Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/270 E. 2023/582 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/270
KARAR NO : 2023/582

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/25 Esas, 2019/552 Karar
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … [16205-02787-43913] UETS

DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait adreste bilinmeyen bir nedenden dolayı 19/12/2017 tarihinde yangın çıktığını ve işyerindeki birçok şeyin hasar gördüğünü, şirkete ait 2011, 2012, 2013 ve 2015 yılına ait defterler, faturalar, belgeler, vergiye esas belgeler ve her türlü sair evrakın zayi olduğunu ileri sürerek zayi olan 2011-2012-2013-2015 yılı yevmiye-kebir-envanter defterleri ve alış satış faturaları ile kullanılmamış cilt halinde bulunan sevk irsaliyeleri, faturalar ve irsaliyeli faturalara zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı tacirin saklamakla mükellef olduğu ticari defter ve kağıtları özenle muhafaza etmesi zorunlu olup şirketin muhasebesinin yangının meydana geldiği mahal dışında ayrı bir yerde bir mali müşavir bilirkişi tarafından tutulduğu, şirketin 2014 yılı ve 2016 yılı vergi incelemelerinin bulunduğu, düzenlenen yangın tutanağında şirket defterlerinin zayi olduğuna dair bir kaydında bulunmadığı anlaşılmakla sunulan deliller ile yangında defterlerin zayi olduğunun ve özenle muhafaza edildiğinin ispat edilemediği kanaatine varıldığı gibi usulune uygun olarak düzenlenen gerekçeli denetime açık bilirkişi raporunun tebliğine rağmen davacı tarafça süresi içinde itiraz edilmediğinden raporun davacı yönünden kesinleştiği, davacı tarafından dava konusu defter ve belgelerin iradesi dışından zayi olduğunun ispat edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, mahkemece, yangında yanarak yok olan defterin yandığının ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini, yangın sonrası çekilen fotoğraflar ve cd görüntülerinin yeniden arşivden çıkartıldığını, ilgili kişiler ile yeniden görüşüldüğünü ve bahse konu defterlerin bir kısmının yanmış hali ile küllerinin fabrika atık deposunda olduğunun anlaşıldığını, dilekçe ekinde bu hususu ispat eden görüntülerin ibraz edildiğini, defter ve kayıtların kül olmuş hali ile yeniden incelemeye esas olmak üzere ibraz edilebileceğini, yapılan keşifte ayrıntılı inceleme yapılmadığını, yangının yaşatmış olduğu şok ile defterlerin yandığının itfaiye yangın raporuna geçirtilmesinin şirket yetkililerinin aklına gelmediğini, zayi belgesi istenilen defter ve belgelerin müvekkile ait işletmede ve uygun koşullarda saklanmakta olduğunu, müvekkilin muhafaza konusunda kendisine düşen yükümlülüğe uygun davrandığını, elde olmayan sebeplerle fabrikada çıkan büyük bir yangın nedeniyle defter ve kayıtların zayi olduğunu, dosyada 2016/1196 sayılı dava dosyasına ilişkin bilirkişi raporunun tebliğ edildiğini, doğru bilirkişi raporu tebliğ edilmediğinden işbu rapora sonraki ilk duruşma olan 02/04/2019 tarihinde açıkça itiraz edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, TTK’nın 82/7. maddesi hükümleri gereğince açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
TTK’nın 82/7 maddesinde; tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği, davanın hasımsız açılacağı, mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını emredebileceği hüküm altına alınmıştır. Madde de düzenlenen 15 günlük süre hak düşürücü süredir.
Söz konusu hükümde “yangın, su baskını, veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle” defter ve belgelerin ziyaa uğramasından söz edildiği dikkate alınarak, sınırlayıcı bir düzenleme yapılmadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle hükümdeki “gibi” sözcüğünden de anlaşılacağı üzere, tacirin elinde olmayan benzer olaylar da maddenin kapsamında düşünülmüştür. Bu nedenle tacirin, söz konusu hükümdeki defter ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur (Yargıtay HGK’nın 25/09/1985, E. 1984/11-12, K. 1985/728 tarih ve sayılı kararı). Bundan ayrı olarak, ticari defter ve belgelerin kaybedilmiş olduğu iddiasının, samimi ve inandırıcı bulunması da lâzımdır (Arkan, Sabih: Ticarî İşletme Hukuku, 24. Basıdan Tıpkı Basım, Ankara 2018, s. 382).
Dosya kapsamı uyarınca, davacı şirketin merkezinin de bulunduğu işyerinde yangın çıktığı, şirkete ait kanunen tutulması gereken ticari defter ve belgelerin şirket merkezinde bulundurulmasının olağan olduğu, bu durumun davacının basiretsiz davrandığı şeklinde yorumlanamayacağı, davacı tarafça yangında zayi olduğu belirtilen defter ve belgeler itfaiye raporunda belirtilmemiş ise de yangın raporu uyarınca çıkan yangında binanın çatısı, ofis ve yemekhane bölümünün tamamen yandığının tespit edildiği, yine dosya kapsamında bulunan fotoğraflar uyarınca çıkan yangında davacı şirkete ait defter ve belgelerin zarar gördüğü anlaşılmakla, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Öte yandan mahkeme gerekçesinde, davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilmediği, raporun davacı yönünden kesinleştiği kabul edilmiş ise de; hasımsız açılan zayi belgesi verilmesi davasında, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince mahkemece resen araştırma ilkesi çerçevesinde delillerin toplanarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, mahkemece, ticari defterlerin noter tarafından tasdiklenmiş kapak sayfalarının ilgili noterliklerce temin edilmesi, zayi olduğu belirtilen faturaların davacı tarafından bildirilen matbalara müzekkere yazılarak, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, zayii belgesi talebine konu olan ticari defterler ve belgelerin gerçekte tutulup tutulmadığı, bunların tasdik ettirilip beyannamelerinin verilip verilmediği, davacı şirket tarafından kullanılmış olması koşulunun varlığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmediğiden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸er