Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/569 E. 2022/1559 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/569
KARAR NO : 2022/1559

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ n İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2019 tarih, 2018/1811 Esas, 2019/1180 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2018/12755 Esas sayılı dosyası üzerinden taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağa yönelik icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki işgüvenliği ve işhekimliği hizmet sözleşmesinden kaynaklandığını, davacının sözleşmeye konu hizmeti verdiği halde davalının buna ilişkin düzenlenen faturalardan bakiye kalan bedeli ödemediğini, davalının borcu ödemediği gibi başlatılan takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalı itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında iş yeri hekimliği sözleşmesinin bulunduğunu, bu hizmetin eksik olarak ifa edildiğini ancak buna rağmen ödemeleri yaptığını, hizmet sunulmadığı halde ödenen ücretlere yönelik yansıtma faturaları düzenlendiğini ancak davacı tarafça itiraz edildiğini, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı deliller, taraf iddia ve savunmaları ile alınan bilirkişi raporu uyarınca; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 22.429,51 TL tutarında alacağı bulunduğu belirlemesi ile itirazın bu miktar üzerinden iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı ile yapılan hizmet sözleşmesi gereği müvekkil iş yerinde hekim görevlendirilmesi yapılması gerektiği halde yapılmayan iş günleri ve hizmetler sebebiyle yersiz ödemeler yapıldığını, eksik ifa nedenine dayalı bu alacaklara yönelik yansıtma faturalarının düzenlendiğini ve hizmet tespit çizelgelerine dayanıldığı halde mahkemece bu hususun araştırılmadığını, eksik hizmete dayalı itirazları hakkında eksik inceleme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra inkar tazminatı koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, hizmet alım sözleşmesine dayalı düzenlenen faturalardan kaynaklı açık hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazının iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2018/12755 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine iş yeri hekimliği hizmeti ilişkisine dayalı düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye açık hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yönelik süresi içerisindeki borçlu olunmadığı nedenli itirazı üzerine takibin durdurulduğu, yasal (1) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan dava ile davalının itirazının iptalinin talep edildiği, davalının, alacağa konu faturalara konu hizmetlerin eksik ifası nedeniyle fazla ödeme yaptığı, borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü mahkemece taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen rapor gözetilerek yapılan değerlendirme ve hesaplama neticesinde davanın 22.429,51-TL bakiye alacak üzerinden kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında iş yeri hekimliği hizmetine yönelik sözleşmeye dayalı açık hesap ilişkisinin bulunduğu sabittir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Bu nedenlerle açık hesap ilişkisine dayalı alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik taraf ticari defter ve kayıtları incelenirken kayıtlar arasında farklılık bulunuyorsa bunun neden kaynaklandığı ve hangi kayda üstünlük tanınması gerektiğinin taraf iddia ve savunmalarına gözetilerek belirlenmesi sonrasında hükme yönelik sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda; davacı tarafından 2018 yılında düzenlenen (16) adet fatura, 2018 yılına devir ile gelen miktar ile davalı tarafından yapılan 75.000,00-TL ödeme miktarının mahsubu neticesindeki bakiye 22.519,44-TL üzerinden takip yolu ile alacak talep edilmektedir. Açık hesap alacağına esas (16) adet fatura ve 75.000,00-TL ödeme davalı defterleri ile uyumludur. Taraf ticari defter ve kayıtlarındaki farklılık 2018 yılı devir miktarları ile davalı tarafından savunma doğrultusunda düzenlendiği ileri sürülen iade faturalarından oluşmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesine göre; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Öte yandan, davalı defterlerinde kayıtlı bulunan faturalar, fatura konusu hizmetin verildiğine karine oluşturur, iade faturalarının varlığı tek başına hizmetin yapılmadığını ispata yeterli değildir. Bu nedenlerle, davalının faturaya konu hizmetin verilmediğini faturaya itiraz ile birlikte usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekir. Yargılama sırasında bu yönlü itirazın varlığına yönelik delil sunulmaması karşısında, mahkemece iade faturalarına itibar edilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı alacağının sabit olması karşısında mahkemece karar yerindeki gerekçelerle davanın kabulüne, sözleşmeden kaynaklı likit nitelikli alacağa yönelik itirazında haksız olan davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.532,15 TL istinaf karar harcından peşin alınan 383,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.149,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan 5.50 TL (tebligat masrafı) istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davalıya iadesine,
5-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362. maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza