Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/925 E. 2023/690 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/925 – 2023/690
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/925
KARAR NO : 2023/690

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/05/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2020 tarih, 2018/1120 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, Ersoy Teks. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğu dönemde … Bank’tan kredi kullanıldığını, yöneticisi olduğu şirketin daha sonra iflas ettiğini ve kapandığını, şirketin borçları için Keles’teki evini sattığını, o dönemde borcun bittiğinin kendisine söylendiğini, ancak … Bank kapatılınca karşısında muhatap bulamadığını, zira … Bank yöneticilerinin borç olmadığını söylemelerine rağmen icra dosyasının 3.kişi konumundaki Türkasset Hayat Varlık Yönetimi AŞ.‘ne devredildiğini, bu yönetimin de sonradan Hayat Varlık Yönetimi AŞ.‘ne devredildiğini, borç ödenmesine rağmen kendisinden yine 34 – 35 bin TL daha ödenme yapmasının istendiğini ileri sürerek davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davaya konu icra dosyasındaki alacağın müvekkili varlık yönetimine temlik edildiğini, takibin kesinleştiğini, davacı borçlu aleyhine 2009 yılında başlatılan icra takibine rağmen borcun tahsiline yönelik ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/8348 E. Sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 5.540,83 TL asıl alacak, 1.535,11 TL işlemiş faiz, 12,25 TL BSMV, 87,50 TL ücret ve masraflar, 54,02 TL noter ve ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 7.229,71 TL ve asıl alacağa takip tarihinden ödeninceye kadar işletilecek yıllık %50,88 temerrüt faizi haricinde kalan kısımdan borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacının istinaf dilekçesinde özetle; hakkındaki icra takibinin usulsüz olarak kesinleştiğini, kredi kartından dolayı gerek bankaya ve gerekse ondan alacağını temlik alan davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu Bursa 4.İcra Müdürlüğünün 2016/8348 Esas ( Eski esas 2009/12142) sayılı icra dosyasında; takip alacaklısı … Bank AŞ, takip borçlusu Erdoğan Sevinç olup, asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 7.452,18 TL alacağın tahsili istemli icra takibinin dayanağı olarak “4556 4560 7730 0394 nolu kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” olarak gösterilmekle; dosyaya sunulan 09.08.2007 tarihli bankacılık hizmet sözleşmesi, 05.06.2009 tarihli hesap kat ihtarı ve hesap ekstre suretleri değerlendirildiğinde somut olayda uyuşmazlığın kredi kartı borcundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
01/03/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesine göre; kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı HUMK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre; bankalarca kart hamili aleyhine açılan alacak ve itirazın iptali davaları yürürlükten kalkan 1086 sayılı HUMK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine ve dava konusunun değerine göre genel mahkemelerde görülmekteyken; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesinde ise “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle; 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir. Somut olayda kredi kartı sahibi olan davacının tüketici olduğu tüketicinin davalı bankaya karşı açtığı bu davada dava tarihi itibariyle 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 3,73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca kredi iş bu davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. Hal böyle olunca mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kararın niteliğine göre davacının öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2020 tarih, 2018/1120 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın niteliğine göre davacının öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 05/05/2023

e-imzalı