Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2517 E. 2022/616 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2517 – 2022/616
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2517
KARAR NO : 2022/616

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2021 tarih, 2020/111 esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
İhtiyati Hacze itiraz eden davalılar vekilinin itiraz dilekçesinde özetle; mahkemenin 17.09.2021 tarihli ara kararı gereğince davacı vekilinin ihtiyati haciz talepleri yerinde görüldüğünü, davanın esası hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini mevcut dosyanın önceki safhalarında mahkeme tarafından henüz dava açılmadan önce 2019/549 D.İş sayılı dosyada 500.000 EURO tutarında ihtiyati tedbir konulduğunu, tedbir konulduktan sonra, esasa ilişkin davanın 100.000 TL maddi tazminat talebiyle açıldığını ve bu durumun çelişki meydana getirdiğini, dosyaya ilişkin meydana gelen bu değişikliğin akabindeki duruşmada ise, davanın 100.000 TL üzerinden açıldığının görmezden gelindiğini, dava değerinin çok çok üzerinde olacak şekilde bir ihtiyati tedbire hükmedilerek müvekkillerinin ticari faaliyetleri durma noktasına getirildiğini, daha önce verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı hakkında istinaf incelemesi sonucunda bahse konu ihtiyati tedbirin tamamının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğini, mahkemenin 15.09.2021 tarihli duruşmasında yeniden ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu aşamada verilecek ihtiyati haciz kararının kesin hüküm sonuçları doğuracağını, henüz yargılama yapılıp davacının iddialarına ilişkin herhangi bir durum açıklığa kavuşmadığını, davanın esası hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, yasal şartları oluşmayan ve teminatsız olarak verilen işbu ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, ihtiyati haczin tamamen kaldırılmasının gerektiğini, somut olayda İİK 257. maddesinde öngörülen şartların oluşmadığını, bu nedenle de ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu, müvekkillerinin belirli bir yerleşim yeri bulunduğunu, mallarını gizlemesi, kaçırması ya da davacının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle, somut olayda ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığının ortada olduğunu, İİK’nin 259. maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyen alacaklının teminat göstermesinin zorunlu olduğunu, teminat gösterilmeden ihtiyati hacze karar verilmesinin yalnızca alacağın bir ilama dayanması ya da ilam niteliğindeki belgeye bağlı olması halinde mümkün olduğunu, somut olayda herhangi bir ilam ya da ilam niteliğindeki belgeye bağlı alacak bulunmadığını, bu nedenle teminatsız olarak ihtiyati hacze karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek tüm bu sebeplerle ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, 16/09/2021 tarihli ara karar ile; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1 talimat sayılı dosyasından aldırılan 02/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamına göre davacı vekilinin mevcut ve muhtemel tüm zararlarının teminat alınması yönünden davaya esas maddi tazminat taleplerine konu 100.000,00 TL yönünden İİK’nun 757/1 maddesi uyarınca taktiren teminatsız olarak ihtiyati haciz isteminin kabulü ile, davalıların bu tutar yönünden menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ihtiyati hacze itirazı üzerine duruşma açıldığı, mahkemenin 13/10/2021 tarihli duruşma ve ara kararında; İİK’nun 257/1. maddesi ve devamı hükümleri ihtiyati haciz için yaklaşık ispat kuralının yeterli kabul edileceği, tam bir ispatın aranmadığı dosya içerisinde mevcut ve toplanan delillere göre ise yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği, yaklaşık ispat kuralı gereğince toplanan deliller kapsamında mahkemece verilen ihtiyati haciz kararında değişiklik olmayıp, ihtiyati hacze itirazların ise yerinde olmadığı sonucuna varılarak ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile; davanın esası hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, yasal şartları oluşmayan ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü ile ihtiyati haczin tamamen kaldırılması gerektiğni, ihtiyati haciz şartları oluşmadığını, zira müvekkili davalıların belirli bir yerleşim yeri bulunduğunu, mallarını gizlemesi, kaçırması ya da davacının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi bir durum da söz konusu olmadığını, teminatsız ihtiyati haciz kararına yönelik şartlar oluşmadığını, yerel Mahkemenin, “takdiren teminatsız” olarak ihtiyati hacze karar verdiğini, ancak söz konusu kararına gerekçe olarak herhangi bir dayanak göstermediğini, teminatsız olarak ihtiyati hacze karar verilebilmesinin koşullarının kanunla açıkça sınırlanmış olup, dava konusu olayda bu koşulların mevcut olmadığını, bu sebeple teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin usule ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, dosyada aldırılan bilirkişi raporu objektif olmadığını, ve rapora itibar edilemeyeceğini, söz konusu bilirkişi raporunun bağımsızlıktan uzak olduğunu, maddi hatalar, işlem hataları ve objektiflikten uzak, yorum niteliğinde tespitler içerdiğini, bu sebeple, dosyadaki tek değişiklik olan bilirkişi raporu’na dayanarak verilen ihtiyati haciz kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararına karşı itirazımızın reddi kararının kaldırılmasını, ihtiyati haciz kararının kaldırılmaması halinde kapsamının daraltılarak en azından miktarının indirilmesini, sürekli olarak haksız ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarıyla ve talepleriyle karşı karşıya kalan müvekkillerimizin ticari faaliyetine adil bir şekilde devam edebileceği ortamın sağlanması için gereken önlemlerin alınmasını, aksi halde, müvekkillerin muhtemel zararlarının karşılanması için teminat tutarına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; ihtiyati hacze itiraza ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
2004 sayılı İİK. 257/1.maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” şeklindedir.

İİK. 259. maddesinde ise “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı haksız rekabetin tespiti, men’i, maddi ve manevi zararların tazmini isteminde bulunmuş, mahkemece 15/09/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talepleri yerinde görülmekle, davaya esas maddi tazminat talebine konu 100.000,00 TL yönünden ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verildiği anlaşılmış, davalının ihtiyati hacze itirazının yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği ve toplanan deliller kapsamında ihtiyati hacze itirazın yerinde olmadığı sonucuna varılarak itirazın reddine karar verilmesi yerindedir.
Ancak, 2004 sayılı İİK. 259. maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteyen davacının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olup, 6100 sayılı HMK. 87. maddesi gereğince yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, yine İİK. 259 maddesinde belirtilen teminattan muafiyeti gerektiren şartların somut olayda mevcut olmadığı bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesisi ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2021 tarih, 2020/111 esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden hüküm kurulmasına;
100.000,00 TL yönünden İİK’nun 757/1 maddesi uyarınca taktiren %15 teminat karşılğında ihtiyati haciz isteminin kabulü ile, davalıların bu tutar yönünden menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACZİNE,
İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin asıl yargılamada yapılacak hesaplamada nazara alınmasına,
HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
Davalılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
Davalılar tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
HMK’nın 359/3. maddesine göre kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK. 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.