Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2655 E. 2022/1959 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2655
KARAR NO : 2022/1959

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2019/321 Esas, 2019/1701 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … KAYA
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2019 tarih, 2019/321 Esas, 2019/1701 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilince yapılan ” … İlkokulu Spor Kompleksi Yapım İşi ” ihalesini taahhüt eden yüklenici firma … Eğitim Danışmanlık…Ltd. Şti.’nin sözleşme hükümleri gereğince, dava konusu 08/04/2015 tarihli kesin teminat mektubunun müvekkiline verildiğini, yüklenici firmanın kesin hesap borcu bulunması sebebiyle taahhüdünü kısmen veya tamamen yerine getirmediğinden bahisle davalı bankadan müvekkilinin Mali Hizmet Dairesi Başkanlığının 19/12/2018 tanzim tarihli dilekçesi ile kesin teminat mektubunun nakde çevrilerek müvekkilinin hesabına yatırılmasını talep edildiğini, davalı banka tarafından 21/12/2018 tarihli yazısı ile dava konusu kesin teminat mektubunun vadesinin 16.04.2018 tarihinde sonaerdiğinden bahisle tazmin taleplerinin işleme alınmadığının bildirildiğini, 03.01.2019 tarihli 2. kez tazmin talebinden de sonuç alınamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 08/04/2015 tarihli 531803 sayılı, 77.250,00 TL bedelli teminat mektubuna konu alacaklarının ilk talep tarihi olan 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu teminat mektubu süreli olup, davacının teminat mektubunu geçerlilik süresi içinde paraya çevrilmesini talep etmediğini, teminat mektubu hükümsüz kaldıktan sonra müvekkili bankaya başvurduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama doğrultusunda, dava konusu teminat mektubu üzerinde “İşbu teminat mektubu 16.04.2018 tarihine kadar geçerli olup, bu tarihe kadar elimize geçecek şekilde tarafınızdan yazılı tazmin talebinde bulunulmadığı takdirde hükümsüz olacaktır.” ibarelerine yer verilmiş olup, davacının teminat süresi içerisinde tazmin talebinde bulunmadığı ve sürenin son ermesi ile davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; 20.02.2004 tarihli ve 25379 sayılı 1. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Muhasebat Genel Müdürlüğü 15 Sıra No’lu Genel Tebliği “D-Diğer Hususlar” başlıklı maddesinin birinci fıkrasında “Bankalarca ödeneceği taahhüt ve garanti edilen teminat mektubu konusu taahhütlerin müteahhitler tarafından sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmediği müddetçe garanti edilen rişk her an gerçekleşebileceğinden, teminat mektubunu düzenleyen, dolayısıyla doğacak riski ödemeyi garanti eden bankaların sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Teminat mektuplarının on yıllık zamanaşımı süresini doldurdukları gerekçesiyle banka kayıtlarından düşülmüş olması halinde dahi bankanın sorumluluğu devam etmektedir.” denildiğini, buna göre, taahhütlerin müteahhitler tarafından sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmediği müddetçe garanti edilen risk her an gerçekleşebileceğinden, teminat mektubunu düzenleyen, dolayısıyla doğacak riski ödemeyi garanti eden bankaların sorumluluğunu ortadan kaldırmadığından; davalı bankanın sorumluluğunun devam ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, muhatabı olunan banka teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, muhatabı olduğu süreli teminat mektubunun tazmin talebinin haksız olarak reddedildiğini ileri sürmüş, davalı banka ise teminat mektubunun süresinin dolduğundan hükümsüz hale geldiğini, tazmin talebinin teminat mektubunun süresinden sonra olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava konusu teminat mektubunun …nın açtığı ihaleyi kazanan yüklenici dava dışı Mer-Tem Personel..Ltd Şti ile davacı … arasında imzalanan “… İlkokulu Spor Kompleksi Yapım İşi” nedeniyle, 4734 Sayılı Kanun ve 4735 Sayılı Kanun ile ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerini yerine getirmek üzere yüklenicinin vermek zorunda olduğu kesin teminat tutarı olan 77.250,00 TL’nin ” yüklenici taahhüdünü anılan kanunlar ve ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmediği taktirde, protesto çekmeye, hükümde adı geçenin iznini almaya gerek olmaksızın ve Mer-Tem Personel.. Ltd Şti ile idaremiz arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanuni sonuçları dikkate alınmaksızın yukarıda yazılı tutarı ilk yazılı talebimiz üzerine derhal ve gecikmeksizin idaremize nakden ve tamamen, talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen günlere ait kanuni faizi ile birlikte ödeyeceğimizi.. taahhüt ve beyan ederiz.” şeklinde teminat mektubunun düzenlendiği; ayrıca “bu teminat mektubu 16.04.2018 tarihine kadar geçerli olup bu tarihe kadar elimize geçecek şekilde tarafınızdan yazılı tazmin talebinde bulunulmadığı takdirde hükümsüz olacaktır” denilmiştir.
Davacı kurumun davalı bankaya hitaben 19/12/2018 tarihli yazısında, kesin hesap borcu nedeniyle yüklenicinin taahhüdünü kısmen veya tamamen yerine getirmediğinden teminat mektubunu nakde çevrilmesini talep etmiş, davalı bankanın 21/12/2018 tarihli cevabı yazısında ise, tazmin talebinin teminat mektubunun vadesinden sonra olduğundan dolayı tazmin talebinin karşılanmadığı bildirilmiştir.
Teminat mektubu, mevzuatımızda açıkça düzenlenmemiştir. Pozitif bir temele dayanmayan teminat mektubu kurumu, ticari hayatın bir gereği olarak ve sözleşme serbestisi kapsamında vücut bulmuştur. Muhatap, lehtar ve garanti eden olmak üzere bünyesinde üçlü bir ilişki içeren teminat mektubu, (doktrinde tartışmalar mevcut olmakla birlikte) esas olarak üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olması nedeniyle bir tür garanti sözleşmesidir. 11.06.1969 Tarih 1969-4 Esas-1969-6 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da teminat mektubunun mahiyeti itibariyle BK’nın 110. maddesinde sözü edilen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğu kabul edilmiştir. Yargıtayın yerleşik uygulamasında da teminat mektubunun BK’nın 110. maddesi çerçevesinde bir garanti sözleşmesi olduğu yönü benimsenmiştir. Banka teminat mektubu ile garanti eden banka, kayıtsız ve şartsız bir ödeme yükümlülüğü altına girmemekte, aksine üçüncü kişi durumunda bulunan lehtarın edimini ifa etmemesi ya da sair rizikoların ortaya çıkması halinde muhatabın uğrayacağı zararları teminat altına almayı amaçlamaktadır. Teminat mektuplarının vadeli (süreli) ya da vadesiz (süresiz) olarak düzenlenmeleri mümkündür.
818 sayılı BK 110/2 m. (6098 sayılı TBK 128/2 m.) uyarınca, muayyen bir müddet için yapılan taahhütlerde, müddetin bitimine kadar taahhüt edene yazılı olarak başvurulmaması halinde taahhüdün hükümsüz olacağına dair sözleşme muteberdir. Dolayısıyla süreli bir teminat mektubunda söz konusu süre dolmuş olsa da, BK 110/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde tazmin talebinin geçerlilik süresi içerisinde yapılması gerektiği yolunda bir meşruhat bulunmaması halinde, teminat mektubu muhatabı tazmin koşulunun mektubun süresi içerisinde gerçekleştiğini kanıtlamak suretiyle zamanaşımı süresi içinde bankadan tazmin talebinde bulunabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, dava konusu süreli teminat mektubunda “bu teminat mektubu 16.04.2018 tarihine kadar geçerli olup bu tarihe kadar elimize geçecek şekilde tarafınızdan yazılı tazmin talebinde bulunulmadığı takdirde hükümsüz olacaktır” şeklinde meşruhatın bulunduğu ihtilafsız olup, bu durumda davacı kurumun teminat süresi içerisinde tazmin talebinde bulunmadığından ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 15/12/2022


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı