Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/570 E. 2023/370 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/570
KARAR NO : 2023/370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2017/1661 Esas, 2019/1048 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih, 2017/1661 Esas, 2019/1048 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf aleyhine Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2017/3712 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın davacıya satılan ve teslim edilen mallara ilişkin olarak bedeller olduğu, davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiği, her ne kadar ödeme savunmasına dayanmışlarsa da takibe konu faturaların ödenen faturalar dışındaki faturalara ilişkin alacak olduğundan davanın kabulü ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesin karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa söz konusu takip dolayısıyla arasındaki ticari ilişkide teslim edilen tüm malların bedellerinin ödendiğini , ödeme miktarlarının toplamda 49.578,50 TL tutarında olduğunu, davacı tarafın davalıdan başkaca bir alacağının bulunmadığını beliterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davalıya 2016 ve 2017 yılları itibariyle 53.497,03 TL tutarında fatura düzenlendiği, bu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ihtilafın davalı ödemelerinden kaynaklı olduğu, davalı tarafça 38.000TL ödeme yapıldığı hususunda taraflar arasında ihtilafın bulunmadığı, toplam fatura bedelinden bu miktar düşüldüğünde davacının davalıdan 15.497,03TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı kayıtlarında yer alan 03/10/2016 tarihli 5.000TL lik ödemenin banka havalesi ile yollandığı ve gönderildiğinde ihtilafın olmadığı, davacı taraf 03/10/2016 tarihinde 5.000TL lik makbuzun bu havaleye ilişkin düzenlendiğini belirtmiş ise de makbuz içeriğinden bu kayıt teyit edilemediğinden makbuzun banka havalesi için kesildiği iddiasının kabul edilmediği, dolayısıyla 03/10/2016 tarihli 5.000TL lik havale ödeme olarak alacaktan düşülmesi gerektiği, bu ödeme düşüldükten sonra davacı alacağının 10.497,03TL kaldığı, davalı taraf 23/05/2017 tarihli 3.000TL lik ödeme için banka havalesine ait makbuzu sunduğu, Davacı 3.000TL ödemeyi kabul etmese de makbuzun sıhhatine bir itirazda bulunmadığı, bu nedenle banka kayıtlarından doğruluğunun teyit edilmesine gerek görülmediği, 23/05/2017 tarihli havale yoluyla yapılan ödemenin de alacaktan düşülmesi gerektiği, buna göre davacı alacağının 7.497,03TL olduğu, davalı vekilinin karar celsesinde davacının düzenlediği 5.621,16 TL lik faturanın kapalı fatura olduğunu, bu sebeple bu faturaya konu alacağın davacı alacağı hesaplanırken dikkate alınmaması gerektiğini ileri sürdüğü, ancak davalı ticari defter ve belgelerinde davalının davacıya bu fatura kadar kendini borçlandırdığı, her tacirin basiretli tacir olarak ticari defter ve kayıtlarını gerçeğe uyğun olarak tutması gerektiği, bu defterlerin tutulması sırasında yapılan bu hatanın basiretli tacir gibi davranma ilkesine aykırı olduğu, bu sebeple davalı defterlerindeki kayıtlarla bağlı olduğu, davacının takipte 7.497,03TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, itirazın bu miktar üzerinden iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiği, alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına hükmedildiği, bilirkişi incelemesinde davadan sonra 09/01/2018 tarihinde 78,50 TL tutarında banka havalesi yoluyla ödemede bulunulduğu belirtildiği, bu ödemenin dava tarihinden sonra yapıldığı için icra müdürlüğünce infazda dikkate alınması gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2017/3712 Sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının kısmen iptaline, takibin 7.497,03TL asıl alacak üzerinden bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık yüzde 9 oranında (faiz oranındaki artışlar saklı kalmak üzere) yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın reddi gerektiğini, toplamda 52.500,00 TL ödeme yapıldığını, cevap dilekçesinde Halkbank aracılığı ile yapılan 3.000,00 TL ödemenin gözünden kaçırılmış olduğunu,
Yerel mahkemenin kapalı faturanın ödenip ödenmediği ile ilgili yapılan savunmaya da değer vermeyip kapalı faturanın ödenip ödenmediğini ticari defterlere göre karar verdiğini, Müvekkilinin davacı ile cari hesap ilişkisi içerisinde olduğunu, Hangi ödemelerin hangi faturaya ait olduğu, ödemenin açık faturaya mı kapalı faturaya mı istinaden olduğu cari hesap ilişkisinden anlaşılamayacağını, kapalı faturanın bedelinin ödenmediğini davacının ispatlaması gerektiğini,
Basiretli tacirin, banka havalesi ile gönderilen bir meblağa ilişkin mükerrer olacak şekilde tahsilat makbuzu kesmeyeceğini, Ek Bilirkişi raporuna yapılan itirazların değerlendirilmediğini, Bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli ve denetime açık olmadığını, raporlar arasında ve raporların kendi içerisinde bile tezatlık ve şüpheli, yoruma muhtaç tespitler bulunduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, alacağın yargılamayı gerektirdiğini,
Müvekkili lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu, red edilen kısımla ilgili itirazda haklı çıktıklarını belirterek İstinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, Bursa 3.İcra Müdürlüğünün 2017/3712 sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında mal -kumaş alım satımına ilişkin ticaret yapıldığı her iki tarafın kabulündedir.
Davacı taraf 2016 yılında kesilen11.11.2016 tarihli ve 60655 nolu 9.304,07 TL bedelli fatura ile 24.11.2016 tarihli 60656 nolu 5.021,65 tl bedelli iki adet faturaya ilişkin ödenmediği iddiasıyla fatura toplamı üzerinden 14.325,72 tl miktarlı icra takibi başlatmış, davalı taraf ise borcu olmadığını savunmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile 2016-2017 yılında 53.497,03 TL bedelli fatura düzenlendiği, davalı tarafça yapılan 38.000,00 TL miktarlı ödemenin ihtilafsız olduğu, davacı tarafça makbuz fişi düzenlenen 5.000 TL ve 3.000. TL nin davalı lehine ödeme sayılması halinde bakiye borcun 7.497,03 TL olduğu tespit edilmiş, mahkemece bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin davalının banka havalesi yoluyla gönderilen 5.000 TL ve 3.000 TL miktara ilişkin davacı tarafın banka havalesi için ayrıca makbuz kestiği yönündeki iddiasını ve bu miktarları ödeme kabul ederek hesaplama yapılması doğrudur.
Dava faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince cari hesaba dayalı alacak gibi inceleme yapılarak karar verilmiş ise de verilen karar doğru değildir. Davacının ticari defterleri işletme defteri olduğundan, davalının ödemeleri tespit edilememektedir. Ancak davalı tarafından sunulan ödeme belgeleri ile kendi defterinde kayıtlı olan ödemeler ispat edilmiştir. Buna göre dava konusu yapılan iki adet fatura tarihinden önce davalının nakit, çek ve banka havalesi ile toplam 46.000,00 TL ödemesi vardır. Bu fatura tarihi itibariyle da 20.382,55 TL fazla ödemesi olduğu anlaşılmaktadır. Yani bu takibe konu fatura tarihlerinde davalı davacıdan bu miktarda alacaklıdır. Bu alacak miktarı da takibe konu edilen 60656 nolu 5.021,65 TL bedelli fatura ile, 60655 nolu 9.304,07 TL bedelli iki fatura toplamı olan 14.325,72 TL’yi karşılamaktadır. Bu nedenle davalı taraf bu iki faturaya yönelik ödeme iddiasını ispat etmiştir. Davacı taraf bu iki faturadan dolayı davalıdan alacaklı değildir.
2004 sayılı İİK’nın m. 67/2 hükmü “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm uyarınca, alacaklının kötüniyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötüniyetle yapılmış olması gerekir. Hemen belirtilmelidir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Somut olayda davalı kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de ; yasal şartları oluşmayan ve davalı tarafça ispatlanamayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine hükmedilmesi yönünde yeninden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile;
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarih, 2017/1661 Esas, 2019/1048 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-)Davacı tarafından davalı aleyhine açılan DAVANIN REDDİNE,
2-)Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-)Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilâm harcının davacı tarafça yatırılan 176,67 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 3,23 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-)Davacı tarafından ilk derece mahkemesindeki yargılama esnasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider/delil avansından arta kısmın 6100 sayılı HMK’nın m. 333, HMK Yönetmeliğinin m. 207/1 ve HMK Gider Avansı Tarifesinin m. 5 hükümleri uyarınca ilgilisine iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 16,50 TL masrafın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK. 359/4. maddesine göre karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 29/03/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır