Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/929 E. 2023/561 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/929
KARAR NO : 2023/561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : 2018/1588 Esas, 2020/214 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : … -… …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2020 tarih, 2018/1588 Esas, 2020/214 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, icra takibinin usulsüz kesinleştiğini, müvekkilinin davalı ile aralarında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin işlemekte olduğu otele televizyon satın almadığını, otel adına yetkisi olmayan müvekkilinin eşi ve halen aralarında boşanma davası devam eden Rıza Özkara’nın satın alınmış olmasının müvekkilini bağlamayacağını belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının otel işlettiğini, oteline 25 adet Olimpia marka Led Tv’nin satın alınmasında davacıya aracı olduğunu, ürünlerin teslim edildiğini, ancak ürün bedellerinin ödenmediğini, satıcı firma ile davacı arasındaki alım satıma aracılık etmesinden dolayı ürün bedelinin müvekkilinden talep edildiğini, davacının ve eşinin ürün bedellerini müvekkiline ödeneceği vaadi üzerine müvekkilinin iyiniyetli olarak bu parayı firma sahibine 07/09/2016 tarihinde ödediğini, bu ödemenin davacıdan tahsili için davacı hakkında icra takibine girişildiğini, ürünün davacının eşi tarafından alındığı kabul edilse dahi yetkisiz temsile göre davacının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı ile televizyonların alındığı iddia edilen Pesus Bilişim ile davalı arasında ticari bir ilişki bulunmadığı gibi davacı ile Pesus arasında bir ticari ilişki olduğu ya da davalının bu ilişki sebebi ile davacıya kefil olduğuna dair bir beyan ya da delil bulunmadığı, zira kefaletin şekil şartlarına da uyulmadığı, yapılan ödeme sebebi ile davacının haksız zenginleştiği hususu da usulüne uygun deliller ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, şartları bulunmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tacir olmadığından davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafça dava konusu televizyonların kendisine gönderildiğini ve bu tv’lere ilişkin bedel ödemediğini ve yine tv’lerin davacının eşi tarafından sipariş edildiğini dava dilekçesinde açıkça belirtildiğini, gerekçede deliller tartışılmadığını, müvekkilinin davacı adına yapmış olduğu ödemeyi davacıdan talep etmesinde haklı olduğunu, icra takibinin kesinleştiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; kötü niyet tazminatı koşulları oluştuğu halde tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında herhangi bir akdi ilişkinin bulunmadığını, işletmekte olduğu otele de herhangi bir TV ürünü siparişi vermediğini, otel adına yetkisi olmayan ve aralarında boşanma davası bulunan eşinin ürünleri satın alınmış olmasının kendisini bağlamayacağını belirterek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise, davacının işletmekte olduğu otele TV ürünleri almasına aracılık ettiğini, ürünlerin teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini, davacı adına satıcı firmaya ürün bedelini kendisinin ödediğini, dolayısıyla davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda; ispat yükü davalı alacaklı olup, alacağını yazılı delillerle ispatla yükümlüdür. Dava konusu icra takibinin dayanağı olarak; davacının işlettiği otele TV ürünleri satın aldığı, bu satım ilişkisine davalının aracılık ettiği, ürün bedelinin ödenmemesi üzerine davacı ile satıcı firma arasındaki satım akdine aracılılık eden davalının ürün bedelini ödemek zorunda kaldığı, ödenen bedelin davacıdan rücuen tahsili gösterilmiş, alacağın dayanağı olarak da Pesus Bilişim-Erdinç Sarıgül tarafından davacı adına düzenlenmiş 13.10.2016 tarihli 10.750 TL bedelli ve 26.07.2016 tarihli 3.000 TL bedelli 2 adet fatura ile 07.09.2016 tarihli tahsilat makbuzu ve aynı tarihli satıcı firmanın fatura bedellerini davalı …’den tahsil edildiğine dair belgenin sunulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle dava konusu alacağa dayanak olarak gösterilen faturaların davacı adına düzenlenmiş olduğu, teslim alan imzası bulunmayan faturalar içeriği ürünün davacıya teslim edildiği yazılı delille kanıtlanamadığı, salt faturanın düzenlenmesi davacı ile satıcı firma arasında akdi ilişkinin varlığına delalet etmeyeceği nazara alındığında davacı ile satıcı firma arasında akdi ilişkinin varlığı sübut bulmadığı gibi davacının davalıyı satım ilişkisine aracılık etmesi konusunda yetkilendirdiği de dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamıştır. Bu nedenle davalının yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinafı kötü niyet tazminatına yöneliktir. Davalı icra takibine girişmekte haksız ise de, icra takibinde kötü niyetli olduğunun dosya kapsamı itibariyle sabit olmamasına göre, kötü niyet tazminatının reddinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.202,66 TL istinaf karar ve ilâm harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 550,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.652,00TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talepleri halinde iadesine,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13/04/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı