Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1248 E. 2022/1904 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1248
KARAR NO : 2022/1904

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/95 Esas, 2021/200 Karar
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … [15897-98055-44582] UETS
DAVALI : … (…), …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

Davalı tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirketi ile davalı arasında 18/08/2018 tarihli sözleşmenin ikame edildiğini, bu sözleşme gereği müvekkilinin 2018-2019 yılı Türkiye Futbol Federasyonunun yayımladığı maçları davalının işletmesinde gösterilmesini temin ederken davalının ise bu hizmet karşılığında her ay 4.040 TL bedel ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, ancak ödemekle yükümlü olduğu 20/04/2019 tarihinde 937,52 TL ve 20/05/2019 tarihinde 4.040 TL bedeli ödemediğini, bunun üzerine Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2020/806 E. sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, haksız itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap dilekçesi vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı şirket ile davalı arasında davalı tarafından işletilen salonda, dijital tv yayın hizmeti verilmesi konusunda 18/08/2018 tarihli sözleşme düzenlendiği, sözleşme gereğince davacının sağlayacağı dijital yayın karşılığında davalının 20/04/2018 tarihinde 937,52 TL ve 20/05/2019 tarihinden 4.040,00 TL ödeme yapmayı yükümlendiği, sözleşme gereğince sunulan yayın bedelinin ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı hakkında Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2020/806 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığı, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazda açıkça imzaya itiraz etmediği anlaşılmakla bu yönde bir inceleme yapılmadığı, sözleşmenin tarafı olan davalı …’ın takip ve dava konusu borçtan sorumluğunun tayin ve tespiti yönünden ise davalının dava dilekçesinin kendisine usule uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap vermediği, inkar ettiği ve dosya kapsamında ödeme yaptığına dair bir belge sunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davalı, dosyada bulunan sözleşmede imzasının bulunmadığını, sözleşmede sadece kaşe bulunduğunu, imzalamadığı bir sözleşmenin geçerli olmayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 67. maddesi gereğince taraflar arasındaki 18/08/2018 tarihli sözleşmeye istinaden alacağın tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı tarafından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2020/806 Esas sayılı takip dosyasında davacının 4.997,52 TL asıl alacak, 3.159,06 TL işlemiş faiz, 1.244,38 TL cezai şart, 348,42TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.729,38 TL alacağın tahsili için 18/08/2018 tarihli sözleşmeye istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İİK m. 67 hükmünde düzenlenen itirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; ispat yükü alacak talebinde bulunan davacıya aittir. Davacı taraf icra takibine dayanak taraflar arasında akdedildiği ileri sürülen 18/08/2018 tarihli sözleşme fotokopisini ibraz edilmiş ise de; sözleşmede davalı tarafın imzasının bulunmadığı görülmekte olup davalı taraf duruşmada da herhangi bir sözleşme imzalamadığını beyan etmiştir.
Bu durumda mahkemece, ispat yükünün davacı olduğu ve senetle ispat kuralı da nazara alınarak taraflarca sunulan ve/veya sunulacak deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı ve sözleşmenin davalı tarafından inkar edildiği dikkate alınmaksızın hatalı şekilde ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça, dava açılırken arabulucuk bürosuna başvuru yapıldığı ve Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığı halde mahkemece, yargılama giderlerine hükmedilirken arabuluculuk ücreti hakkında hüküm kurulmaması da hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak deliller toplanmadan ve incelenmeden hüküm tesis edildiğinden, davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalının istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının davalıya talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022


B