Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1501 E. 2023/564 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1501
KARAR NO : 2023/564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI : 2021/376 Esas, 2021/461 Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ :Av. … [16961-69887-92185] UETS
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ :13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :13/04/2023
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2021 tarih, 2021/376 Esas, 2021/461 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA: Davacı vekili, 04.01.2021 günü, müvekkil firmanın muhasebe işleri ile ilgilenen mali müşavir Hasan Hüseyin DEMİR’in aracında bir hırsızlık olayı meydana geldiğini, araç içerisinde bulunan çantada müvekili ve başkaca şirketlere ait önemli ve saklama yükümlülüğü olan evrak olduğunu, kolluk kuvvetleri gerekli şikayet ve ihbarda bulunulduğunu, müvekkilinin söz konu olaydan yeni haberi olduğunu belirterek – 2019,2018 ve 2017 yıllarına ait Okyanus Ltd. Şti’ne ait … Yıldırım Vergi Dairesine Kayıtlı, -2016 ve 2017 yıllarına air Şanslı Ltd. Şti.’ne ait 7990381671 Nilüfer Vergi Dairesine kayıtlı, -2019 ve 2020 yıllarına ait Şah Hortum A.Ş. Ait 7890978811 Uludağ Vergi Dairesine kayıtlı, -2016 ve 2017 yıllarına ait Şah. Ltd. Şti.’ye ait 7890535942 Uludağ Vergi Dairene kayıtlı,-2018,2019 ve 2020 yıllarına ait Şanslı A.Ş.’ye ait /990390262 Nilüfer Vergi Dairesine kayıtlı belgelerinin zayii olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, hırsızlık eylemi 04/01/2021 tarihinde meydana geldiği, aynı tarihli şikayet dilekçesinde de zayi belgesi verilmesi talep edilen belgelerin çalındığının şirketin mali müşaviri tarafından belirtildiği, tacir sıfatını haiz davacının TTK’nun 18. Maddesi uyarınca tedbirli ve basiretli bir tacir gibi defterini güvenlik altına alması beklenmekte olup, hırsızlık olayından yeni haberi olduğuna dair iddianın basiretli bir tacir hükmü ile bağdaşmadığı, yasa ile belirlenen süre hak düşürücü süre olduğundan; davanın ise yasal 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ticari defter ve belgelerin, hırsızlık olayı gerçekleştiği sırada müvekkili şirket muhafazası ve hakimiyetinde olmayıp mağdur mali müşavir Hasan Hüseyin DEMİR’in muhafazası altında olduğunu, olaydan müvekkilinin geç haberdar edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan kanuni düzenleme gereğince hak düşürücü sürenin tacirin zıyaı öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı açıktır. Bu bakımdan somut uyuşmazlıkta, davacı şirket ticari defterlerinin mali müşavirinin uhdesindeyken aracından gerçekleşen hırsızlık olayında zayii olduğu iddia edilmiş olmasına göre, davacının zayi olayını öğrendiğini belirttiği tarihin aksini kanıtlayan bir delile de dosyada rastlanılmadığından talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığının kabulü gerekmiştir.
TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.
Davacı defter ve kayıtlarını muhafazada gerekli ihtimam gösterdiğini ileri sürse de; davacının ticari defterlerini teslim ettiği mali müşavirinin davacının ticari defterlerini aracında beraberinde taşıdığı sırada hırsızlığa konu edilmesinde ihmali ve kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Zayii belgesi talep edebilmek için varlığı ileri sürülen sebebin defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta mücbir sebeb olması, başka bir deyişle davacının irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması şartının gerçekleşmesi gerekmektedir. O halde davada ileri sürülen sebebin mücbir sebeb niteliğinde olmadığı, davacının mali müşavirinin ihmalinin sebeb olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davacının ve mali müşavirinin üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmedikleri, tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerektiği, ticari evrakları korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği anlaşılan davacıya zayii belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığına yönelik gerekçesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; zayii belgesi verilmesi koşulları olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
B-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2021 tarih, 2021/376 Esas, 2021/461 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13/04/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı