Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/940 E. 2023/705 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/940
KARAR NO : 2023/705
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/473 Esas, 2019/1626 Karar
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Rekabet Yasağından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/05/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2002 yılında kurulduğunu ve tekstil, iplik, kumaş üretimi ve ticareti alanında faaliyet gösteren Türkiye’nin saygın şirketlerinden birisi olduğunu, davalı- işçinin, müvekkili şirket ile imzalamış olduğu 21/12/2012 tarihli belirsiz iş sözleşmesi gereğince rekabet yasağına aykırı davranmamayı taahhüt ettiğini, davalının müvekkilinin şirketinde 03/07/2009 tarihinde işe başlamış olup 31/10/2017 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin şirketinde bilgisayar, bilişim, yazılım ve kodlama alanında çalışan davalının 31/10/2017 tarihli dilekçesi ile yeni bir iş bulması nedeniyle istifa ederek kendi isteğiyle iş aktini sonlandırdığını, yapılan araştırmalar neticesinde davalının, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı Elenor Tekstil Konf. Reklam Gıda Turizm Ltd. Şirketinde çalışmaya başladığının tespit edildiğini, aynı il sınırları içerisinde, aynı alanda faaliyet gösteren bir firmada çalışmaya başlayan davalının sözleşme gereğince taahhüt etmiş olduğu rekabet yasağı ile ilgili hükümlere aykırı davrandığını, bu sebeple davalının, en son aldığı aylık brüt ücretin 3.520,29 *10= 35.202,90 TL tutarındaki miktarı cezai şart olarak ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle davalı hakkında Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2018/3031 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ise de davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2018/3031 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının icra inkar tazminatının yerinde olmadığını, müvekkilinin iş akdini kendisinin fesh etmediğini, iş akdinin işveren tarafından fesh edildiğini, iş akdinin işveren tarafından fesh edileceğinin müvekkiline bildirildiğini ancak gerçek maaşı ile resmi maaşı arasında fark olduğundan müvekkilinine kıdem tazminatı ödemesi yapılabilmesinin şartı olarak kendisinin istifa etmesinin şart koşulduğunu, bu kapsamda davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin hesaplarını yaptırdığını, ibra ve istifa süreci ile ilgili bilgilendirmeleri müvekkili ile de paylaştığını, müvekkilininde bunlara itibar ederek istenilen belgeleri doldurduğunu, dolayısıyla iş akdi işveren tarafından fesh edilmiş olduğundan rekabet sözleşmesinin TBK’nın m. 447/2 gereği sona erdiğini, davanın bu sebeple haksız olduğunu, iş sözleşmesi devam ederken müvekkili ve bir kısım diğer işçilerin önüne o ayki maaş zarfları ile işbu davaya konu sözleşmelerin konulduğunu ve imza ederek maaşlarını almaları söylendiğini, müvekkilinin de bu baskı ile birden çok sayfalı anılan sözleşmeyi içeriğine vakıf olmadan imza etmek durumunda kaldığını, rekabet olabilmesi için müvekkilinin sonradan girdiği iş yeri ile davacı önceki iş yeri arasında rakip olma mefhumunun mevcudiyetinin şart olduğunu ancak davacı iş yerinin bayan giyim olarak çalışmakta iken yeni iş yerinin ev tekstili işinde iştigal ettiğini, kaldı ki müvekkilinin gizli bilgileri haiz olmadığını, aksinin kabulü halinde TBK’nın 445/2 gereği hakimin müdahalesi ile TBK 182/3 gereği cezai koşulun en üst seviyede indirilmesine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, rekabet yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileri ile sınırlandırıldığı net biçimde belirlenmesi gerektiği, özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde işçilerin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olamayacağı, işçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinin yasal düzenlemelere ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, mahkeme kararında çelişkili tespit ve değerlendirmeler yer aldığını, taraflar arasındaki sözleşmede Bursa ili denilerek yer sınırlandırması, “2 Yıl” denilerek zaman sınırlaması yapıldığını ve müvekkili şirketin ticari faaliyetleri denilerek konu sınırlandırması da yapıldığını, müvekkili şirketin iplik ve kumaş üretimi konusunda faaliyette bulunduğunun dosya kapsamındaki tüm belgeler ve tanık anlatımları ile sabit olduğunu, davalı işçinin, davacı işletme ile dolaylı veya doğrudan doğruya rekabet edecek nitelikte aynı-benzer işleri yapan bir işletmede çalışmamayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalının alalade basit bir tekstil işçisi veya ustası olmadığını, davalının bilgisayar yazılımı, kodlama ve bilişim alanında faaliyet çalışan bir işçi olduğunu, şirketin hangi firmadan kaç paraya nasıl mal aldığını, bu malların üretimde kullanılma şartlarını, maliyetini, maliyet analizlerini, satış fiyatlarını, satış politikalarını, satış ve vade şartlarını, karlılık durumlarını kısacası bir işletmenin en önemli verilerine vakıf olan bir kişi olup işletmede bu kayıtları tuttuğu ve işletmeye ait olan laptopu iade etmeyerek işten ayrıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak sözleşmede öngörülen ceza koşulunun tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler ile tarafların iddia ve savunmalarına göre, davacı şirketler ile davalı arasında iş sözleşmesinin imzalandığı, iş sözleşmesinde rekabet yasağı kaydının bulunduğu, bu sözleşme uyarınca çalışan davalının davacı şirkette 03/07/2009 tarihinde işe başlamış olup 31/10/2017 tarihine kadar çalıştığı, 21/12/2012 tarihli belirsiz iş sözleşmesinin 5.maddesinde rekabet yasağının düzenlendiği, 13/11/2017 tarihinde dava dışı Elenor Tekstil Konf. Reklam Gıda Turizm Ltd. Şirketinde çalışmaya başladığı hususlarında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlıkların esasen iş sözleşmesindeki cezai şartın geçerli olup olmadığı, cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının cezai şart talep hakının olup olmadığı ve cezai şart olarak kararlaştırılan miktarın fahiş olup olmadığı noktalarında kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 444 ve devamı maddelerindeki düzenleme uyarınca; fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterli görülmektedir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.2.maddesinde “İş sözleşmesi hangi sebeple sona ererse ersin personel, iş ilişkisinin sonra ermesine müteakip 2 (iki) yıl süresince, işverenin bilgisi ve izni olmaksızın Bursa sınırları içinde her ne sıfatla olursa olsun işveren ile doğrudan ya da dolaylı olarak rekabet etmekte olan rakip bir firmada çalışmayacağını, herhangi bir hizmet akdi bulunmaksızın bu tür firmalarla fikri, mali, ticari, teknik vb. hususlarda doğrudan ya da dolaylı rekabet ortamı yaratacak şahsi veya örtülü çalışmalarda bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.”, 5.3maddesinde ise ” Rekabet yasağına ilişkin yukarıda belirtilen hükümlere aykırı davranan personel, işverenin bu davranışının sonucunda uğradığı zararın tamamının tazmini yanı sıra en son aldığı aylık brüt ücretin 10 katı tutarında nakdi cezai şart olarak ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.” şeklindedir.
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinde, TBK’nın 445. maddesinde belirtilen süre ve coğrafi bakımdan sınırlama getirilmiş olmakla birlikte konu bakımından davacı şirketin ile doğrudan veya dolaylı ilgisi bulunan hiçbir işte çalışılamayacağının öngörüldüğü, bu hali ile sözleşmede işlerin türü bakımından aşırı bir düzenleme getirilmiş olup bu durum işçinin çalışma hürriyetine engel teşkil edecek niteliktedir.
Bununla birlikte, 6098 sayılı TBK’nın 445/2. maddesi “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanunun 444/2. maddesi; “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.
Öte yandan TBK 447/2 maddesinde sözleşme haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse rekabet yasağı sona ereceği düzenlemiş olup somut olayda davalı iş akdinin işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın fesih edildiğini ileri sürmekte olup Bursa 2. İş Mahkemesinin 2018/280 Esas sayılı dosyasınında davalının davacıya karşı açtığı davanın akıbetinin araştırılarak öncelikle rekabet yasağının sona erip ermediğinin tespiti gerekmektedir.
TBK’nın 447/2.maddesi uyarınca rekabet yasağının sona ermediğinin tespiti halinde ise sözleşmenin geçersiz olmadığı nazara alınarak, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davalının davacı şirketteki iş tanımı ve davalı şirketteki iş tanımı değerlendirilerek öncelikle davalının işyerindeki görevinin davacının müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlayıp sağlamadığı, sağlamakta ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenerek davalının yeni işe girmesinin rekabet yasağına aykırılık teşkil edip etmediğinin tespiti ile aykırılık teşkil ettiğinin kabulü halinde aynı Yasa’nın 445/2. hükmü uyarınca rekabet yasağının aşırı nitelikte olması durumundaki gerekli sınırlandırılmalar yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) Kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır
Neyla
¸e-imzalıdır