Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/576 E. 2023/315 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/576
KARAR NO : 2023/315

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019
NUMARASI : 2018/1408 Esas, 2019/1542 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
: Alacak
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/11/2019 tarih, 2018/1408 Esas, 2019/1542 Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında Türkiye illerindeki gümrük işlemerinin takip edilmesi, sonuçlandırılması ve dış ticaret mevzuatı ile ilgili işlemler hakkında danışmanlık hizmeti verilmesi amacıyla 06/01/2016 tarihli gümrük müşavirliği sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından müvekkile Kestel 1. Noterliğinin 30/10/2015 tarihli 10866 yevmiye nolu vekaletname verilerek şirket yetkilisi Fatih Altun vekil tayin edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam olarak yerine getirdiğini, ancak Kestel 1. Noterliğinin 28/07/2016 tarihli 08981 yevmiye nolu azilname ile müvekkili sözleşmenin süresi dolmadan azledildiğini, müvekkili şirketin haksız azil nedeniyle uğradığı zararın tazmini için davalıya 04/08/2016 tarihli 95.268,48 TL bedelli fatura düzenlediğini, faturanın davalı şirket çalışanı tarafından tebellüğ edildiğini ancak şirketin ödeme yapmadığını ileri sürerek 95.268,48 TL’nin işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, sözleşme ile taraflara fesih hakkı tanındığını, ancak fesih halinde taraflar için bir götürü tazminat, cayma tazminatı, ilave ücret yahut cezai şart öngörülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davaya konu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde ise bulunmadığı, BS formu ile davacı tarafından Maliye’ye bildirildiği, BA formu ile davalının bildirimde bulunmadığı, fesih tarihine kadar davacı tarafından yapılan işlerin bedellerinin ödendiği ancak davaya konu 04.08.2016 tarihli 95.268,48 TL bedelli fatura ile ilgili herhangi bir ödeme yapılmadığı, fatura karşılığı iş gerçekleştirilmediği, davacının fesih sebebi ile neden ve nasıl bir zarara uğradığı konusunda hesaplama yapılabilmesi için gerekli delilin olmadığı, davaya konu faturanın hangi gerekçe ile düzenlendiği konusunda davacı taraf delil sunulmadığı, her ne kadar kira sözleşmesi ve aidat dekontlarını son celsede sunduğundan bahsetmiş ise de süresinde sunulmadığından bu delilin kabul görmediği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın sözleşmeyi haksız feshettiğinin yargılamada ortaya çıktığını, sözleşme imzalandıktan sonra Bursa’da bir şube açmak zorunda kalan bu sebeple bir işyeri kiralayıp kira ödeyen, bu işyerinde gerekli tadilat ve düzenlemeleri yapan işçi çalıştıran ve bunların masraflarını karşılayan müvekkilininin zarara uğradığını, bu deliller toplanmadan karar verildiğini, uğranılan zararın neler olduğunun ispatlanması gerektiği hususu daha sonradan yargılama ile ortaya çıktığından bu hususun araştırılması ve varsa uğranılan zarar ile yapılan işlerin neler olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, usulüne uygun olan müvekkilin ticari defterlerine göre davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, faturanın davalı çalışanına tebliğ edilmesine rağmen tebliğ hususunu inkar ederek kendi ticari defterlerine işlemediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyaya sunulan davacı ile davalı arasında 06.01.2016 tarihli gümrük müşavirlik sözleşmesinin 12. maddesinde, sözleşme süresinin 31.12.2016 tarihine kadar geçerli olduğu, taraflardan herhangi biri sözleşme süresinin bitiminden en az 6 ay önce sözleşmenin yenilenmeyeceğini yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşmenin aynı şartlarda birer yıllık süreler halinde kendiliğinden yenileneceğinin belirtildiği, “fesih” başlıklık 8. maddesinde ise, davacı müşavirin yükümlülükleri ihlali halinde davalı hizmet alan firmaya fesih hakkı tanıdığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinden önce davalı tarafça feshedildiği noktasında ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık sözleşmenin haksız feshinden dolayı davacının davalıya düzenlediği 04.08.2016 tarihli 95.268,48 TL bedelli “06.01.2016 tarihli sözleşmenin 8 ve 12. Maddelerine istinaden 1 yıllık haksız sözleşme bedeli” açıklamalı faturadan kaynaklanmaktadır.
Kural olarak salt faturanın düzenlenmiş olması yada faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması fatura içeriği alacağın varlığına delalet teşkil etmez. İspat yükü üzerinde olan davacının faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu yazılı delillerle ispatla yükümlüdür. Bu bakımdan, dava konusu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi vergi dairesine sunulan Ba formlarında da yer almadığı, sözleşmede fesih halinde taraflar için bir götürü tazminat, cayma tazminatı, ilave ücret yahut cezai şart öngörülmediği, haksız fesih nedeniyle uğradığını iddia ettiği menfi zararı ispatla yükümlü olan davacının yargılama sırasında zararına ilişkin olarak ödenmek zorunda kalınan işyeri kirası ve personel gider ve masrafları göstermişse de, davaya sunmuş olduğu delillerinde bu delillere dayanmadığı, sonradan yeni delile dayanamayacağı, dosya kapsamı itibariyle fatura içeriği alacağını ispat edemediği gözetildiğinde ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 16/03/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı