Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2386 E. 2022/72 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …………
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ……
KARAR NO : …………..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE : …………
ÜYE : …….
KATİP : ……..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : ….. Esas, ………..Karar

DAVACI : …………..
VEKİLLERİ : Av. ………………
FERİ MÜDAHİL : 1 -……..
…..
FERİ MÜDAHİL : 2 -……….
VEKİLİ : Av. ……….
FERİ MÜDAHİL : 3 -………

DAVANIN KONUSU : Konkordato

KARAR TARİHİ : 21/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih …… Esas, ……….. Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin hurda ve atık toplama işinde faaliyet gösterdiğini, kamu ve özel sektörün hurda ihalelerine girildiğini, döviz kurlarındaki değişiklikler, ekonomik kriz nedeniyle faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilendiğini, konkordato ön projesini hazırladıklarını ileri sürerek, konkordato talebinin kabulünü, geçici ve kesin mühlet verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller vekilleri, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece,Davacının daha önceki kararda belirtilen red sebeplerini ortadan kaldıracak hiç bir açıklama yapmadığı, projesini tadil etmediği, defter kayıtları ile fiili durum arasındaki farkları açıklayamadığı, Özellikle konkordato projesinde yer aldığı halde dava öncesi ve sonrasında satışı yapılan taşınmazların, stok kayıtlarında göründüğü halde fiilen mevcut olmayan malların akıbeti, kasa hesabı ve alacak senetlerinin fiili durumunu doyurucu biçimde izah edilemediği, Davacının neden iş yerinde bulunmadığı, kayıtlardaki makine ve taşıtların nerede olduğunun açıklanamadığı, davacının banka hesabına girip aynı gün çıkan ciddi miktardaki paranın gerçekte var olup olmadığının tartışmalı olduğu gibi paranın akıbetinin de belli olmadığı belirtilerek ,davacının ciddi ve yeni bir projesinin bulunmadığı, İlk projenin uygulanmasının imkansız olduğu ve verilerinin gerçeğe aykırı olduğu , Buna rağmen davacı tarafın mevcut malvarlığını ve gerçek alacak borç durumunu gösteren uygulanabilir nitelikte yeni bir proje sunmadığı, Diğer kişiler adına kayıtlı malların konkordato projesinde borç ödemek için kullanılması için maliklerinin onay ve rızasının gerekeceği, bu durumunda temin edilmediği, ayrıca komiserin yaptığı fiziki incelemede davacı borçlunun yerinde olmadığı, alacaklılarla görüşmediği, alacaklıların işyerinin önünde toplandığı, konkordato ön projesinde ve eklerinde belirtilenin aksine şirket depolarında stok mal ve eşya bulunmadığı, piyasada davacının borçlanarak kaçtığı konusunda izlenim bulunduğu, olaya ilişkin olarak davacı hakkında savcılık soruşturması başlatıldığı, borçlunun bir kısım mallarını başka kişiler adına kiraladığı depolarda muhafaza ettiği konusunda ciddi endişe bulunduğu, savcılık soruşturması kapsamında buna ilişkin delillere ulaşıldığı, komiser raporuna göre şirketin aktifinde kayıtlı makine ve taşıtların şirkette olmadığı, davacının çalışanı ve şöförü adına depo kiralandığı, bazı malların bu depoda gizlendiği, güncel borç tespit edilemeyecek şekilde kayıtların eksik olduğu, faturaların 14.05.2019 sonrasında doğru ve eksiksiz olarak kaydedilmediği, davacının kısa süre önce boşandığı eşine ciddi mal varlığı devrettiği, davacının kardeşlerinin davacının muhasebecisine hisse devirleri yaptığı, davadan önce bir çok taşınmazın elden çıkarıldığı, bazı alışverişlerin olağanüstü ve makul biçimde açıklanmayacak nitelikte bulunduğu, muvazaa şüphesi içerdiği, ön rapora esas olan bilançolardan sonra bir kamyon ve 17 adet römork satışı yapıldığı, davacının şoförünün soruşturma kapsamında tutuklandığı, davacının 31.03.2019 tarihli bilançoya göre konkordato ön projesi hazırladığı, dava açılmasına kadar stokları boşalttığı, envantere kayıtlı malların gizlendiği, taşınmaz ve menkullerin satıldığı, firmanın mali durumunun ciddi anlamda değiştirildiği, davacının buna rağmen güncel bilgileri vermeyerek ön proje ve denetim raporundaki kaydi durumu göz boyama amacıyla sunmak sureti ile konkordato korumasından faydalanmak istediği, davacının iyiniyetli bir tutum sergilemediği, denetim firmasının yeterli özeni göstermediği konusunda şüpheye düşüldüğü, davacının borca batıklık durumunun tam ve kesin raporla tespit edilmediği, iflasta alacaklılar yönünden yarar görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; Müvekkilinin her daim işinin başında olduğunu, borçlarını ödeme gayesiyle hareket ettiğini, Konkordato kararının verildiği gün işinin başında olmamasının sebebinin alacaklıların Müvekkiline yönelik tehditleri olduğunu, konkordato komiserinin şirket merkezinde yapmış olduğu ilk toplantı tutanağında da görüleceği üzere şirket çıkışlarının kapatıldığını, alacaklıların şirket çalışanlarını sözlü ve fiziki olarak tehdit ettiklerini, müvekkilinin şirket merkezine gelmemesinden ve can güvenliğinden endişe etmesinden doğal bir hadise olamayacağını, bu tehditlerin ve olayların da etkisiyle müvekkilinin, memleketi Niğde’ye seyahat ettiğini, ve bu süre içerisinde ……… isimli şahsın, müvekkilin yokluğunu fırsat bilerek kendi adına depo tutup müvekkili ……….’a ait malları kaçırdığını, Müvekkili…’ın mal kaçırma gibi bir niyeti ve eylemi olmadığını, Konkordato talep edilmesinin esas sebebinin, yakın tarihteki ödemelerde zorlanılması ve çeklerinin yazdırılma riski olduğunu, Bu yönde kredi arayışında bulunulduğu, bahsi geçen arayışın da olumsuz sonuçlanması üzerine konkordato talep etmek zorunda kalındığını, Müvekkili firmanın mali verileri incelendiğinde taşınmaz alım satımlarının oldukça sık yapıldığını, Bir günde 7 taşınmazın devrinin şirket mali verileriyle karşılaştırıldığında olağanüstü bir durum olmadığını, devredilen bütün mülklerin bankalara ipotekli olduğunu ,ayrıca müvekkilinin eşine boşanma protokolü sonucunda devrettiği malların da ipotekli olduğunu, Bu açıdan mal kaçırma hususunun kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını, Müvekkili…’ın tedbir kararı kaldırılana kadar………. isimli şirket ile olan ticaretinden kaynaklı aylık 1.000.000,00-TL geliri olduğunu, Tedbir kararı kalkmayıp işlerin normal seyrinde devam etmesi halinde 30 ay gibi kısa bir sürede tüm borçların ödenmesinin mümkün olacağını, Dava dosyasına sunulan şirket mali verileri ve projesinde de Müvekkilin borçlarını ödeyeceği yönünde gerçeğe son derece uygun bir plan yapıldığını, Anılan red kararında işbu projelerin inandırıcı olmadığına vurgu yapılmışsa da hiçbir şekilde gerekçesinin açıklanmadığını, soyut beyanlar ile gerek müvekkilinin gerekse alacaklıların mağduriyetine sebep olunduğunu, Zira müvekkili hakkındaki tedbirlerin kaldırılmasının Müvekkilinin işlerine devam etmesini engellediği , alacaklıların da alacaklarını tahsil etme ihtimalini ortadan kaldırdığını,
alacaklarını tahsil imkanı kalmadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, konkordato istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda 10/07/2019 gün ve ………. E. K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 28/02/2020 tarihli ve ………. E. ……….. K. Sayılı kararıyla kaldırılmıştır. Kaldırma kararında “İ.İ.K.’nın 287. maddesi delaletiyle geçici mühlet hakkında da uygulanması gereken, İİK’nın 292/son maddesi uyarınca mahkeme, karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder, diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder, hükmünü haiz olup, mahkemece İİK’nın 292/1-b maddesi gereğince, duruşma açılmadan karar verilmesi doğru olmadığı, H.M.K.’nın 297/1-b maddesine göre, tarafların ve davaya müdahil olanların karar başlığında isimlerinin gösterilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Mahkemece duruşma açılmış Duruşmada hem davacı tarafın hem de alacaklıların sözlü beyanlarının alındığı ,davacı asilin tutuklu olması nedeniyle duruşmaya katılamadığı ancak vekilinin beyanının alındığı , mahkemece “Davacının daha önceki kararda belirtilen red sebeplerini ortadan kaldıracak hiç bir açıklama yapmadığı, projesini tadil etmediği, defter kayıtları ile fiili durum arasındaki farkları açıklayamadığı, Özellikle konkordato projesinde yer aldığı halde dava öncesi ve sonrasında satışı yapılan taşınmazların, stok kayıtlarında göründüğü halde fiilen mevcut olmayan malların akıbeti, kasa hesabı ve alacak senetlerinin fiili durumunu doyurucu biçimde izah edilemediği, Davacının neden iş yerinde bulunmadığı, kayıtlardaki makine ve taşıtların nerede olduğunun açıklanamadığı, davacının banka hesabına girip aynı gün çıkan ciddi miktardaki paranın gerçekte var olup olmadığının tartışmalı olduğu gibi paranın akıbetinin de belli olmadığı belirtilerek ,davacının ciddi ve yeni bir projesinin bulunmadığı, İlk projenin uygulanmasının imkansız olduğu ve verilerinin gerçeğe aykırı olduğu , Buna rağmen davacı tarafın mevcut malvarlığını ve gerçek alacak borç durumunu gösteren uygulanabilir nitelikte yeni bir proje sunmadığı, Diğer kişiler adına kayıtlı malların konkordato projesinde borç ödemek için kullanılması için maliklerinin onay ve rızasının gerekeceği, bu durumunda temin edilmediği, ayrıca komiserin yaptığı fiziki incelemede davacı borçlunun yerinde olmadığı, alacaklılarla görüşmediği, alacaklıların işyerinin önünde toplandığı, konkordato ön projesinde ve eklerinde belirtilenin aksine şirket depolarında stok mal ve eşya bulunmadığı, piyasada davacının borçlanarak kaçtığı konusunda izlenim bulunduğu, olaya ilişkin olarak davacı hakkında savcılık soruşturması başlatıldığı, borçlunun bir kısım mallarını başka kişiler adına kiraladığı depolarda muhafaza ettiği konusunda ciddi endişe bulunduğu, savcılık soruşturması kapsamında buna ilişkin delillere ulaşıldığı, komiser raporuna göre şirketin aktifinde kayıtlı makine ve taşıtların şirkette olmadığı, davacının çalışanı ve şöförü adına depo kiralandığı, bazı malların bu depoda gizlendiği, güncel borç tespit edilemeyecek şekilde kayıtların eksik olduğu, faturaların 14.05.2019 sonrasında doğru ve eksiksiz olarak kaydedilmediği, davacının kısa süre önce boşandığı eşine ciddi mal varlığı devrettiği, davacının kardeşlerinin davacının muhasebecisine hisse devirleri yaptığı, davadan önce bir çok taşınmazın elden çıkarıldığı, bazı alışverişlerin olağanüstü ve makul biçimde açıklanmayacak nitelikte bulunduğu, muvazaa şüphesi içerdiği, ön rapora esas olan bilançolardan sonra bir kamyon ve 17 adet römork satışı yapıldığı, davacının şoförünün soruşturma kapsamında tutuklandığı, davacının 31.03.2019 tarihli bilançoya göre konkordato ön projesi hazırladığı, dava açılmasına kadar stokları boşalttığı, envantere kayıtlı malların gizlendiği, taşınmaz ve menkullerin satıldığı, firmanın mali durumunun ciddi anlamda değiştirildiği, davacının buna rağmen güncel bilgileri vermeyerek ön proje ve denetim raporundaki kaydi durumu göz boyama amacıyla sunmak sureti ile konkordato korumasından faydalanmak istediği, davacının iyiniyetli bir tutum sergilemediği, denetim firmasının yeterli özeni göstermediği konusunda şüpheye düşüldüğü, davacının borca batıklık durumunun tam ve kesin raporla tespit edilmediği, iflasta alacaklılar yönünden yarar görülmediği gerekçesi ile davanın reddine” karar verilmiştir.
Talep, borçlu hakkında, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.
Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur. ( Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2020/1165 E- 2021/123 K)
Mahkemece 28/06/2019 tarihli tensip kararı ile üç aylık geçici mühlet verilmiş ve geçici konkordato komiseri atanmıştır. Mahkemece görevlendirilen komiserin mahkemenin talimatı gereğince öncelikle borçlunun iş yerinde fiziki gözlem yaptığı,borçlunun iş yerinde olmadığı, alacaklılarla görüşmediği, alacaklıların iş yerinin önünde toplanmış durumda olduğu, Konkordato ön projesinde ve eklerinde belirtilenen aksine şirket depolarında hiç bir stok mal ve eşya bulunmadığı, Piyasada davacının büyük miktarda borçlanarak kaçtığına dair bir izlenimin yaygın olduğu, bilgilerinin mahkemeye bildirildiği ayrıca komiser tarafından sunulan 08/07/2019 tarihli 1. Raporda “firmanın aktifine kayıtlı makine ve taşıtların ne merkezde ne de şubede bulunmadığı, Davacının çalışını ve şoförü ………… adına bir depo kiralandığı ve bazı malların bu depoya gizlenmiş olduğunun açıklandığı, başka depoların bulunduğu , C.Savcılığı tarafğndan depoda bulunan mallar soruşturma kapsamında el konulduğu, Güncel borç durumu tespit edilemeyecek ölçüde kayıtların eksik olduğu, davacının kısa zaman önce boşandığı eşine protokol çerçevesinde ciddi mal varlığı devrettiği, davadan hemen önce bir çok taşınmazın elden çıkarıldığı, örneğin yedi taşınmazın konkordato talebiyle aynı tarihte ve ertesi gün olmak üzere ……… isimli kişiye devredildiği, bazı alış verişlerinin olağanüstü ve makul biçimde açıklanamayacak ölçüde olduğu, muvazaa şüphesi içerdiği, ön rapora esas olan bilançolardan sonra bir kamyon ve 17 adet römork satışı yapıldığı, firma kasasında herhangi bir nakit bulunmadığı , Davacının şoförü ………. soruşturma kapsamında tutuklandığı, davacı… hakkında da yakalama kararı çıkartıldığı, rapor tarihi itibariyle kendisinden haber alınamadığı, sonuç olarak konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı” beyan ve mütalaa edilmiştir.
Somut olayda, mahkemece, geçici mühlet içinde alınan komiser raporu üzerine, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı sonucuna varılarak, geçici mühlet aşamasında davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, konkordato komiserinin raporunun kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye elverişli bulunmasına, davacının konkordato ön projesinde açıkladığı borç miktarı ile şirketin mevcut varlıkları ve kaydi durumu ile konkordato komiserinin bizzat işyerindeki gözlemleri ile konkordato ön projesinde ve eklerinde belirtilenin aksine stok kayıtlarında göründüğü halde şirket depolarında hiç bir stok mal ve eşyanın bulunmadığı ve firmanın aktifine kayıtlı makine ve taşıtların merkezde veya şubelerde bulunamadığı, güncel borç durumunun tespit edilemeyecek ölçüde kayıtların eksik olduğu,davacının bir çok taşınmazını ve giyim mağazasını devrettiği yönündeki tespitleri nazara alınarak ve davacı borçlunun projesini tadil ettiğine dair beyanda bulunmadığı gibi defter kayıtları ile fiili durum arasındaki farkları açıklayıcı beyanda da bulunmadığı yönündeki yerel mahkeme gerekçesi ve kararı yerinde olup, dosya kapsamına göre konkordato ön projesinin gerçekleşme ihtimalinin bulunmamasına, göre konkordato talebi yönünden ilk derece mahkemesinin red kararı yerindedir.
Ancak Konkordato talebi reddedilen davacının tacir olup olmadığı,İcra İflas Kanunu’nun 292 maddesi gereğince iflasın açılmasının gerekip gerekmediğinin ve davacının varsa borca batıklığının tespitinde İİK’nın 376. maddesi uyarınca borçlu malvarlığının rayiç değerlerinin dikkate alınması suretiyle ( Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2021/4653 E- 2021/2252K ) düzenlenecek rapora göre karar verilmesi gerekirken bu yönüyle bir rapor alınmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih…… Esas, …………. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 21/01/2022

…….
Başkan
………
(e-imza)
……
Üye
……
(e-imza)
…….
Üye
…..
(e-imza)
…….
Katip
……..
(e-imza)