Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1240 E. 2022/1937 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1240
KARAR NO : 2022/1937

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2021/114 E. 2021/84 K.
RAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2021 tarih, 2021/114 Esas, 2021/84 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin lehtar-ciranta olarak yer aldığı çeke dayalı olarak Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2021/422 Esas sayılı dosyası üzerinden aleyhine icra takibi başlatıldığını, lehtar olan müvekkilinin çek tazminatından sorumluluğunun bulunmadığını belirterek Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2021/422 Esas sayılı dosya üzerinden takibe konu edilen çek tazminatı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davanın arabuluculuk dava şartına tabi bulunması ve arabuluculuğa başvurulmadan davanın açılması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; icra takibine konu çekte lehtar olan müvekkilinin çek tazminatı sorumluluğunun bulunmaması nedenine dayalı menfi tespit istemli açılan davanın arabuluculuğa tabi olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa karşı cevap dilekçesi ile; menfi tespit istemli davanın arabuluculuğa tabi bulunması sebebiyle kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nın 72. maddesine dayalı takipten sonra açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın arabuluculuk koşulu gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
7155 sayılı Yasanın 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür. Anılan maddeye göre; “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır”.
Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2020/85 esas ve 2020/454 karar sayılı ve 13.02.2020 tarihli “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik Kararı” ile “7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabuluya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları” dairemiz tarafından da benimsenmiştir
Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen çekte lehtar konumunda olması sebebiyle çek tazminatından sorumluluğu bulunmadığı nedenine dayalı olarak borçlu olmadığının tespitin talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2021 tarih, 2021/114 Esas, 2021/84 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,

5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza