Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2387 E. 2022/94 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ……..
KARAR NO : ………..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE :………….
ÜYE : ……..
KATİP :……….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
NUMARASI : ……..Esas, ……. Karar
DAVACI : ………….
VEKİLİ : Av………..
DAVALI : HASIMSIZ
KONKORDATO KOMİSERİ : …………
FERİ MÜDAHİL : 1 -……….
VEKİLİ : Av…………
FERİ MÜDAHİL : 2 -……..
VEKİLİ : Av. ……….
FERİ MÜDAHİL : 3 -…………
VEKİLİ : Av………..
.
DAVANIN KONUSU : Konkordato
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2021 tarih…….Esas, …….. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı konkordato talep eden vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin 2018 yılı mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, ticari ilişkide bulunan ve davacının alacaklı olduğu firmalardan tahsilatların yapılamaması, yüksek faizli kredi kullanılmış olması, bankaların yeni kredi vermemesi, şirketin aile şirketi olması nedeniyle görev dağılımının kurumsal olmaması nedeniyle şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmalar meydana getirdiğini bu borçların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini riske girdiğini ve borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle geçici mühlet talebinde akabinde ise konkordato projesinin tasdiki talebinde bulunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu, özellikle iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek alacak tutarları dikkate alındığında davacının iflas etmek yerine işletme faaliyetine devam etmesinin hem davacı hem alacaklılar yararına olduğu gerekçesi ile projenin tasdiki ile alacağın teminat altına alınması için rehin edilen taşınmazın işletmenin faaliyeti ve devamlılığı için zorunlu olduğu, paraya çevrilmesi halinde işletme faaliyetini aksatacağı bunun da davacının ekonomik varlığını tehlikeye düşürebileceği gibi projenin başarılı olma şansını da ortadan kaldırabilecek nitelikte olduğu gerekçesi ile davacı şirkete ait olan ve rehinli ………… bağımsız bölüm numaralı taşınmazın muhafaza altına alınmasının ve satışının İİK 307.maddesi uyarınca tasdik karar tarihinden itibaren bir yıl süreyle ertelenmesi uygun bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Müdahil ……. Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; firmanın mevcutlarının ve alacaklarının borçlarını karşılayamaz durumda olması ve mevcut varlıklarının rayiç değerleri üzerinden yapılan hesaplama sonucunda borca batık durumda olduğunun anlaşıldığı, itiraza konu Konkordato Komiseri Raporunda, firmanın müvekkil bankaya olan risklerinin “0” olarak belirtilmiş olmasına rağmen söz konusu firmanın 19.10.2020 tarihi itibariyle, güncel borç tutarı toplam fazlaya dair hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile 432.976,30.-TL olduğu, rapora itiraz edilmesine karşın, yerel mahkemece beyanlarımız değerlendirilmediği, konkordatonun şartları oluşmamasına rağmen ve geçici mühlet kararı verilmesi için gerekli evrakların davacı yanca eksiksiz olarak dosyaya sunulmamasına rağmen konkordato projesi tasdik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi raporu incelendiğinde konkordato projesinin, konkordatoyu başarıya ulaştıracak nitelikte olmadığı, konkordato tasdik şartları oluşmamasına rağmen tasdik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Müdahil………… vekili istinaf dilekçesi ile;müvekkili bankanın toplam 768.369 TL tutarında alacağı, borçlu şirket ön projesinde 305.841 olarak gösterildiği, olduğu bu tutarı aşan kısmın ise kabul edilmediği konkordato projesinin tasdiki için hukuki şartların bulunmadığı gerekçeleri ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı yasanın 7101 sayılı yasa ile değişik İİK. 285 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi konkordato talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
7101 sayılı kanun ile değişik İ.İ.K.nun 285. madde hükmü gereğince; borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.

Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün alacaklarını yetkili makam onayı ve alacaklının çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. (Yargıtay 15. HD’nin 2021/1389 Esas, 2021/275 Karar sayılı kararı). Tasdik kararı ile ya da tasdik kararının kesinleşmesi ile bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olup basit bir tarifle borçlunun imtiyazsız alacaklılar ile yaptığı ve Ticaret Mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden bir cebri anlaşma olarak tanımlanabilir.
Konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İ.İ.K’nun da yer almamakla birlikte öğreti de genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordato kabul edilen kısmı ( yüzdesini ) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister, veya borçlarını taksitlendirir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden haciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi de mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarına ödemesi mümkün değilse o zaman borçlu borçlarını % 100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir.
Konkordato talep eden borçlu, ön projede, faaliyetine devam etmek ve konkordatoyu başarılı kılmak için gerekli mali kaynağı nasıl sağlayacağını mutlaka açıklamalıdır. Bu çerçevede, ön projede, özellikle, konkordato mühleti içinde işletme sermayesinin nasıl sağlanacağı açık ve net bir şekilde gösterilmelidir. Öte yandan, alacaklılara ödeme yapılabilmesi için gerekli mali kaynağın nasıl elde edileceği açıklanmalıdır.
Borçlunun mali durumu borçlarını tam ve derhal ödemeye yeterliyse konkordato istenemez. Konkordatoya başvurabilmek için borca batıklık aranmamaktadır. Kısa vadeli borçların ödenememesi ya da ödenememesi tehlikesi de başvuru için yeterlidir. Ancak varlıkları borçlarının kat be kat üstünde olan borçlular için konkordatoya müracaat kabul edilemez.
Borçlu hakkında kesin mühlet kararı verildikten sonra komiser tarafından 288. madde uyarınca yapılacak ilânla, alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir (İİK.m.299). İİK’nın 300. maddesi, komiserin, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet edeceği, komiserin, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini, İİK. 301. maddesi, konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiserin 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet edeceği hükmünü içermektedir.
2004 sayılı İİK. 302. maddesi ise, alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlığı altında, alacaklılar toplantısı ile ilgili düzenlemeler içermekte olup, madde de konkordato projesinin kabul edilmesi için gereken çoğunluk açıklanmıştır. Aynı hükmün 7. fıkrasının son cümlesinde toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihakların da kabul olunacağı belirtilmiştir. Maddenin son fıkrasında komiserin iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç 7 gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi edeceği belirtilmiştir. İİK’nın 304/1 fıkrası uyarınca komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlayıp, mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve herhalde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305. maddesi ise; “302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır.
a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın İflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması
b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları İle orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder.)

c)Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması,
d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması,
e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması” şeklindedir.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir” hükmünü düzenlemektedir.
İstinaf istemleri yönünden yapılan incelemede;
Dava konusu somut olayda yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ile dosyaya ilişkin tespitler birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece yasal prosedür eksiksiz olarak uygulanmış olup, dosya kapsamında sunulan bilirkişi raporları, komiserlik heyeti ara raporları ve nihai raporları, alacaklılar toplantı tutanakları, tasdik olunan ve kararın eki sayılan konkordato projesi ile şirketin konkordato sürecinde borçlarını azalttığı, bu sebeple davacının borçlarını taahhüt ettiği vadelerde ödeyebileceği ve başarı şansının olduğu kabul edildiği, sunulan projenin şirketin gelirleri ve mal varlığı ile orantılı olduğunun tespit edildiği, projenin borçlunun mevcut kaynakları ile orantılı olduğunun belirlendiği, borçların ödenmesine yönelik teklifin borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğunun anlaşılmasına, şirketin kaydi bilançosu ve rayiç bilançosuna göre borca batıklık halinin sözkonusu olmamasına, taşınmaz ve taşınır mallarının bilirkişi eli ile hesaplanan değeri dikkate alındığında teklif edilen tutarın teklif edilen vadelerde ödenebileceği, şirket yetkililerinin gerek konkordato teklifi öncesi ve gerekse konkordato mehil sürecinde alacaklıları zarara sokacak işlem ve eylemlerinin mevcut olmadığı, borçlunun konkordato projesinin 2004 sayılı İİK’nın 302. maddesinde aranan nisabı aşacak biçimde %70,73 alacaklı, %61,59 alacak nisabı ile kabul edildiği, tasdik harcının tasdik kararından önce yatırıldığının anlaşılmasına, bu durumda konkordatonun tasdiki koşulları oluştuğundan mahkemece konkordatonun tasdikine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi ve komiser raporları kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye yeterli olmasına, yine çekişmeli alacaklara ilişkin bankaların 2004 sayılı İİK. 308/b maddesi uyarınca dava açma hakkının bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmakla müdahillerin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Feri müdahiller ………. vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın müdahil ………………..dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın müdahil müdahil ……………….’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı gider avansından kullanılan 5,50 TL istinaf yargılama giderinin müdahillerden alınarak davacıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde iadesine,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2022

……
Başkan
…….
¸e-imzalıdır
…..
Üye
………..
¸e-imzalıdır
…..
Üye
……..
¸e-imzalıdır
……
Katip
…………
¸e-imzalıdır