Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1464 E. 2021/1103 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :…
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….
TARİHİ : …
NUMARASI : ….
….sayılı Asıl Davada
DAVACILAR : 1-…
2-….
VEKİLİ : ….
DAVALILAR : 1-…
2-…
3-….
4-….
5-….
6-…
VEKİLİ : ….
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ : …
DAVALI : ….
DAVANIN KONUSU : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)

KARAR TARİHİ : 15/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2021
….
TALEP :
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin (…) usulsüz olarak borçlandırıldığı, şirket ortakları ve şirketin yönetim kurulu üyeleri arasında ihtilaflar bulunduğu, şirketin %50-%50 ortaklık yapısı gereği yönetim kurulunun karar alamadığı veya aldığı kararları icra edemediği gerekçesiyle TTK 531 maddesi uyarınca haklı fesih nedenleri oluştuğundan duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm kararı verilerek şirket ortakları arasındaki muarazanın meni ile TMK 427 maddesi uyarınca şirkete kayyum atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, doktrin ve Yargıtay içtihatlarında sermaye şirketlerinin yönetimine fazla müdahale edilmemesinin benimsendiği, ancak genel kurulun toplantıya çağrılmaması, genel kurulun yönetim kurulu ve denetçileri seçememesi, yönetim kurulunun toplantıya çağrılmaması, yönetim kurulu veya denetçilerden boşalan yerlere atama yapılmaması, oy oranının sağlanmaması, nisap yokluğu nedeniyle organın devamlı suretle çalışamaması hallerinde sermaye şirketlerine kayyum atanmasının kabul edildiği, somut olayda, davalı şirketin yönetim kurulunun görev başında olup organsız kalma durumunun söz konusu olmadığı, şirket yönetim kurulunun bir hususta (adat faturasından davalıların alacaklı olup olmaması) anlaşamamalarının yönetim kurulunu devamlı olarak karar almaması anlamına gelmeyeceği, asıl olanın tarafların anlaşamadıkları konuyu yargıya bırakıp şirketin işleyişine engel olmamaları, hatta kendilerinin üzerinde anlaştıkları birini şirkete müdür atayabilecekleri, bu şekilde davranışın şirketin ve tarafların menfaatine olduğu, davalı şirketin ticari faaliyetlerinin olduğu ve yürütülmesi gerektiği iddiasıyla şirkete kayyum atanmasının talep edildiği, davanın konusunun fesih, tasfiye veya yönetimin azli olmadığı, sadece bir faturaya ilişkin muarazanın giderilmesi olduğu, kayyumun ancak davanın konusu ile sınırlı olarak atanabileceği, şirket yönetim kurulunun görevinin başında olduğu, davanın konusu itibariyle kayyum atanmasına gerek olmadığı belirtilerek kayyum atanması talebinin reddine, davacıya birleştirilen dosya davalısı …. bu dosyada temsille sınırlı olmak üzere kayyum atanması için dava açmak üzere görev verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme karar ve gerekçesinin yerinde olmadığını, TTK 531 maddesi gereği haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemenin uygun çözüme karar vermek zorunda olduğunu, TMK 427/4 maddesinde “vesayet makamı yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gerekli önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hallerde bir yönetim kayyumu atar…4.bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yollardan sağlanmamışsa” hükmüne yer verildiğini, somut olayda kayyum atanması koşullarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile şirket yönetim kurulunun anlaşamadığı hususlarda ve mahkemece belirlenecek süreyle davacı şirkete bir hukukçu, bir mali müşavir ve turizm sektöründe tecrübeli uzmandan oluşan kayyum heyeti atanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Talep,…’ye kayyum atanması talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına, davalı şirketin yönetim kurulunun görevinin başında bulunmasına ve organsız kalma gibi durumun söz konusu olmamasına, şirket yönetim kurulunun sadece bir hususta anlaşamamalarının yönetim kurulunun devamlı olarak karar alamaması anlamında bulunmamasına ve davanın fesih ve tasfiye davası olmamasına göre mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacılar vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli istinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı yan tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 15/09/2021

….
Başkan

e-imzalıdır

….
Üye
….
e-imzalıdır

Üye
….
e-imzalıdır
….
Katip

e-imzalıdır