Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/2213 E. 2022/1910 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2213 – 2022/1910
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2213
KARAR NO : 2022/1910

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili ile … Dizayn İnş. San. ve Tic. AŞ arasında 19/092017 tarihinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre müflis şirketin Bursa Avenue projesi kapsamında 1396/13 parselde yer alan arsa üzerine taşınmazı 24 ay içinde inşaa etmeyi ve devretmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin tüm ödemeleri … Estate şirketine ödediğini, borçlu müflis şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2018 tarih ve 2017/1647 Esas, 2018/1714 Karar sayılı ilamı ile … Dizayn İnş. AŞ’nin iflasına karar verildiğini, … Estate ile müflis şirketin temelde iki ayrı değil tek bir şirket olduğundan iflas masasına alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, ancak bu taleplerinin de iflas idaresinin almış olduğu karar neticesinde reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile alacaklarının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacı tarafın sıra cetveline alacağının kayıt ve kabulünü talep ettiği, bir alacağın İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek bir alacak olabilmesi için iflastan önce doğması gerektiği, alacak iflastan önce doğmamışsa bu durumda alacağın, müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğinde olacağı, ticaret mahkemelerinin görevli olması için davanın İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek bir alacak olması gerektiği ve alacak iflastan önce doğmamışsa bu durumda alacak, müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu bir alacak olacağından görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olmayacağı, somut olayda davacının davaya konu ettiği alacağın müflisin iflasından önce doğan bir alacak olmayıp, müflisin iflasından sonra doğduğu, davacı ile müflis arasında imzalanan sözleşmenin ön ödemeli konut satış sözleşmesi niteliğinde olup davacının tüketici, müfliste satıcı konumunda olduğu, bu nedenle 6502 sayılı TKHK. hükümlerine göre yargılamada tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.

Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dava niteliği itibari ile bir kayıt kabul davası olduğundan, geçerli bir alacak olup olmadığını tespitinin mahkemenin görevi olduğu, müvekkili ile müflis şirket arasında imzalanan ön ödemeli konut satış sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmede konutun teslimi için 24 ay vade belirlendiği ve konutun teslim edilmediğini, müflis şirketin kendiliğinden temerrüde düştüğünü, TBK. 117. madde gereği ayrıca ihtara gerek bulunmadığını, sonuç olarak müvekkilinin alacağının iflastan önce doğmuş olduğunu, iflas masasına kayıt yapılması istenen miktarın ödenen bedeller olup kayıt kabul davalarında görevli mahkemenin iflâsa karar veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesi olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 235. maddesi uyarınca kayıt kabul davasıdır.
Eldeki davada dava tarihi, 12/04/2021 olup, dava açılmadan önce müflis … Dizayn İnş. AŞ hakkında Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2018 tarih, 2017/1647 Esas ve 2018/1714 Karar sayılı ilamı ile iflasın açılmasına karar verildiği, iflas masasının oluşturulduğu, davacı tarafından alacağın kabulü talebinin masa tarafından reddedildiği, kayıt kabul davasında yerel mahkemece alacağın masa alacağı olduğu belirtilerek Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
İflasın açılması hususunun görev kurallarında meydana getireceği değişikliği dava açılmadan önce ve sonra davalının iflası hallerine mahsus olmak üzere ayrı ayrı incelemek gerekir.
Dava tarihinden önce iflas edilmesi halinde, 2004 sayılı İİK’nın 191. maddesi gereğince, iflas açıldıktan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlamaya uğrar; müflis artık, masa mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruflarda bulunamaz. Bu mallar ve haklar topluluğunu, iflas açıldıktan sonra, aynı Kanun`un 226. maddesi gereğince, kanuni mümessil olan iflas idaresi temsil edeceğinden, açılacak davalarda husumetin iflas idaresine yöneltilmesi ve varlığı iddia olunan alacakların, 2004 sayılı İİK. 219. maddesi gereğince, masaya karşı ileri sürülmesi gerekir. Bu nedenle kural olarak iflastan sonra müflis aleyhine masaya giren mal ve haklara ilişkin olarak doğrudan dava açılamaz. İflas masasından hak iddia eden alacaklının alacağının masaya kaydını talep etmesi, bu talebin İflas idaresince kabul edilmemesi halinde, İİK.nun 235/2. maddesinde öngörüldüğü şekilde sıra cetveline itiraz davası açması gerekmektedir. Buna rağmen, iflâstan sonra müflise karşı bir alacak davası açılırsa, bu davaya, iflâs idaresine karşı sıra cetveline itiraz davası olarak devam edilmelidir. Sıra cetveline itiraz davasında da, görevli mahkeme ise 2004 sayılı İİK’nın 235/1 maddesi gereğince iflas kararını veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesidir.
İş bu davada öncelikle irdelenmesi gereken; davacı alacağının iflasın açılmasından önce doğup doğmadığı ile muaccel hale gelip gelmediği hususudur.
Davacı ile müflis şirket arasında imzalana 19/09/2017 tarihli adli yazılı ön ödemeli konut satış sözleşmesi mevcuttur. Sözleşmede vade ise 36 takvim ayını geçmemek şartı ile sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 24 ay olarak belirlenmiştir.
Bir sözleşmede edimler karşılıklı olarak aynı anda yerine getirilir. Taraflar eğer anlaşmış ise taraf verilen vade sonunda edimini yerine getirebilir. Bu durumda borç sözleşme ile doğar ve vade tarihinde ise muaccel olur.
Yine 2004 sayılı İİK’nın195/1. maddesi “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar” hükmünü içermekte olup, davaya konu 19/09/2017 tarihli sözleşme ile iflastan önce borcun doğduğu; sözleşmede de vade kararlaştırıldığı yine bu vadenin gelmesi ile alacak muaccel hale geldiği gibi; somut olay bakımından ise alacak iflastan önce doğmuş olup iflasın açılması ile muaccel hale gelmiştir.
O halde davacı tarafından, müflis … Dizayn İnş. AŞ’nin iflasından sonra daire satışından kaynaklanan alacağının masaya kayıt ve kabulü talep edilmiş, masa tarafından talebin reddi üzerine iş bu dava açılmış, davalı ise iflas masası olarak gösterilmiştir. Müflisin dava tarihinden önce iflasına karar verilmesi dolayısıyla, iflasın açılmasından sonra müflis aleyhine açılan alacak talebine, sıra cetveline itiraz davası olarak devam edileceği, davanın “kayıt kabul davası-sıra cetveline itiraz” niteliğinde olduğu, somut olayda 2004 sayılı İİK. 235. maddesinin amir hükmü karşısında, davanın kayıt kabul- sıra cetveline itiraz davasında iflas kararını veren Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu kanunun emredici hükmü olup; bu nedenle mahkemenin Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermesi yerinde değildir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 hükmü uyarınca kabulü ile, mahkemenin görevli olması nedeniyle işin esasına girilerek taraf iddia ve savunmaları ile toplanacak deliller çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafa iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a ve m. 362/1-g hükümleri gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022

M