Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/962 E. 2022/1607 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/962
KARAR NO : 2022/1607

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/1851 Esas, 2019/1156 Karar
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

DAVACI : …
VEKİLİ
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, dava konusu pigment baskı makinasının müvekkili şirkete kurulup deneme yapılması ve başarı elde edildiği taktirde satın alınacağı konusunda davalı şirket yetkilisi ile anlaşma sağlandığını, davalı tarafça makinenin baskı kafasının 3 yıl boyunca sorunsuz çalışacağının ayrıca taahhüt edildiğini, beğenme koşuluyla satın alınacağı kararlaştırılan makinenin denemeler sırasında gerekli verimi vermediği, sürekli arızalandığı ve bu süreçte müvekkili şirketi mağdur ettiği, makinenin geri alınması hususunda davalı tarafa ihtarname tebliğ edildiği, yine baskı makinesinde kullanılmak üzere davalı taraftan boya satın alındığını ancak satın alınan boyaların makinenin arızalanmasına neden olduğunu, satışı yapılan boyaların kalan miktarının davalı şirkete iadesi ile bedel iadesi yapılması gerektiğini ileri sürerek beğenme koşuluyla satın alınan makinenin mülkiyetinin müvekkiline geçmediğinin tespiti ile davalı tarafça iade alınmasına, kullanılmayan boya malzemelerinin iade alınarak, şimdilik kullanılmayan boyalar için ödenen 1.000,00 TL bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın 2015 yılı Aralık ayında dava konusu makineyi beğenmesi sonucunda 14/12/2015 tarihinde faturası kesilerek davacı şirkete kurulduğunu, davacının makineyi KOSGEB destekli alacağını beyan ederek faturanın 20/02/2016 tarihinde KOSGEB’e kesilmesini talep etmesi sonucunda müvekkilinin talebi kabul ederek fatura kesimi için beklediğini, davacı tarafın makineyi kullanmasına rağmen KOSGEB’i bahane ederek fatura kesimini ötelemesi sonucunda 02/02/2017 tarihli faturanın kesilerek davacı şirkete yollanığını ancak davacı şirketin kötüniyetli olarak faturayı iade ettiğini, makinenin çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, davacının iddia ettiği şekilde 3 yıl garanti ve taraflar arasında beğenme koşullu satış sözleşmesinin bulunmadığını, bu durumun davacı tarafça yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, ihtarnameyi malın tesliminden iki yıl sonra çekildiğini, TTK’da düzenlenen muayene ve ihbar sürelerine uyulmadığını, satışı yapılan boyaların kullanım süresinin 6 ay olduğunu, iki yıl geçtikten sonra boyaları iade etmek istemesinin de haksız olduğunu, davacının 2015 yılından beri kullandığı makinenin bedelinin ödenmesi için icra takibi başlatılması üzerine makinenin arızalı olduğu iddiasını ileri sürdüğünü savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın pamuk baskı makinesinin beğenme koşullu olarak satın alınıp alınmadığı ve mülkiyetinin davacıya geçip geçmediği noktasında olup davacı tarafça yazılı bir satım sözleşmesi sunulmadığı, sözlü anlaşma ile söz konusu malın satımının gerçekleştirildiği, davacının satım sözleşmesinin beğenme koşullu yapıldığını ispatlayamadığı, davacının satılandaki ayıba ilişkin iddiaları yönünden ise eldeki davanın ayıp dolasıyla sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davası olmadığı gibi bu yönde bir talepte bulunulmuş olsaydı dahi fatura tarihi, davacının ihtar tarihi dikkate alındığında ayıba ilişkin muayene ve ihbar süreleri geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, dava konusu baskı makinesinin, hiçbir zaman ve surette davalı tarafça yerine getirileceği taahhüt edilen işlevini yerine getirmemiş olup müvekkil şirketçe beklenen fayda ve menfaati hiçbir aşamada sağlamadığını, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir beğenme koşulu ile satım sözleşmesine ilişkin yazılı sözleşme mevcut olmasa dahi ibraz edilen yazışma suretleri incelendiği takdirde görüleceği üzere davalı şirket yetkililerince sözleşmenin beğenme koşulu ile oluşturulmuş olduğunun ikrar edildiğini, beğenme koşulunun müvekkili şirketçe gerçekleşmediğinin kabul edilerek makinanın teslim alınacağı yönünde kabul ve taahhütlerinin olduğunu, davalı tarafça tanzim edilen faturanın iade edildiğini, bu itibarla arada hukuken de alım-satım sözleşmesinin baştan itibaren kurulmadığını, bir diğer taleplerinin ise müvekkili şirkete davalı şirketçe satışı yapılan boyalardan kullanılmayan kısmının iade alınması ve kalan kısım boya ücretinin ödenmesine ilişkin olduğunu, davalı tarafça satışı gerçekleştirilen boyaların dava konusu baskı makinesinde kullanımının uygun olmadığını, baskı boyalarının da ayıplı olması nedeniyle kullanılmayan kısım için müvekkili şirketçe ödenmiş olan tutarın iadesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Davacı, beğenme koşulu yapılan satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile satış sözleşmesine konu makinenin davalı tarafça teslim alınmasına ve kullanılmayan boya malzemelerinin davalıya iadesiyle şimdilik 1.000 TL boya bedelin ödenmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (m. 2). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispî esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (m. 15). Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz (m. 16/3). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (m. 16/4). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (m. 21). Harçlar Kanunu 28. maddeye göre (1) sayılı tarifede yazılı nispî karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır. Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK m. 150 hükmünde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (m. 30). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (m. 32). 6100 sayılı HMK m. 120/1 hükmüne göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Davacı tarafça, dava dilekçesinde dava değeri 1.000,00 TL gösterilerek peşin harç bu miktar üzerinden yatırılmış ise de; davacının dava konusu makineyi beğenme koşuluyla satın aldığını ancak makinenin sürekli arıza verdiğini, beğenmediğini ve davalı tarafça iade alınmasını talep ettiği nazara alındığında davacının talebi satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine ilişkin olup dava konusu makinenin dosya içerisinde bulunan fatura bedelinin 187.485,48 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesiyle ayrıca şimdilik davalından 1.000 TL boya bedelinin tahsili de talep etmiştir.
Bu durumda davacının taleplerinin para ile ölçülebilen ve nispi harca tabi talepler olduğundan, söz konusu bedeller üzerinden harç alınması zorunludur.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27 ve devamı maddelerinde, dava açılırken ödenmesi gerekli olan harçlar ile, eksik harç yatırılmış olması halinde yapılacak işlemler açıklanmıştır. Anılan yasanın 27. maddesinin son fıkrasında “Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur.” hükmü, 30. maddesinde de “Mahkeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK’nın 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükmü bulunmakta olup söz konusu açık yasal düzenlemeler gereğince dava açılırken dava değerine göre peşin olarak yatırılması gereken 1/4 karar ve ilâm harcının eksik alındığının tespiti halinde bu hükümlere göre işlem yapılması zorunludur. Mahkemece davacıdan 1.000 TL üzerinden harç alınmış olup dava değerine göre harcın yargılama aşamasında tamamlattırıldığına dair bir delil de bulunmamaktadır.
Kabule göre de;
Dava dilekçesinde davacının satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile makinenin davalı tarafça teslim alınmasına ve kullanılmayan boya malzemelerinin davalıya iadesiyle şimdilik 1.000 TL boya bedelin ödenmesine karar verilmesi talep edilmiş olduğu halde mahkemece, davacının boya bedelinin iadesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermediği de görülmektedir.
Harç hususu kamu düzeninden olup mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. Zira dava değerinin belirlenmesi verilecek kararın kesin ya kanun yoluna tabi (istinaf ve temyiz) olup olmadığının tespiti açısından önemli olduğu gibi, harçlandırılmış dava değeri üzerinden hükmedilecek vekalet ücreti ve diğer usulî konular bakımından da önemlidir. Mahkemece, açıklanan hususlar ve Harçlar Kanunu’ndaki açık hükümler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın m. 353/1-a-6 ve 355 hükümleri uyarınca esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin kamu düzeni ilkesi uyarınca re’sen gözetilen sebeplerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) Kararın kaldırılma nedenine göre davacı tarafın istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
6-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye