Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/653 E. 2023/388 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/653
KARAR NO : 2023/388

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2019
NUMARASI : 2014/515 Esas, 2019/1240 Karar

DAVACI : … – … Soğanlı Mah. 2.Gürel Sk. No:24 İç Kapı No:2 Osmangazi/BURSA
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 1- … -…
VEKİLİ : Av. … –
: 2- … -…
3- … -…

BİRLEŞEN BURSA 2. ATM 2015/38 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVACI :… – T.C. No:(…) – S
VEKİLİ :Av…. –
DAVALI :…. -Valikonağı Cad. No:1 Nişantaşı/İSTANBUL
VEKİLİ
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA :Alacak
ASIL DAVA TARİHİ : 02/05/2013
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :13/01/2015
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2019 tarih, 2014/515 Esas, 2019/1240 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekili, hisse senetlerine aracılık eden davalı aracı kurumundan hisse senetleri alıp sattığını, hisselere kar payı ödenmesi gerekirken hesaplarda tutarsızlık ve sorunlar yaşandığını, yapılan usulsuzlükler ile ilgili olarak davalı çalışanı hakkında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/114 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, müvekkilinin usulsüz işlemler nedeniyle zarara uğradığını ileir sürerek 46.260,00-TL’nin 14.02.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Yatırım AŞ vekili, davacının müvekkili kurum nezdinde 6760 nolu hesabın sahibi olduğunu, müvekkili şirket çalışanı …’nın bazı müşteri hesaplarında usulsüz işlemleri nedeni ile başlatılan ceza soruşturması sonucunda Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/114 E.sayılı dosyasında ceza davasının açıldığını, müvekkili tarafından yapılan teftiş aporunda davacı hesaplarında herhangi bir usulsüzlüğe rastlanılmadığını, davacıya hesabın açıldığından buyana toplam 26 kez ekstre gönderildiğini, tebliğ edilen ekstrelere itiraz edilmediğini, ayrıca davacıdan toplamda 7 kez ıslak imzalı mutabakat alındığınıu, en sonuncusun ise 06.01.2013 tarihli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından 17.03.2009 tarihinde 25.634,80 TL; 14.04.2009 tarihinde 5.000 TL; 22.05.2009 tarihinde 2.000 TL; 01.07.2009 tarihinde 8.000 TL; 04.08.2009 tarihinde 2.000 TL; 12.11.2009 tarihinde 2.000 TL; 12.02.2010 tarihinde 1.000 TL ve 21.07.2010 tarihinde 9.000 TL olmak üzerek sahte imzalarla toplamda 54.634,00.-TL çekildiğini, usulsüz işlemlerle ilgili olarak Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/114 Esas sayılı dosyasında ceza davasının açıldığını ileri sürerek 54.634,00.-TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … AŞ vekili, davacının hesabından yapılan işlemlerden bilgisinin olduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davacının hesabın açılış tarihinden itibaren bugüne kadar yatırım hesabından yapılan hiçbir EFT işlemi veya nakit çekimin bulunmadığı, davalı şirketle yapmış olduğu sözleşme gereği davacının otomatik virman yetkisi vermesi nedeniyle davalı … bankası tarafından, birleşen dosya davalısı banka hesabına aktarıldığının sabit olduğu, bu nedenle davacının birleşen dosya davalısı banka hesabına aktarılan paranın yetkisiz kişilere ödenmesi durumunda davalı … Yatırım A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunmadığı; birleşen dava yönünden ise, davaya konu ödeme dekontlarından 21/07/2010 tarihli 9.000,00 TL ile 14/04/2009 tarihli 5.000 TL bedelli dekont üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, bu tutarların davalı …. tarafından davacı dışındaki 3. kişilere ödendiği gerekçeleriyle asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne 14.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı birleşen davanın davalı banka vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Birleşen davanın davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının usulsüz işlemler gerçekleştiren diğer davalı … çalışanı ile birlikte hareket ettiğini, salt imza incelemesine dayanılarak hüküm tesis edildiğini, davacının müvekkili bankanın ve diğer davalı … Yatırım’ın prosedürlerine aykırı olacak şekilde hesaplarında işlem yapmak üzere …’ya yetki verdiğini, davacının bilgisi ve rızası dahilinde yapılan tüm işlemlerden davacının haberdar olduğunu, gönderilen hesap ekstrelerine hiçbir suretle itirazda bulunmadığı gibi davaya konu ödeme dekontlarından sonraki bir tarihte mutabakat imzalandığını, müvekkili bankanın kendi çalışanı olmayan şahsın eylemlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek birleşen davaya yönelik ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Asıl dava, yatırım hesabı sahibi davacının hesabından yapılan usulsüz işlemler nedeniyle doğan zararın davalı aracı kurumdan tazmini; birleşen dava ise, yatırım hesabına bağlı davalı banka nezdindeki hesabından sahte imzalarla çekilen paranın davalı bankadan tahsili istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen davaya ilişkin karara karşı birleşen davanın davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı …Ş. arasında bilatarihle imzalanan “Menkul Kıymet Alım-Satım Çerçeve Sözleşmesi” kapsamında, 6760 nolu menkul kıymetler yatırım hesabı açılarak menkul kıymetler alım – satımı hizmetleri verildiği ve aynı zamanda davalı … Bank nezdinde de 4000004144 nolu vadesiz mevduat hesabı açılarak, nakit para yatırma ve çekme işlemlerinin bu hesap üzerinden yapıldığı, davacının davalı banka hesabından gerçekleşen 7.03.2009 tarihinde 25.634,80 TL; 14.04.2009 tarihinde 5.000 TL; 22.05.2009 tarihinde 2.000 TL; 01.07.2009 tarihinde 8.000 TL; 04.08.2009 tarihinde 2.000 TL; 12.11.2009 tarihinde 2.000 TL; 12.02.2010 tarihinde 1.000 TL ve 21.07.2010 tarihinde 9.000 TL olmak üzerek sahte imzalarla toplamda 54.634,00.-TL çekildiği ileri sürülmüş olup, bu ödeme dekontlarından 21/07/2010 tarihli 9.000,00 TL ile 14/04/2009 tarihli 5.000 TL bedelli dekont üzerindeki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, usulsüz işlemlerle ilgili olarak davacının da müştekisi olduğu ceza yargılamasında Bursa 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2013/114 Esas- 2018/348 Karar sayılı dosyasında bankacılık zimmeti suçundan dolayı davalı … kuruluşu çalışanı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçtiği ve fakat yargıtay’da temyiz aşamasında olduğu dosya kapsamından sabittir.
Davalı banka, mevduat hesabından gerçekleşen dava konusu usulsüz işlemlerden dolayı davacı müşterinin bilgisinin ve haberinin bulunduğunu, kendisine gönderilen hesap ekstrelerine itirazda bulunmadığını, davaya konu ödeme dekontlarından sonraki bir tarihlerde mutabakat imzalandığını ileri sürmüşse de, davacı müşteriye davalı … kuruluşu tarafından yatırım hesabına ilişkin eksterelerin gönderilmiş olduğu gibi bu hesapla ilgili mutabakatların bulunduğu, dolayısıyla davalı banka hesabı yönünden yapılmış bir mutabakattan söz edilemeyeceğinden bu yöndeki istinaf sebebi yerinde olmadığı gibi davacının ceza davasında müşteki konumunda olduğu gözetildiğinde bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde olmamıştır.
Bankaların portföy yöneticiliği yapmaları mümkün olmadığından iştirakleri olan yatırım şirketleri aracılığıyla portföy yöneticiliği ve borsada aracı kuruluş faaliyeti yürüttükleri, böyle durumlarda -somut olayda olduğu gibi- genelde aracı kuruluş şubesi banka şubesinin içerisinde faaliyet göstermektedir. Bu durumda, davalı banka ile yatırım şirketinin “Turkish” unvanını taşıdıkları, aynı binanın zemin ve birinci katlarında faaliyet gösterdikleri, banka şubesine bağlı tek bir vezneyi kullandıkları anlaşılmakta olup her iki davalı şirketin faaliyetleri iç içe geçtiğinden farklı bir kuruluş olduğu anlaşılamayan davalı bankanın, çalışan …’nın davacının zararına gerçekleştirdiği usulsüz işlemlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir (Yargıtay 11. HD’nin 21/10/2020 tarihli, 2019/1494 Esas ve 2020/4342 Karar sayılı ilamı).
Açıklanan bu nedenlerle birleşen davanın davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Birleşen davanın davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 956,34TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 239,08 TL’nin mahsubu ile bakiye 717,25 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 30/03/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı