Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/613 E. 2023/350 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/612
KARAR NO : 2023/362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2018/819 Esas, 2019/969 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2018/819 Esas, 2019/969 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mia Casa Corp isimli şahıs firmasıyla özellikle gayrimenkul alanında danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkilinin bu ticari faaliyet kapsamında davalı şirkete de gayrimenkul danışmanlık hizmeti verdiğini ancak bu güne dek vermiş olduğu hizmetin bedelinin kendisine ödenmediğini, davalı şirkete vermiş olduğu danışmanlık hizmeti , davalı şirkete ait Bursa ili Nilüfer İlçesi Ahmet Yesevi Mahallesinde bulunan ve tapunun 4122 ada 1 ve 2 parsel numaralarına kayıtlı taşınmazların ticari olarak değerlendirilmesi, bu taşınmazlara davacı koordinatörlüğünde otel inşaatı yapıldığı, taşınmazların otel projesine uygun hale getirilmesi maksadıyla tevhit görmesi, tevhit işlemiyle birlikte taşınmazın uluslararası itibar sahibi bir otel zincirlerine sunumu ve bu otel zincirleriyle marka kullanımı hususunda hizmet sunumu kapsadığını, Morriott Hotel markası kullanılarak otel inşa edilebilmesi için bahsedilen firma ile görüşmelere başlanıldığını, davacı dava konusu tüm bu işe başlamadan önce danışmanlık hizmetinin 200.000 Amerikan Doları olacağını beyan ettiği ve bu husus davalı şirket yetkililerince de kabul edildiğini, davacı şirketin bu kapsamda gerekli hizmeti davalı şirkete sunduğunu, hizmet bedelinin kendisine ödenmemesi üzerine davalı şirkete fatura tebliğ edildiğini ve davalı şirket fatura içeriğine itiraz etmemekle bu hizmet bedelini de kabul ettiğini, bu kapsamda müvekkili tarafından kesilen faturanın sözlü olarak kurulmuş olan sözleşmeye dayalı bir fatura olduğunu, ödenmeyen ticari alacağın şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı dava konusu sözleşmedeki ücretin 200.000 USD olduğu açıkça iddia ve beyan ederken, davayı kısmi olarak 10.00,00 TL üzerinden açtığını, bu durumun kendi içinde çelişki oluşturduğu ve yasanın emredici hükmüne açıkça aykırı olduğu, işbu davanın kismi dava olarak açılması usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği, kısmi dava açamayacağı açıkça hüküm altına alındığı, aynı alacak iddiasına istinaden Bursa 15.İcra Müdürlüğünün 2016/13604 esas sayılı dosyası ile davalı şirket alehine icra takibi yapmış olmasına rağmen aynı alacağa faturaya istinaden işbu davayı açması hukuka aykırı olduğunu bu nedenle derdestlik itirazının kabulü ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan taraflar arasında yazılı ve/veya sözlü olarak yapılan herhangi bir danışmanlık hizmet sözleşmesinin mevcut olmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın alacak davası olduğu, alacağın sebebinin, “bir danışmanlık hizmetinden kaynaklanan para borcu” olarak gösterildiği, davalı – borçlu alacağa dayanak teşkil eden sözleşmeyi inkar ettiğine göre kural olarak ispat külfetinin davacı-alacaklı üzerinde olduğu, esasen ispat kuralları çerçevesinde davacı tarafın danışmanlık hizmetini verdiğini ispatlaması gerektiği, davalı tarafın bu hizmeti aldığını da inkar ettiği, taraflar arasında imzalanan yazılı bir danışmanlık hizmet sözleşmesi bulunmadığı, davacı tarafça delil olarak dayanılan elektronik yazışmaların da hizmetin davacı tarafça verildiğine dair bir yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebilecek nitelikte de olmadığı, bu nedenle bir hizmetin fiilî olarak verildiği iddiasının yazılı belgeyle ya da kesin delillerle ispatı gerektiği, bu sebeple davacı tarafın tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediği, davacı tarafa verilen ihtara rağmen yazılı delil ibraz etmediği gibi, açıkça yemin deliline de dayanmadığı gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yazılı sözleşme kurulmamış olsa da davacı müvekkilinin yerine getirdiği danışmanlık hizmetinin kapsamının sunulan yazılı elektronik postaların içeriğinden anlaşıldığı davacının bu sözlü anlaşma kapsamında üstlendiği danışmanlık hizmetini gereği gibi yerine getirdiğini, davalı şirkete ait taşınmazları tevhit ettirerek imar artışı sağladığını, devamında taşınmazda yapılacak otel projesinin uluslararası otel zincirinin bir parçası olması için ilgili marka temsilcileri ile davalı şirket yetkililerini bir araya getirdiğini, ancak tüm bu edimleri ifa ettikten ve danışmanlık hizmeti eksiksiz biçimde tamamlandıktan sonra hak etmiş olduğu ücretinin ödenmemesi maksadıyla davalı şirket tarafından işin dışında bırakıldığını üstlenmiş olduğu edimleri ifa edip etmediğini mahkemece araştırılmadığını, müvekkilinin danışmanlık hizmet bedeli olarak 200.000 USD’ yi davalı tarafa bildirdiğini davalı tarafın bunu kabul ettiğini şirkete gönderilen faturanın tebliğine rağmen herhangi bir itiraz bildirilmediğini bu suretle fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edildiğinin mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin de isabetsiz olduğunu delillerin toplanmadığını, taşınmaza ait tapu ve belediye kayıtlarının getirtilerek keşif ve bilirkişi incelemesi ile otel projesi yapıldığının tespit edilebileceğini ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, danışmanlık hizmetinden kaynaklanan alacağa ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf şahıs firmasıyla gayrimenkul alanında danışmanlık hizmeti verdiğini bu kapsamda davalı şirket için Nilüfer ilçesinde bulunan taşınmazların ticari olarak değerlendirilmesi otel projesine uygun hale getirilmesi hususunda davalı şirkete ait taşınmazları tevhit ettirerek imar artışı sağladığını, devamında taşınmazda yapılacak otel projesinin uluslararası otel zincirinin bir parçası olması için ilgili marka temsilcileri ile davalı şirket yetkililerini bir araya getirdiğini, idda etmiş davalı taraf ise sözleşmeyi inkar ederek herhangi bir danışmanlık sözleşmesinin mevcut olmadığını savunmuştur. Davacı tarafça yazılı bir danışmanlık hizmet sözleşmesi sunulmadığı sunulan elektronik yazışmaların da hizmetin davacı tarafça verildiğine dair yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de davacının davalı şirkete danışmanlık hizmeti sunduğu yönündeki iddiası ile ilgili gönderilen faturanın taraf defterlerine kayıtlı olup olmadığının tespiti ile yine sunulan mail yazışmaları üzerinde denetlemeye elverişli bilirkişi raporu alınmadan ayrıca davacının hizmet sözleşmesi kapsamında tevhit işlemi yaptırdığını iddia ettiği taşınmaza ait tapu kaydının tevhit işleminin bulunup bulunmadığı varsa işlemin kim veyahut hangi şirket tarafından yürütüldüğü hususlarında yeterince araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2018/819 Esas, 2019/969 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 29/03/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır