Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2646 E. 2022/93 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ……
KARAR NO : …………….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BALIKESİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : ……….Esas
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ………….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022

Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas, 29/09/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/11/2017 tarihinde davacı şirket ile davalı şirketin ticari ilişkilerini sonlandırma kararı aldıklarını ve karşılıklı olarak hesapları kapattıklarını, Balıkesir 2. İcra Müdürlüğü’nün ………… Esas sayılı icra dosyasına konu faturalara itirazlarının bulunduğunu, 02/01/2009 tarihli 78.624,00 USD bedelli faturaya ilişkin itirazlarının; taraflar arasında imzalanan 29/11/2017 tarihli denetim raporunda görüleceği üzere davacı şirketin davalı şirkete 24.584,30 TL borcu olduğunu, takibe konu edilen faturanın 02/01/2009 tarihli olduğunu, takibe konu fatura tarihinin 01/01/2009 karşılıklı hesap kapama tarihinin 29/11/2017 olduğunu, yaklaşık 8 yıl sonra imzalanan belgede fatura borcundan bahsedilmediğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, ayrıca fatura bedelindeki borcu kabul etmemekle beraber davalı şirket haksız kazanç elde etme gayesi ile TL bazlı kesilen faturayı dolar kuru üzerinden icraya vermiş olup bu husustaki itiraz ve defi haklarını saklı tuttuklarını, 17/07/2006 tarihli 114.518,55 USD bedelli faturaya ilişkin itirazlarının; faturadaki borcu kabul etmemekle beraber evvel emirde zaman aşımı itirazlarının olduğunu, fatura tarihinin 2006, takip tarihinin ise 2018 olduğunu, davacının herhangi bir fatura borcunun olmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki 17/11/2017 tarihli karşılıklı hesaplaşma tutanağına göre davacı şirketin sadece 24.584,30 TL borcu olduğunu, bu rakamın üzerini kabul etmediklerini, davalı şirketin her ne kadar 20/12/2017 tarihli belge sunarak müvekkil şirket ile karşılıklı olarak görülen hesaba göre davacı şirketin 193.142,55 USD borçlu olduğuna dair belgeyi kabul ederek imza altına aldığını iddia etmişse de bunu kabul etmediklerini, açıkça imza ve sahtelik itirazlarının olduğunu, 20/12/2017 tarihli belgeye ilişkin olarak imzaya itirazlarının olduğunu, davalı şirketin resmiyete haiz olmayan ve 28/08/2006 tarihli olduğu iddia edilen cari hesap adı altında davacı şirket hakkında icra takibi başlattıklarını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı şirketin hiçbir imzası ve kaşesi olmaksızın sadece hesap bilgisi ile müvekkil şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, ayrıca davacı şirketin çalışanı olmayan kişiye usulsüz tebligat yapılarak takibin kesinleştiğini, davalı şirketin alacaklı olmamasına rağmen davacı şirketin bütün banka hesaplarına bloke koydurduğunu ve 39 adet araca haciz konularak araçlar hakkında yakalama kararı alındığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin durdurulmaması halinde müvekkilin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan icra takibinin durdurulması veya tahsilatın depo edilmesi için teminatsız veya mahkemece uygun görülecek olan plaka ve araç bilgilerinin teminat kabul edilmesi mukabilinde yargılama neticesi verilecek kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava edilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece 09.07.2021 tarihli ara karar ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile eldeki davanın İİK. md.72/3 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmakla, davacının dava konusu alacağının dava tarihi itibariyle miktarı üzerinden takdiren % 115’i oranında teminat gösterilmesi halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekilince ihtiyati hacze itiraz sonucu; mahkemece 29/09/2021 tarihli ara karar ile; HMK’nın 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşma ya da tamamen imkânsız hâle gelme ihtimali koşulunun gerçekleştiği bu nedenle verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin hatalı değerlendirme sonucu itirazın reddine karar verdiği, davacı HMK. madde 390 uyarınca davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği, anılan nedenle somut olayın şartlarında işbu ihtiyati tedbir kararı nedeniyle asıl mağdur durumda olan tarafın müvekkil olacağı , davanın sonucunda elde edilmesi gereken sonuç için davanın başında tedbir kararı verilemeyeceği gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK. 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası nedeniyle 2004 sayılı İ.İ.K. 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek olan paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına yöneliktir.
2004 sayılı İ.İ.K. 72/3 maddesine göre, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı,2004 sayılı İİK.nın 72/3 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi konusunda tedbir kararı verilebileceği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Davacı gider avansından kullanılan 24,00 TL. istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde iadesine,
5-Kararın harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.26/01/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır