Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/945 E. 2023/682 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/945
KARAR NO : 2023/682
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI : 2015/593 Esas, 2020/70 Karar

DAVACI ak
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/05/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/02/2020 tarih, 2015/593 Esas, 2020/70 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı … tarafından senede dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu senedin hatır senedi olarak 5.000 TL bedelli olarak senet lehtarı davalı … adına düzenlendiğini, senet bedelinin bedel kısmında “5” rakamının sol kısmına “6” ve “0” rakamları konulmak ve meblağ yazılı kısmında ise, yazı kısmının başına “altıyüz” ibaresi eklenmek suretiyle senet bedelinin 605.000-TL olarak değiştirildiğini ileri sürerek dava ve icra takibine konu 605.000 TL’lik senedin 600.000 TL’lik kısmından dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili, davaya konusu senet hakkında müvekkili aleyhine Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/258 esas sayılı dosyasında sahtelik iddiasıyla dava açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin senedin lehtarı olmayıp iyi niyetli 3.kişi olduğunu, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı … vekili, davalının keşidecisi olduğu 605.000 TL bedelli senedin hamili olan müvekkili hakkında bedelde tahrifat iddiasına dayalı olarak davalı tarafından menfi tespit davası açıldığını, tahrifat iddiasının gerçeği yansıtmadığını, yine bu iddiaya dayalı olarak açılan Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 17.10.2017 tarih ve 2016/141 E., 2017/794 K. sayılı kararıyla 600.000 TL asıl alacak ve ferileri bakımından takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek senetteki vade tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 600.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dava konusu senede dayalı olarak açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu, bu davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığını, senette tahrifat olgusunun icra mahkemesince alınan adli tıp raporu ile belirlendiğini, ayrıca ceza davasının da devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından, Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/385 Esas sayılı dosyasında davalılar aleyhine resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının sonuçlanması beklenmiş, anılan mahkemenin 19/07/2018 tarih ve 2015/385-2018/296 E/K sayılı kararı ile, sanık …’in senet üzerinde oynama yaparak sahtecilik suçunu gerçekleştirdiği subut bulduğundan indirimler sonrası 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından davalılar aleyhine Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/141 esas sayılı dosyasında açılan takibin iptali davasında yapılan yargılamada adli tıp kurumundan aldırılan rapora göre, takibe konu senette “60 ve “Altıyüz” ibarelerinin bulundukları konumlara sonrada ilave edildiğinin kabul edildiği, takibin 600.000,00 TL ‘lik kısmının durdurulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12 HD’nin 12/03/2019 tarih ve 2019/789 -2019/4112 E/K sayılı kararı ile onandığı, mahkemece alınan 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu senedin düzenlendikten sonra fotokopisinin çekildiği ve daha sonra da fotokopisi üzerinde olmayan kısımların , aslı üzerine aynı yada benzer bir kalemle tahrifen ilave edilerek/ yazılarak ,senet miktarının önceden “5.000/Beşbin” TL iken ilave yolu ile “605.000/AltıyüzBeşbin” TL ‘ye dönüştürüldüğünün bildirildiği, dolayısıyla Ağır Ceza Mahkemesinde, İcra Hukuk Mahkemesinde ve mahkemce aldırılan 3 ayrı bilirkişi raporu birbirini doğruladığından ağır ceza mahkemesi dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine ve yeni bir rapor aldırılmasına lüzüm görülmediği, asıl davada; davacının davalılara 600.000,00 TL tutarında borçlu olmadığının tespiti ile birleştirilen dosyadadaki davanın reddine karar verildiği, davalı … takibe konu senedi ciro yoluyla aldığı, senedin sahte olduğunu bildiği ispatlanmadığı, iyi niyetli 3.kişi olduğundan davacının kötü niyet tazminatı isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davada davanın kabulü ile, keşidecisi …, lehtarı … olan, 15/02/2012 düzenleme tarihli 27/02/2015 vade tarihli bononun 600.000,00 TL’lik kısmından, davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra takibini başlatan … dava konusu senedi ciro yoluyla aldığından ve davacı tarafca davalının bu senedi sahte olarak düzenlendiğini bildiği ispat edilemediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı/karşı davalı … ve davalı/karşı davacı … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davalı/karşı davacı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu tarafından takibin iptali talebiyle açmış olduğu Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/258 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası bakımından derdestlik olduğundan davanın bu nedenle reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu senet fotokopilerinin, dava konusu senetten farklı senetler olduğunu, davacı ile müvekkili arasında ve her iki tarafın şirketleri arasında hukuki ilişkinin bulunduğunu, davacının gerçek dışı beyanda bulunarak gerçekleri gizlediğini, davacı ile lehtar arasında danışıklı ve kötüniyetli işbirliği ile, iyiniyetli 3. kişi müvekkilinin mağdur edildiğini, asıl ve birleştirilen dava dosyalarından ayrı ayrı iki kez vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mağduriyetini artırdığını belirterek asıl ve birleşen davaya yönelik ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davacı/karşı davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı … aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi diğer davalı … hakkında kötü niyet tazminatı talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olmasının da yanlış olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Asıl dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı tarafça keşidecisi olduğu dava ve takibe konu 5.000 TL bedelli senedin bedel kısmında “5” rakamının sol kısmına “6” ve “0” rakamları konulmak ve meblağ yazılı kısmının başına “altıyüz” ibaresi eklenmek suretiyle senet bedelinin 605.000-TL olarak değiştirildiğini iddia etmiş, birleşen davada ise, dava konusu senetteki tahrifat iddiasına dayalı olarak takibin iptali istemli icra tetkik merciinde açılan dava sonucunda senedin 600.000 TL asıl alacak ve ferileri bakımından takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek senede dayalı 600.000 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asıl davanın kabulüne; birleşen davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı/karşı davalı … ve davalı/karşı davacı … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/385 Esas- 2018/296 Karar sayılı dosyasında; müdahil davacı …, sanıklar dava dışı Erdal Kaya ve davalılar … ile … olduğu, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı yapılan yargılama sonucunda, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı beraatlerine hükmedildiği, resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar Erdal Kaya ve …’ün beraatine, sanık …’in mahkumiyetine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Ceza Dairesinin 11/11/2019 tarih ve 2018/2025 Esas-2019/1162 Karar sayılı ilamıyla; “Sanıklar … ve Erdal Kaya’nın sanık …’den alacakları olduğu, sanık …’in müşteki Nadi’den aldığı suça konu senetleri üzerlerinde tahrifat yaparak borcuna karşılık sanıklar İsmet ve Erdal’a verdiği, sanık …’ın borcuna karşılık senetleri sanıklar İsmet ve Erdal’a vermesinde müşteki Nadi’ye karşı dolandırıcılık eyleminin bulunmadığı, eyleminin sanıklar İsmet ve Erdal’a karşı olduğu, sanıklar … ve Erdal Kaya’nın suça konu senetleri sahteliklerini bilerek icraya verdikleri ve suça iştirak ettiklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının tespiti ile sanıklar … ve Erdal Kaya hakkında ilk derece mahkemesince verilen beraat hükümlerinin usul ve yasalara uygun olduğu, sanık …’in eyleminin sabit olduğu, suça konu senetleri farklı tarihlerde tahrif ederek ayrı zamanlarda sanıklar … ve Erdal Kaya’ya verdiği anlaşılmakla..” denilerek istinaf başvurusunun reddi ile kararın onanmasına kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalılar aleyhine Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/141 Esas sayılı dosyasında açılan takibin iptali davasında yapılan yargılamada adli tıp kurumundan aldırılan rapora göre, takibe konu senette “60 ve “Altıyüz” ibarelerinin bulundukları konumlara sonrada ilave edildiğinin kabul edildiği, takibin 600.000,00 TL ‘lik kısmının durdurulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12 HD’nin 12/03/2019 tarih ve 2019/789 -2019/4112 E/K sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
Gerek ceza yargılamasında ve icra mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında ve gerekse ilk derece mahkemesince alınan grafoloji bilirkişi raporunda, dava konusu senet miktarının önceden “5.000/Beşbin” TL iken ilave yolu ile “605.000/AltıyüzBeşbin” TL ‘ye dönüştürülmek suretiyle tahrif edildiği sabit olduğu, icra mahkemesi kararının maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmediğinden menfi tespit davası yönünden kesin hüküm ve/veya derdestlik söz konusu olmadığı, asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği anlaşılmakla; davalı karşı davacı … vekilinin istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.
Davacı /karşı davalı … vekilinin istinaf talebi kötü niyet tazminatına yöneliktir.
İİK’nın 72/5. maddesi hükmüne göre menfi tespit davası sonucunda alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibin haksız olması yeterli değildir, davalı alacaklının ayrıca takipte kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dava konusu senedin hamili olan davalı alacaklı …’ün senedi davalı … cirosuyla edindiği, davalı alacaklı …’ ün üzerine atılı sahtecilik suçundan 19.07.2018 tarihli Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/385 E 2018/296 sayılı kararı ile beraat ettiği, anılan kararda hakkında sahtecilikten ceza verilen senet lehtarı davalı … ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği yönünde kötü niyet ve ağır kusuru ispat edilemediğinin belirtildiği, davalı alacaklı senedi ciro yoluyla elde eden hamil olup senedin lehtarı konumunda olmadığından senetteki tahrifatı bilebilecek konumda olmadığı, dolayısıyla davalı takip alacaklısı …’ün icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gibi davalı … takip alacaklısı olmadığından bu davalı hakkında kötü niyet tazminatı istenemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararına yönelik davacı/karşı davacı … vekilinin istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı/karşı davalı … ve davalı/karşı davacı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca, ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı/karşı davalı … ve davalı/karşı davacı … vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50TL harcın davacı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 40.986,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 10.246,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 30.739,50 TL nispi karar ve ilam harcının davalı …’ten alınarak hazineye irad kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/05/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı