Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2399 E. 2022/1729 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2399 – 2022/1729
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2399
KARAR NO : 2022/1729

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2018 tarih, 2014/1576 Esas, 2018/1443 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 28/04/2014 günü saat 07:15 sıralarında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünden yolcu taşımacılığı yapan davalı Baltur Ltd. Şti’nin maliki, diğer davalı Mustafa Delen’in ise sürücüsü olduğu ve davalı sigorta şirketince mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olan 10 ABH 19 plaka sayılı araç ile Bandırma’ya gitmek üzere yola çıktığını, araç içinde 5 yolcu ile hareket halinde iken Bursa ili, Karacabey İlçesi Danişment Köyü, yol ayrımı civarında havanın yağışlı ve yolun kaygan olması nedeni ile davalı sürücü Mustafa Delen’in aracın direksiyon hakimiyetini kaybederekönce yolun ortasındaki aracının sol ön ve yan kısımmlarıyla çarpması, akabinde ise aracın yan yatması sureti ile tek taraflı yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı Mustafa Delen’in hava koşullarına uygun olarak araç kullanmadığından %100 kusurlu olduğunu, trafik kazası neticesinde müvekkilinin ilk olarak Bandırma Devlet Hastanesine kaldırıldığını, burada müvekkilinin sol klavikulasının kırıldığının tespit edildiğini, sonrasında müvekkilinin Bursa Bahar Hastanesinde ve Vursa Şevket Yılmaz Hastanelerinde tedavi gördüğünü ve tedavi sürecinin halen devam ettiğinden maluliyetin oranının henüz tespit edilemediğini, ayrıca kaza sırasında müvekkiline ait tabletin de hasar gördüğünü, müvekkilinin Kur’an Kursu öğretmeni olup; çalışamadığı sürede sadece maaşını aldığını, ek ders ücretini alamadığını, kazadan dolayı psikolojik travma geçirdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 372,50-TL özel hastane masrafi; 100,50-TL Bedeni zarar (maluliyet); 500,00-TL PC tablet bedeli; 27,40-TL çalışamadığı döneme ilişkin ek ders ücreti olmak üzere şimdilik toplam 1.000 TL maddi ve 30,000,00-TL manevi tazminatın davalılar Baltur Ltd.Şti ve Mustafa Delen’den, özel hastane masrafının sarf tarihinden, diğer alacaklar yönünden 28.04.2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (AXA Sigorta A.Ş sigorta limiti ile sınırlı, fer’ileri yönünden orantılı olmak ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Baltur Taşımacılık Ltd Şti vekili, davacının meydana gelen kaza nedeniyle mağduriyetinin giderilmeye çalışıldığını, hastane ve doktora ulaşım giderlerinin karşılandığını, parça parça nakit para verildiğini, hasar gören tabletinin yerine başka bir tablet alındığını, davacının tanzimat taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkil sigorta şirketinin merkezi İstanbul olup davanın yetkisiz yerde açıldığını, poliçeden dolayı sorumluluğun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kaldı ki zararın öncelikli olarak taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğini, sigortalısı aracın dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispatlanması gerektiğini, ticari amaçla yapılmadığının tespiti halinde hatır taşıması niteliğinde olup olmadığının araştırılarak hatır indirimi uygulanması gerektiğini, davacının taleplerinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Diğer davalı Mustafa Delen, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi incelemesi yaptırılarak kusur durumlarının tespiti ile davacının talep edebileceği nihai tazminat tutarının belirlenmesi yönünden dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiği, bilirkişi ücretlerinin tamamlanması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmişse de davacının talebi üzerine 1 aylık ek süre verildiği, buna rağmen bilirkişi ücretlerinin mahkeme veznesine yatırılmadığı, her ne kadar davacı vekili eksik gider avansını 09/11/2018 tarihinde mahkememiz veznesine yatırmış ise de; 13/11/2018 tarihli oturumda davalı vekili beyanında verilen kesin sürelere rağmen gider avansı zamanında yatırılmamış olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği gerekçesiyle davacının HMK 120/1-2.maddelerinde yazılı ve HMK ‘nu 114/1-g maddesi uyarınca dava şartı olan eksik gider avansını verilen kesin sürelere rağmen yatırmadığı anlaşıldığından; HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan uuslden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi ücretlerinin müvekkilden tedarik edilmesi üzerine duruşma günü gelmeden 09/11/2018 tarihinde mahkeme veznesine yatırıldığını, ancak ilk derece mahkemesi tarafımıza verilen kesin süre içerisinde gider avansı zamanında yatırılmadığından usul ekonomisi gözetilmeden davanın usulden reddedildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, taşımadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, usulüne uygun ihtara rağmen gider avansının verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 120. maddesinde; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü bulunmakta, aynı kanunun 324. maddesinde ise; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesinde ise; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hakim, gider avansı ile delil avansını ayırmalı ve buna göre değerlendirme yapmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında, davacının dava açarken 565,00 TL gider avansını yatırmış olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemenin 17/05/2018 tarihli ara kararında sözü edilen gider, gider avansı olmayıp 6100 sayılı HMK’nun 324. maddesinde hükme bağlanan delil avansı niteliğindedir. Delil avansının verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde ise HMK’nun 324/2 maddesi uyarınca buna ilişkin delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hükme bağlandığı, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamış olmasının dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini gerektirmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar tesisi de doğru değildir.
Açıklanan bu hususlar doğrultusunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2018 tarih, 2014/1576 Esas, 2018/1443 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/12/2022

M