Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/606 E. 2023/366 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/606
KARAR NO : 2023/366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2017/1138 Esas, 2019/968 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2017/1138 Esas, 2019/968 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2017/9441 esas sayılı icra dosyası ile 10/11/2016 tarihli sözleşmeye dayalı olarak icra takibi yapıldığını, davalının kötüniyetli ve haksız olarak borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı taraf takibe itirazında yetki itirazında bulunmuşsa da tarafların imzaladığı ve takibe dayanak 10/11/2016 tarihli sözleşmede işbu sözleşmeden doğan ihtilaflar için Bursa mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunun düzenlendiğini, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapıldığını, davacı şirket ile davalı arasında 10/11/2016 tarihli sözleşme imzalanmış olup T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayımlanan Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsaında davalının ekonomik yatırımlarının davacı şirket tarafından projelendirilmesi hususunda anlaştıklarını, davacı şirket davalı ile imzalanan sözlşemeye istinaden üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, projeyi hazırladığını ve hazırlanan projenin İl Değerlendirme Komisyonu tarafından uygun bulunarak, Bakanlık tarafından İl Müdürlüğüne gönderilen ve 15/04/2017 tarihinde açıklanan liste içinde yer aldığını, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin hibe sözleşmesinin imzalanmasından vazgeçildiğinin bildirildiğini ve kalan bakiyenin ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2017/9441 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki ve görev itirazlarının bulunduğunu, davalı ile davacı arasında hukuken akdedildiği iddia edilen 10/11/2016 tarihli sözleşmenin geçerliliğinden söz edilmeyeceğini, her ne kadar böyle bir sözleşme imzalanmış ise de davalının davacıdan hiç bir hizmet almadığını, bahsi geçen sözleşmede süre ve ücret kısmında görüldüğü üzere davacı firmanın bir proje hazırlaması ve bunu davalıya sunması, son kontrolleri yapılarak 2 suret halinde davalıya teslim edilmesi gerektiğini, ancak davacının böyle bir yükümlülüğü yerine getirmediğini, haliyle teslim gerçekleşmediği sürece davalının ödeme yükümlülüğünün doğduğunun iddia edilemeyeceğini, davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiği, takipte haksız ve kötüniyetli olan davacının davasının reddi ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, varlığı ve altındaki imzaları inkar edilmeyen sözleşme gereğince davacı tarafın edimlerini yerine getirdiği ve hazırladığı projenin Bakanlık tarafından uygun görülerek davalı tarafın hibe almaya hak kazandığı, sözleşmenin “1.Proje Hazırlama ve onay aşaması” başlıklı bölümünde “… Hak kazanmakla birlikte herhangi bir gerekçe ile hibe sözleşmesi imzalanmaması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.” düzenlemesi yer aldığı, bu metne göre de hibe sözleşmesi imzalanmamış ve hibe ödemesi yapılmamış ise de yatırımcının ödeme yükümlülüğü devam etmekte olduğu belirtildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tacir veya kamu tüzel kişisi olmayan davalı müvekkili ile yetki sözleşmesi yapmasının usul hukukuna uygun olmadığını yetkisiz icra dairesinde ve yetkisiz mahkemede açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini yetkili icra dairesi ile mahkemelerinin Eskişehir İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin yıllardan beri Eskişehir’de ikamet etmekte olup Bursa ile hiçbir alakası bulunmadığını, müvekkilinin … yönünden yapılan işin ticari bir işlem olmadığına ve bu sebeple sayın ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğuna ilişkin yapmış olduğumuz itirazın reddedildiğini, oysa ki müvekkilinin tüketici konumunda olup, yapılan işlemin de tüketici işlemi olduğundan görevsizlik sebebiyle de davanın usulden reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili tarafından itiraz edilen alacağın likit olmadığını, Likit ve muayyen olmayan alacak açısından icra inkar tazminatına karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, Yine kabul manasına gelmemekle beraber, davacının takip talebinde yer verdiği faiz oranı ve miktarının da hukuken yerinde olmadığını müvekkilinin davacıdan bir hizmet almadığı için borcun doğumunun gerçekleşmediğini bu sebeple temerrütün de söz konusu olmayacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasının davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, hizmet sözleşmesi nedeniyle alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 10/11/2016 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince yüklenici firma olan davacının proje sahibi davalı için gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı tarafından yayınlanan kırsal kalkınma yatırımların desteklenmesi projesi kapsamında ekonomik yatırımların projelendirilmesi ile ilgili iş ve işlemlerin yapılması hususunda anlaşma sağlandığı, anlaşmanın varlığının her iki tarafın kabulünde olduğu, sözleşmenin varlığı ve altındaki imzanın inkar edilmediği sabittir.
Davalı taraf davacının edimini yerine getirmediğini hizmet almadığını, projenin kendisine teslim edilmediğini savunmuştur.
Davacının davalıya 200 büyükbaş besi tesisi için yatırım projesi hazırladığı, bu haliyle davanın faaliyetinin sermayeyi gerektirdiği ve projeye konu yerin iş yeri mahiyetinde olduğu, buna göre davalının davacıyla olan ilişkisinde tüketici olduğundan bahsedilemeyeceği, buna göre davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinin yerinde olduğu değerlendirilmekle davalı tarafın bu yöndeki istinafı yersizdir.
Mahkemenin yetkisine yasal sürede itiraz edilmediği ve cevap dilekçesinin yasal sürede sunulmadığı dikkate alınarak mahkemenin yetki itirazına yönelik ret kararı doğrudur.
Taraflar arasındaki sözleşmede yetkili icra dairesi ve mahkemenin Bursa Mahkemeleri kararlaştırılmış olup, davalı tarafın İcra Müdürlüğünün yetkisine itirazı da yerinde değildir.
Yine, davalı tarafın borca yönelik itiraz ve istinaf talebinin yerinde olmadığı, davacının sözleşme kapsamında edimini yerine getirdiği, projeyi ilgili idareye sunduğu, komisyonda projenin kabul gördüğü, ancak davanın hibe sözleşmesini imzalamadığı anlaşılmakla tüm edimlerini yerine getiren davacının sözleşme gereğince belirlenen ücrete hak kazandığının kabulü ve bu yöndeki mahkeme gerekçesi yerindedir. Ancak İcra takibinde takibe esas faizin 15/04/2017 tarihinden başlatılmasından doğru değildir. Dosya kapsamı ve tüm deliller itibariyle temerrütün takip tarihi itibariyle gerçekleşeceği anlaşıldığından, takip tarihinden önce faiz talep edilemez. Mahkemece bu yön dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle davanın asıl alacak üzerinden kısmen kabulü gerekirken tamamen kabulü usule uygun olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı tarafın faize yönelik istinafının kısmen kabulü ile sair istinaf taleplerinin reddine, ilk derece mahkemesi kararının faiz yönünden kaldırılmasına, dairemizce yeniden davanın esası hakkında HMK. 353/1-b-2 gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile;
2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2017/1138 Esas, 2019/968 sayılı kararının KALDIRILMASINA, kaldırılan karar yerine geçmek üzere yeniden HÜKÜM TESİSİ İLE,
3-Davanın kısmen kabulü ile Bursa 16.İcra Dairesinin 2017/9441 sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın 17.700,00 ₺ asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takibin bu miktar yönünden devamına, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacı tarafın yasal şartları oluşan icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takip talebine konu 17.700,00 ₺ alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.540,00 ₺ icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.209,09 ₺ harçtan başlangıçta alınan 220,03 ₺ peşin harcın mahsubu ile 989,06 ₺ harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan 103,00₺ yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre 99,91 ₺’sinin ve 220,0 ₺ harç gideri olmak üzere toplam 302,94 ₺’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘e göre belirlenen 9.200,00 ₺vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘ e göre belirlenen ve reddedilen kısım dikkate alınarak 517,66 ₺ vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK. 359/4. maddesine göre karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 29/03/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır