Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/195 E. 2022/1719 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/195
KARAR NO : 2022/1719
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/08/2020
NUMARASI : 2020/477 Esas, 2020/460 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : METİN ÖZDİL OTOMOTİV SERVİS TURİZM TAŞIMACILIK OTOBÜS İŞLETMECİLİĞİ NAK. PET. ÜRÜNLERİ EMLAK İNŞAAT GIDA HAYVANCILIK SAN. TİC. LİMİTED ŞİRKETİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarih, 2020/477 Esas, 2020/460 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı ile araç alım satım işi yaptığını, müvekkilinin davalıya borçlandığını, kalan borcu için davalı şirkete 27.000,00 TL’lik senet imzalandığını, davalı şirket ile … plakalı aracın devri karşılığı borcun silinmesi yönünde anlaştıklarını ancak davalı şirketin kötü niyetli olarak Mudanya İcra Müd.2020/664 Es. sayılı dosyası ile takip başlattığını, açıklanan nedenle davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dava şartlarının resen dikkate alınabilecek şartlardan olup dava şartının bulunmaması halinde dava dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği, 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile değişik T.T.K. 5/A maddesine göre dava konusu bir para alacağı olduğunda, arabuluculuğa başvurunun dava şartı olarak kabul edildiği, bu dava şartının giderilebilir bir şart olmadığı, dava açılmadan evvel yerine getirilmesi gerektiği, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olduğu, kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davalarının kapsam dışında göründüğü, ancak menfi tespit davasının bir olumsuz alacak davası olduğunun unutulmaması gerektiği, esasen tartışılan hususun bir alacağın varlığı veya yokluğu olduğu, alacak davasının olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirdiği ve bir tarafı para ödemeye mahkum ettiği, menfi tespit davasının ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtardığı, hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davasının istirdada yani bir alacak davasına dönüştüğü, davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, eldeki davanın yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 20/03/2019 tarihinde açılmış olduğu gerekçeleriyle dava şartı yokluğunda davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari uyuşmazlıklardan kaynaklanan menfi tespit davalarında arabuluculuk şartının zorunlu olmadığı, Yargıtayın nihai olarak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında arabulucuğun zorunlu olmadığına hükmetmiş olduğu, bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin usulden ret kararının hukuka aykırı olduğu gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu bono nedeni ile menfi tespit talebine ilişikindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür. Anılan maddeye göre; “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır”.
Yine 6102 sayılı TTK. 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli, 2020/85 Esas ve 2020/454 Karar sayılı ilamında “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararı” ile 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabuluya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.
Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK. nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından araç satışı nedeni ile davalıya verilen ve davalı tarafça icra takibine konu edilen ve bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep edilmiş olup menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu sebeple zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 madde gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın esası yönünden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarih, 2020/477 Esas, 2020/460 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır