Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/583 E. 2023/316 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/583 – 2023/316
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/583
KARAR NO : 2023/316

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVA : Menfi Tespit/ Alacak
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2019 tarih, 2018/537 Esas, 2019/1478 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında 02.08.2017 tarihli inhisari olmayan marka lisans sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkil şirketçe yürütülen eğitimi-öğretim-dershanecilik faaliyetleri-kurs hizmetleri-uzaktan eğitim faaliyetleri ve bilimum eğitim ve kurs hizmetlerinde kullanılabilmesi amacı ile davalı şirket adına tescilli Pusula Akademi “P”logosu;PAY pusula akademi yayınları;PY pusula yayıncılık;PeS pusula eğitim sistemi;POD online deneme; PUE pusula uzaktan eğitim markalarının kullanılması amaçlanmış ve karşılıklı olarak taahhüt edildiğini, kayıt dönemi sonuna kadar ulaşılacak öğrenci sayısı bilinmemesine rağmen sözleşme tarihinde ürün siparişlerinin de aynı anda verilmesinin davalı tarafça müvekkilinden talep edildiğinden tahmini öğrenci sayısı belirlenerek davalıdan 500 genel kültür genel yetenek + 200 öğretmen adayı + 20 KPSS A grubu adayı sayısında yayın siparişi ile bunlara ek + lisans sözleşme bedeli + Pusula uzaktan eğitim lisans kullanım bedeli + Pusula eğitim sistemi bedelinin toplamı olarak 300.000.00 –TL olarak belirlendiğini, bu tutarın 8 taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından25.10.2017-25.11.2017-25.12.2017-25.01.2018-25.02.2018-25.03.2018-25.04.2018 ve 25.05.2018 vadeli her biri 37.500.00 TL tutarlı 8 adet bono tanzim edilerek davalı şirkete verildiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının sipariş edilen ürünlerin en geç 20.08.2017 tarihinde tarafımıza teslimini taahhüt ettiği halde teslimatı süresinde yapmadığını, yayınların bir kısmı parça parça ve Kasım ayı ortalarına kadar gönderildiğini, bazı grupların ise hiç gönderilmediğini, sözleşme yapıldığı sırada; 500 Genel Kültür ve Genel Yetenek + 200 Öğretmen Adayı + 200 KPSS A Grubu adayı kursiyerin kayıt yaptırabileceği öngörüsü ile hareket edilip bu sayıya göre ödeme yapıldığı halde, 360 Genel Kültür-Genel Yetenek + 80 Öğretmen Adayı ve 90 KPSS A Grubu adayı kayıt yaptırdığından davalıdan 550 GKGY + 100 Öğretmen Adayı + 90 KPSS A seti teslim alındığını, teslim alınan ürünlerin sözleşmedeki miktarların altında kalması nedeni ile 25.03.2018 -25.04.2018 ve 25.05.2018 vadeli her biri 37.500.00 TL tutarlı son üç senet karşılığının karşılıksız kaldığını, bu senetlerin karşılığı olan ürünlerin davalı tarafça teslim edilmediğini, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek dava konusu senetlerin iadesinin istendiğini, ancak senetlerin iade edilmediğini ileri sürerek dava konusu 25.03.2018; 25.04.2018 ;25.05.2018 ödeme tarihli ve her biri 37.500.00 TL tutarlı olan üç adet bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenmek zorunda kalınması halinde ödenen tutarın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirdiğini, davacıya ilgili dökümanları kargo yoluyla teslim ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı defterlerine göre davalıdan 228.161,91 T.L lik eğitim amaçlı yayınlar ve hizmet satın aldığı, ürünlerin 46.799,86 T.L lik kısmını iade ettiği, 240. T.L peşin ödeme ve 300.000 T.L lik senet verdiği buna göre davacının 181.977,94 T.L fazla ödeme yaptığı, davalı defterlerine göre davalının kayıtlı tüm satışlarını BS formu ile Maliye’ye bildirdiği, davalının davacıya 256.764,61 T.L tutarında mal satışı yaptığı ve karşılığında 4 adet senet ile toplam 150.000 TL tahsil ettiği, davalının davacıdan 106.764,61 T.L alacaklı olduğu, davacının davalıdan 614460 ve 615664 nolu faturalar ile 28.697,78 TL alış yaptığı, davalının defterlerinde ise bu faturaların kayıtlı olmadığı, 615610-617222-617223 nolu faturalar davacının kayıtlarında yer almayıp davalı defterlerinde bulunduğu, sonuç itibari ile 152.664 T.L lik mal teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, teslimi yapılan mal tutarının 181.362 T.L olduğu, davalının süresinde delil sunmadığı, 615610-617222-617223 nolu faturalara konu malları teslim ettiğini ispat edemediği, davacı haksız olarak sözleşmeyi fesih etse de artık sözleşmeyi yürütmeme iradesi oluştuğundan davacı karşılığı mal teslimi yapılmayan 25.03-25.04-25.05-2018 tarihli senetler sebebi ile sorumlu tutulamayacağı, davacı aralarındaki ticari ilişki sebebi ile davalıya 118.977 T.L fazla ödeme yaptığı, yargılama devam ederken senetlerin icra takiplerine konu edilerek senet karşılıkları ödendiği, ödeme tarihlerinden itibaren faiz talep edilmediğinden dava tarihi itibari ile faize hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne 112.500,00TL alacağın dava tarihi olan 19/04/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin düzenlediği ancak davalı tarafından defterine işlenmemiş faturalardan 11.10.2017 tarihli 42.300,47-TL bedelli fatura içeriği ürünün davacıya kargoyla gönderildiğini, buna ilişkin 2 adet kargonun akıbetinin araştırılmadığını, davacının faturaya itiraz etmediği halde defterine işlemediğini, yine 25.05.2018 tarihli 46.799,86-TL bedelli faturanın davacının iade ettiği malları, aslında sözleşmesel olarak iade mümkün olmaması nedeni ile müvekkilin yeniden düzenlediği fatura olduğunu, 27.05.2018 tarih 15.000-TL bedelli fatura ise sözleşmede kararlaştırılan isim hakkı bedeli için düzenlenen fatura olduğunu, bu faturaların dikkate alınmadan karar verildiğini, sözleşmede kararlaştırılan 8 adet senetten sadece tahsil edebildiği senetleri defterine işlediğini, buna göre belirlemenin yapılması gerektiğini, sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, marka ve lisans sözleşmesi kapsamında teslim edilen ve bedelsiz kalan senetlerden dolayı borçlu olunmadığının ve/veya senet bedellerinin ödendiği takdirde davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında akdedilen inhisari olmayan marka lisans sözleşmesi çerçevesinde davalıdan teslim edilecek yayın ve ürünlere karşılık olarak her biri 37.500-TL bedelli 25.10.2017- 25.11.2017- 25.12.2017- 25.01.2018- 25.02.2018- 25.03.2018- 25.04.2018 ve 25.05.2018 vadeli toplam 300.000 TL tutarında 8 adet bono düzenlendiğini, teslim alınan ürünlerin sözleşmedeki miktarların altında kalması nedeni ile dava konusu 25.03.2018-25.04.2018 ve 25.05.2018 vadeli son üç adet bononun bedelsiz kaldığını, bu bonoların karşılığı olan ürünlerin davalı tarafça teslim edilmediğini, sözleşmenin de taraflarınca feshedildiğini belirterek dava konusu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespitini, bono bedellerin ödenmesi durumunda davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise iddiaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu bono bedelleri karşılığı ürünün davacıya teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 30.07.2017 ile 30.07.2019 tarih aralığını kapsamak üzere 2 yıl olarak belirlenen 02.08.2017 tarihli lisans sözleşmesinin yıllık kullanım bedelinin 15.000,00-TL olarak kararlaştırıldığı; sözleşmenin üçüncü maddesi ile lisans alan(davacı) tarafın, lisans veren(davalı) tarafından belirlenecek ve sevkiyatı yapılacak olan tüm ürünleri almak zorunda olduğu; ürünlerin iadesinin sözkonusu olmadığı; lisans veren davalının, yayınları, sözleşmenin imzalandığı yıl eğitim-öğretim yılının bitimine kadar (ilgili sınav tarihine kadar) lisans alan davacıya teslim edeceği; yayınların gönderim kronolojisinin, şeklinin ve önceliğinin belirlenmesi yetkisinin münhasıran lisans veren davalıda ait olduğu; lisans alan davacının kullanması gereken yayın grupları ve paketlerin listelenmiş olduğu; yıllık ürün satım bedelleri sözleşmenin imzalandığı anda belirlenecek olup, teslim edilecek bu ürünlerinin karşılığı olarak dava konusu bonoların da aralarında olduğu 2017 yılının Ekim ayından başlamak üzere her biri 37.500 TL bedelli sıralı 8 adet bononun düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından sözleşmenin 07.03.2018 tarihli noter ihtarnamesi feshedildiği sabit olup, uyuşmazlık sözleşme gereği teslim edilecek mal karşılığı düzenlendiği ihtilafsız olan dava konusu bonoların bedelsiz kalıp kalmadığı başka bir ifadeyle bu bonolar karşılığı mal teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda davacının ticari defter ve kayıtıların bulunmayan ve fakat davalının kayıtlarında bulunan 11.10.2017 tarihli 42.300,47-TL bedelli fatura içeriği ürünün davalıya kargo ile teslim edildiği savunulmuş ise de, dosyaya sunulan kargo gönderilerinde gönderinin içeriğine ilişkin herhangi bir kayıta rastlanılmadığı gibi kargo gönderilerinin davacıya teslimine ilişkin imzalı tutanağa da dosyada rastlanılmadığından bu faturanın davalı lehine ürün teslimi olarak değerlendirilemeyeceği, yine davalının ticari defterinde kayıtlı olup da davacının defterinde olmayan 25.05.2018 tarihli 46.799,86-TL bedelli iade faturası yönünden ise, öncesinde davacının davalıya 01.12.2017 tarihli 46.799,86 TL bedelli iade faturası gönderdiği, davalının bu faturayı kabul edip kendi ticari defterlerine kaydettiği, sonradan ve özellikle davacının sözleşmeyi feshinden sonra aynı tutarlı 25.05.2008 tarihli iade faturasını düzenlediği, dayanağı olarak sözleşmede iadeye ilişkin hükme dayanmış ise de faturanın düzenlendiği tarihte sözleşmenin yürürlükte olmadığı gibi iade faturası içeriği ürünü davacıya teslim ettiğini de ispat edemediği, bu haliyle bu faturaya itibar edilemeyeceği, yine sözleşmede kararlaştırılan isim hakkı bedeli için düzenlenen 27.05.2018 tarihli 15.000 TL bedelli faturanın da sözleşmenin feshinden sonra düzenlendiği sabit olduğundan bu faturanın da davalı lehine değerlendirilemeyeceği, hal böyleyken davalı defterlerinde kayıtlı olmayan ve fakat davacının defterlerinde yer alan 11.10.2017 tarihli 28.500,66 TL ile 03.08.2017 tarihli 197,12 TL bedelli fatura bedellerinin davalı lehine değerlendirildiği, sözleşmede kararlaştırılan sekiz adet bonodan ilk dördünün davalı tarafından tahsil edildiği, kalan dava konusu 4 adet bono bedelinin davalının cirosuyla hamili olan şirketler tarafından icra yoluyla davacı keşideciden tahsil edildiği, bu durumda davacının davalıya fazladan ödeme yaptığı dosyada alınan gerekçeli denetime elverişli bilirkişi raporlarından ve dosyaya sunulan tüm delillerden anlaşılmakla sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği eldeki davanın konusunu teşkil etmediğinden davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ve gerekçesine yönelik istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.684,88 TL istinaf karar ve ilâm harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.921,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.763,66TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 16/03/2023

M