Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1814 E. 2021/1364 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ

T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :……..
KARAR NO : …………..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI :………. Esas, …………Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : HASIMSIZ
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2021

Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2021 tarih, ……….Esas, ………………… Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait ……….. ticaret sicil numaralı ticari işletmenin 2010 yılında……………’ne devredildiğini, 2011 yılı itibarıyla da müvekkili şirketin gayri faal duruma geçtiğini, bu nedenle ticari defterlerinin zayi olduğu gerekçesi ile TTK’nun 82/7 maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Yerel mahkemece; davacının 2009 -2010 ve 2011 yılı defterlerinin ziyaı nedeniyle zayi belgesi verilmesini istediği, kanun maddesinin açıkça saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler için zayi belgesi istenebileceğini düzenlendiği, bu sebeple 2009 ve 2010 yılı defterlerinin davacının 10 yıllık süre geçmiş olduğu için saklamakla yükümlü olduğu belgeler ve defterlerden olmadığı, yine 2011 yılı defterlerinin ise saklamakla yükümlü olduğu belge ve defterlerden olmasına karşın, davacının adres değiştirmiş olmasının 82. maddede sayılan sebepler veya bunlara benzer sebeplerden olmadığı, basiretli tacir gibi davranarak taşındığı esnada defterlerini muhafaza etmesi gerektiğinden bahisle dosya üzerinden davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin işletmeyi devrettiği, 10 yıllık yasal sürenin sona ermesi ve şirketin gayri faal durumda olması sebebiyle kendisinden basiretli bir tacirden beklenen özenin beklenemeyeceği gerekçesi ile
ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 sayılı TTK. 82/7 maddesi uyarınca ticari defter ve belgeler hakkında zayi istemine ilişkin olup mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Ticari belge ve defterlerin zayi olması nedeni ile belge verilmesi 6102 sayılı TTK. 82/7 maddesinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesi ” Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyai öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinde kendisine bir belge verilmesini isteyebilir…” şeklindedir.
Bu talep niteliği itibariyle çekişmesiz yargı işlerine tabidir. 6100 sayılı HMK. 385/1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır.
Basit yargılama usulünün düzenlendiği 6100 sayılı HMK. 320.madde hükmü gereğince ise mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiştir. Aynı hüküm gereğince daha önce karar verilemeyen hallerde ilk duruşmada dava şartı ve ilk itirazlarla, hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında taraflar dinlenilerek karar verilir.
Genel açıklamalar karşısında mevcut davada ise öncelikle incelenmesi gereken; mahkemece ön inceleme tutanağı düzenlenmeden veya ön inceleme duruşması yapılmadan esas ilişkin karar verilip verilemeyeceği hususudur. Belirlenen bu husus kamu düzeni ile ilgili olup bu sebeple istinaf dilekçesinde gösterilmese dahi re’sen inceleme yapılması gerekir. Bu nedenle, Dairemizce de bu husus öncelikle incelenmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere 6100 sayılı HMK. 385/1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır. Basit yargılama usulünün düzenlendiği aynı yasanın 320/1.maddesinde ise mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiştir.
Somut dava bakımından; Mahkemece; tensip yapılmamış, duruşma günü belirlememiş ve dosya üzerinden yukarıda belirtilen şekilde davanın esasına yönelik 01/06/2021 tarihli karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nun hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan karar verilememesi, T.C. Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Bu ilke aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. HMK’da düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı Anayasının 36. maddesinde ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinde adil yargılanma hakkı olarak güvence altına alınmıştır.
Mezkur dava yerel mahkemece davanın esasına yönelik verilen karar niteliği gereği duruşma açılmaksızın verilebilecek kararlardan değildir. Uyuşmazlık çekişmesiz yargı işine tabi olsa da davacının açıklama ve ispat hakkını kullanması mahkemenin de açıklamaları değerlendirmesi gerekmekte olup, yerel mahkeme tarafından; duruşma açılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davacının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek duruşmasız şekilde kanun’da belirtilen bu düzenlemelere aykırı şekilde, tensip yapılmadan karar verilmesi yerinde değildir. Açıklanan gerekçelerle 6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2021 tarih, ….. Esas, ……………… sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-6100 sayılı HMK. 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oybirliği ile 6100 sayılı HMK. 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.18/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır