik kararının yerinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açılır.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan madde hükmüne göre; taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, dava, yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen (yetkili) mahkemede açılır. Bu durumda yetki sözleşmesi, kanunen yetkili kılınan genel veya özel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaktadır.
Somut olayda, tüzel kişi tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 15.33. maddesinde “Bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemesi ve İcra daireleri yetkilidir” hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Davalının süresi içerisinde cevap dilekçesinde “yetkili mahkeme Bursa mahkemesi olmayıp, hem HMUK genel yetki kurallarına, hem de taraflarla imzalanan sözleşmenin son maddesine aykırılık teşkil etmektedir. HMUK a göre borçlunun adresi İstanbul olup davanın da orada ikame edilmesi gerekmektedir. Ayrıca sözleşmeye göre de uyuşmazlık hallerinde çözüm yeri İstanbul olarak gösterilmiştir. Bunlar kesin yetki kuralı olup karşı yanın açtığı dava hususunda yetkisizlik kararı verilmelidir….HMUK a göre olmasa dahi taraflar arasında yazılı sözleşmenin 15.34 maddesine göre de özel yetkili mahkeme İstanbul mahkemeleridir. Her iki halde de bu davanın yetkili mahkemede açılmadığı izahtan varestedir.” şeklinde yetki itirazında bulunulduğu görülmektedir.
Davacı taraf, usulüne uygun bir yetki itirazında bulunulmadığını ileri sürmüş mahkemece, yetki sözleşmesinde Anadolu Mahkemelerinin tek yetkili mahkeme olarak belirtilmesi, davalının yetki sözleşmesine atıf yapmasının yeterli olduğu gerekçesiyle davacının itirazına itibar edilmeyerek yetkisizlik kararı verilmiştir.
Gelinen bu noktada davalı tarafından yapılan yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığı incelenmelidir. 6100 sayılı HMK’nun 19. maddesinin 2. bendi “yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz. Aynı maddenin 4. bendi ise; “yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkin hale gelir.” hükmünü içermektedir. Davalı, yetki itirazında bulunurken, doğru şekilde yetkili mahkemeyi de göstermelidir. Aksi halde yetki itirazı kabul olunmaz.
Somut olayda, yetkili mahkeme taraflarca düzenlenen sözleşme uyarınca İstanbul Anadolu Mahkemeleridir. Ancak davalı, cevap dilekçesinde bildirdiği yetki itirazında hem borçlunun adresinin İstanbul olduğundan davanın orada ikame edilmesi gerektiğini hem de sözleşmeye göre uyuşmazlık hallerinde çözüm yerinin İstanbul olarak gösterildiğinden bahisle yetki itirazında bulunmuş olup davalı şirketin adresinin Beylükdüzü/İstanbul olduğu bu suretle yetkili mahkeme olarak Büyükçekmece Mahkemeleri ile İstanbul Mahkemelerinin gösterildiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça yetki itirazında sadece yetki sözleşmesine atıf yapılarak İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu hususu ileri sürülmüş olsaydı mahkemece kabul edildiği şekilde yetki sözleşmesine atıf olması nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının söz konusu olduğu kabul edilebilir ise de; davalı tarafça yetki itirazında aynı zamanda borçlunun adresinin İstanbul olduğu da belirtilmiş ve davalının ikametinin Büyükçekmece Adliyesine bağlı olduğu hususları nazara alındığında birden fazla mahkemenin belirtildiği ve bu suretle usulüne uygun bir yetki itirazının varlığından söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla mahkemece, usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı ve bu nedenle davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geldiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 hükmü uyarınca kabulü ile, mahkemenin görevli olması nedeniyle işin esasına girilerek taraf iddia ve savunmaları ile toplanacak deliller çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafa iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a ve m. 362/1-g hükümleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022