Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/558 E. 2023/77 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/558 – 2023/77
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/558
KARAR NO : 2023/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/01/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2019 tarih, 2017/845 Esas, 2019/1088 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan Mehmet Nur Göçmen’in Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünün 2016/13425 Esas ve İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2016/21865 Esas sayılı dosyalarında müvekkili ve diğer davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu icra takibine konu çeklerle ile davalı elinde bulunan 500.000,00 TL (bu çekin 100.000,00 TL’si yönünden) bedelli çeklerdeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bu imzaların müvekilinin geniş kapsamlı vekalet verdiği ancak üçüncü kişilerin borcunu ödemek/taahhüt etmek yetkisi vermediği … tarafından imzalandığını belirterek bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının ve davalılardan Mehmet Nur Göçmen’in elinde bulunduğu bildirilen Vakıfbank Bursa Demirtaş Şubesine ait, 30/05/2016 keşide tarihli 24637 çek numaralı 550.000 TL ‘lik çekin 100.000,00-TL ‘lik kısmından borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.

Davalı Mehmet Nur Göçmen vekili cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediklerini, davalı şirketin takip tarihinden uzun bir süre sonra bu davayı açtığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin 667 Sayılı KHK ile kapatılan Özel A.Ş.’ye davalılardan …’ın teşviki üzerine ortak olduğunu, okulu işletmeye başladıklarında müvekkilinin çatı katında örgüte ait kitap ve dökümanları gördüğünü, bunun üzerine şirket çalışanlarına örgütle bağlarını kesmesi için baskı yaptığını, Rıdvan Yavaşçan’ın mesuliyetlerini yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin onun hissesini satın almayı teklif ettiğini ancak bu şahsın yüksek miktarda para talep ettiğini, bu sırada Fatih Şentürk isimli şahsın devreye girerek, müvekkilinin hissesini satın aldığını buna karşılık dava konusu çekleri verdiğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Rıdvan Yavaşçan vekili cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı Fatih Şentürk vekili cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin dava konusu çeki ciro yoluyla aldığını ve davacıya borçlu olmadığını belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, toplanan deliller uyarınca davaya konu çekler üzerindeki imzanın davacı şirket tarafından vekil tayin edilen ve çek düzenleme yetkisi bulunan ‘a ait olması, imzaların vekil eli ürünü olduğunun davacı kabulünde bulunması, çekin illetten mücerret olma vasfı ve ciro yoluyla davalılara geçmesi nedeniyle davalıların kötü niyetli olduklarının ispatlanamadığı, davacı aleyhine yürütülen icra takipleri ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmadığı için yasal koşulları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı istemlerininde yerinde görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; çeklerin soyut borç ikrarı vasfında bulunmadığını, davalılar arasında düzenlenen sözleşmeye konu edildiğini, 09/02/2016 tarihli hisse devir sözleşmesi ön protokolün konusu olan dava konusu çeklerdeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin sözleşmeden ve şirket adına verilen çeklerden haberdar olmadığını, vekil tayin edilen …’ın kambiyo senedi keşide etme yetkisinin bulunmadığını, çeklerde lehtar-ciranta olarak bulunan Aktif Özel Eğit. Hizm. Ltd. Şti’ye müvekkilinin borcunun bulunmadığını, bu durumun bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, çeklerde ciranta olarak yer alan şirketlerin KHK ile kapatılmaları sonraki cirantaların terör örgütü ile irtibatları sebebiyle yargılanmaları karşısında kötü niyetli olmadıklarının ispat edilemediği gerekçesinin hatalı olduğunu, çeklerdeki keşideci ve lehtar-ciranta imzasının …’a ait olduğunun dahi mahkemece gözetilmediğini, keşideci …’ın tanık olarak dinlenmesinin vekil olarak davalılar ile çıkar ve işbirliğinin araştırılmamasının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Mehmet Nur Göçmen vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde; müvekkilinin kendinden önceki ciranta hariç, keşideci veya diğer cirantalarla organik ya da hukuki bağının bulunmadığını, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde; davanın reddine dair karara karşı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak açılan borçlu olunmadığının tespiti istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davaya konu edilen çeklerde davacı keşideci, 667 sayılı KHK ile kapatılan dava dışı Aktif Özel Eğit. Hizm. Ltd. Şti lehtar-ciranta, aynı KHK ile kapatılan Özel Fark Koleji Eğit. Kur. A.Ş. sonraki ciranta, davalı Mehmet Nur Göçmen hamil, diğer davalılar ara ciranta olarak yer almaktadır. Davaya konu çeklerin Özel Fark Koleji Eğit. Kur. A.Ş.’deki Mehmet Nur Göçmen ve diğer ortakların hisse devirleri sebebiyle verildiği, çekler üzerindeki keşideci ve lehtar-ciranta imzalarının dava dışı …’a ait olduğu, …’ın davacı şirket vekili, lehtar cirantanın ise yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, çekler üzerindeki imzası bulunan …’ın kambiyo senedi keşide etme yetkisinin bulunmadığını, imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, çeklerin ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığını ve davalılara borçlu bulunmadığı iddiası ile eldeki davayı açmıştır.
Öncelikle davacı şirket yetkilisi tarafından çekleri keşide ettiği ihtilafsız olan …’ın vekil tayinine yönelik Bursa 16. Noterliğince düzenlenen 12/04/2016 tarih ve 15259 yevmiye numaralı vekaletnamede, vekilin “… gerekirse aldığı malların karşılığında çek ve senet vermeye, tanzim edip imzalamaya…” dair özel yetki kaydına istinaden çek keşide etme yetkisine haiz olduğu dolayısıyla vekil eli ürünü olduğu ihtilafsız olan çeklerdeki imza ve yetki kapsamına yönelik ileri sürülen sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Öte yandan, dava konusu kambiyo senedi niteliğinde olan çekler temel ilişkiden bağımsız, kayıtsız, şartsız bir bedelin ödenmesi taahhüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade ettiğinden, bedelsizlik iddiası düzenleyen/keşideci davacı ve dava dışı lehtar arasındaki temel ilişkide şahsi def’i olup, diğer ciranta ve hamile karşı ileri sürülebilmesi için TTK.’nun 818-(1)-e) maddesi uyarınca, çeklerde de uygulanması gereken aynı kanunun 687. maddesindeki koşulların sağlanması gerekmektedir.
Davacı tarafından bedelsizlik iddiasına yönelik bir delil sunulmamıştır. Kıymetli evrak vasfındaki çekin yukarıda belirtilen vasıfları karşısında davacı ticari defter ve kayıtlarında yer almaması tek başına bedelsizliğin ispatı içinde yeterli değildir. Bu durumda davacının öncelikle dava dışı lehtara karşı yazılı delil ile ispatı gereken bedelsizlik iddiasını ispat edemediği sonucuna varılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nun 818-(1)-e) maddesi uyarınca, çeklerde de uygulanması gereken aynı kanunun 687. maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü düzenlenmiştir.
Eldeki davada, taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; davacının, çekin bilgisi dahilinde olmadan düzenlendiği dolayısıyla bedelsiz olduğu sebeplerine dayandığı, bu olgulara yönelik ispatın yukarıda açıklanan nedenlerle sağlanamaması, ayrıca davalıların çeki iktisap ederken bile bile keşidecinin zararına hareket ettiği ve kötü niyetli olduklarının sabit olmaması karşısında mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
4-Kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.