Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/667 E. 2023/391 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/667
KARAR NO : 2023/391

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : 2018/1510 Esas, 2019/845 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI v. …
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2019 tarih, 2018/1510 Esas, 2019/845 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin yurt dışından ithal ettiği paslanmaz mangal boru yapma makinasının fabrikasında araçtan indirilmesi hususunda davalı şirket ile şifaen anlaşmaya varıldığını, davalı şirket tarafından vinç ve forkliftlerle yapılan indirilme işlemi sırasında makinanın yere düşürülerek hasarlandığını, hasar nedeni ile tutunak tutulduğunu, ancak davalı şirket personelinin tutanağa imza etmekten imtina ettiğini, yurt dışındaki firmanın çalışanlarını müvekkil şirketin fabrikasına göndermek sureti ile hasarın giderildiğini, bununla ilgili olarak firmanın müvekkiline düzenlediği faturayı davalıya yansıttığını, ancak davalının faturayı kabul etmediğini, davalının ödenen hasar bedelinden sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, makinenin davacı şirketin fabrikasına indirilmesi işleminin 11/11/2016 tarihinde yapıldığını ve işlemin sorunsuz olarak gerçekleştirildiğini, ancak tek taraflı düzenlenen hasar tutanak tarihinin 14/12/2016 olduğunu, tutanak tarihi dikkate alındığında hasarın kim tarafından verildiğinin belli olmadığını, müvekkili şirketin hasardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
LK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, mülkiyeti davacıya ait makine ve ekipmanların vinç yardımıyla taşıyıcı araçlardan indirilerek belli yerlere istiflenmesinin yahut yerleştirilmesinin yüklenildiği, davacının makinede meydana gelen zararın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını ve hasarın miktarını ispat etmekle yükümlü olduğu, bu kapsamda dosyada dinlenen tanık beyanlarından davalı taraf çalışanlarının yeterli dikkat ve özeni göstermediği, operatörün makinanın indirilmesi sırasında uzak kenardan forkliftin uzun bıçaklarıyla dengesiz biçimde yükleme aldığının ortaya konulduğu, hasar tutarının ispatı yönünden ise makinanın tamirinin yurtdışında üretici firmaya yaptırıldığı ve faturasının da alındığı gözetildiğinde, tamirin gerçek maliyeti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasının anlamsız olacağı, zira söz konusu makina özel üretim bir makine olup standart nitelikleri olan ve özellikleri piyasada bilinen bir makina olmadığı, ne kullanılması gereken parçalar ne de standart tamir maliyeti konusunda uzman bilirkişi bulunması imkanın zayıf olduğu, makinanın üreticisinde tamir edilmiş olması asgari maliyetle tamir edileceğine karine teşkil ettiği, sunulan faturanın danışıklı biçimde hazırlanmış olma ihtimali de zayıf görüldüğü, zira tamir giderini davacı taraf ödeyeceğinden ve davalıdan tahsil etme konusunda bir garantiye sahip olmadığından asgari giderle yapılmasını amaçlayacağının kabulü gerektiği, tamir gideri konusunda muayyen bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A- Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir sözleşme olduğunu, müvekkilinin taşıma işini sorunsuz yerine getirdiğini, sonradan tek taraflı tutulan hasar tutanağın ve buna dayalı düzenlenen faturanın kabul edilmediğini, tanık beyanlarına göre karar verildiğini, mahkemenin gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; koşulları oluştuğu halde müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, yurt dışından ithal ettiği makinanın fabrikada araçtan tahliye işlemi için davalı ile anlaşmaya varıldığını, davalının vinç ve forklift aracılığıyla araçtan makinayı tahliye işlemi sırasında makinanın yere düşürüldüğünü, hasarlanan makinanın tamir edildiğini iddia ederek bu nedenle yapılan masrafın davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, makinanın araçtan tahliye-indirme işleminin sorunsuz gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda, davalının davacıya ait makinanın fabrikasına tahliye-indirme işlemi için aralarında anlaşmaya varıldığı, bu kapsamda davalının 11/11/2016 tarihinde makine indirme işlemini gerçekleştirdiği, bu tarihten yaklaşık bir ay sonra davacı tarafça tek taraflı olatak 14/12/2016 tarihli hasar tutanağının düzenlenmiş olduğu dosya kapsamından sabit olup, dava konusu taşıma, yurt içi kara taşıması olup, davalı taşıyıcının sorumluluğu TTK hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.
TTK’nın 875/1. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Süresinde hasar ihbarının yapılmaması, davacının tazminat talep hakkını sona erdirmez. Çünkü, TTK’nın 889. maddesi uyarınca, eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şarttır. Birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmediği durumlarda, ihbarın, eşyanın tesliminden sonraki yedi gün içinde yapılmamış olması halinde de geçerlidir.
Bu yasal düzenlemeye göre, süresinde hasar ihbarının yapılmaması halinde, hasarın taşıma sırasında oluşmadığına dair taşıyıcı lehine bir karine oluşur. Yani, hasarın taşıma sırasında oluştuğunu ispat yükü taşıtana geçer.
Dosya kapsamında bulunan davacıya atfen Aydın Nizam isim ve imzasının olduğu ve davacı tarafça itiraz edilmeyen 11.11.2016 tarihli “İş Makineleri Çalışma Puantajı” isimli puantaj cetvelinde 11.11.2016 tarihinde 20:00-23:15 arasında makine indirme işleminin gerçekleştirildiğinin belirtildiği, anılan tutanakta hasara ilişkin herhangi bir ihtirazi kaydın-şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyleyken davacı tarafça daha sonradan tek taraflı olarak düzenlenen 14.12.2016 tarihli hasar tutanağında davalı taşıyıcının veya çalışanının katılımı ve imzası yoktur. Bu nedenle, taşıyanın da hazır olduğu bir hasar tespiti yapıldığından da söz edilemez.
Sonuç olarak; davacı taşıtan hasarın taşıma esnasında oluştuğunu ispatla yükümlü olup dosya kapsamından hasarın davalının taşıma işi esnasında oluştuğunu kanıtlayamadığından bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi doğru olmamıştır.
Davacı alacaklının icra takibinde haksız ise de takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından sabit olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,
B-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile,
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2019 tarih, 2018/1510 Esas, 2019/845 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 549,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 370,03 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yararına A.A.Ü.T uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde ödeyenine iadesine,

İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Taraflarca yatırılan istinaf yoluna başvurma harçlarının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 30/03/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı