Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/545 E. 2023/342 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/545 – 2023/342
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/545
KARAR NO : 2023/342

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

TARİHİ : 27/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/10/2018 tarih, 2016/1040 Esas, 2018/1258 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan … ile banka arasında imzalanan genel kredi sözlemesine diğer davalının müteselsil kefil olduğunu, vadesinde ödenmeyen kredi borcunun kat edilerek borçlulara kat ihtarnamesi gönderildiğini, rehinli olan taşınır ve taşınmaza yönelik Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/13186 ve 2010/14337 Esas sayılı takipler neticesinde satılan rehinli malların borcu bitirmediğini, bakiye kalan borca yönelik Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2016/7120 Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan icra takiben davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek davalıların borca faize ve fer’ilerine yaptıkları itirazların iptali ile takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin borçlu davalılara yükletilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile; söz konusu borç ile ilgili olarak banka tarafından tesis edilen krediler ve kredi kartı ile ilgili olarak tesis edilen üç adet krediden ikisinin tamamen ödendiğini, üçüncü kredinin ise son altı taksitinin ödeyemediğini, banka tarafından kredi kartlarının bloke edildiğini, bu durumun ticaretini olumsuz etkilediğini, bankanın usulüne uygun olarak süre tanımadan icra takibi başlattığını, davacı bankaya kredi kartı borcu ve ödenmeyen altı taksit dışında borcu olmadığını, rehinli taşınmaz ve 2 adet ticari aracın icra yoluyla satıldığını, alacaklı banka avukatlarının kendisine borcunun kalmadığını şifahen söylediğini, banka kayıtları ve icra dosyasının incelenmesini halinde borcunun olmadığının anlaşılacağını, bir dönem iş yaptığı Deniz Semerciler’in dava konusu borç ile bir alakasının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Deniz Semerciler vekili cevap dilekçesi ile; mahkemenin görevine kefaletin geçersizliği ile kabul manasına gelmemek üzere uygulanan faize itirazla davanın reddine, davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporuna göre; davaya ve takibe konu borçlardan, sadece son dört hanesi 5013 olan kredi kartından dolayı toplam 674,94 TL borç kaldığı belirlemesi ile kabul edilen miktarın asıl alacağı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatı, reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilerek gerekçede davalı Deniz Semerciler yönünden kefalet geçersiz olduğundan davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısa kararda hata yapıldığı, gerekçeli kararla kısa karar arasında çelişki oluşmaması adına bu hata düzeltilemeyerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı/temlik alan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı/temlik alan vekili istinaf dilekçesi ile; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yanlış ve eksik hesaplamaya dayalı olduğu, itirazlarının değerlendirilmediğini, takipte yer alan alacak kalemlerinin doğru olduğunu, kredi sözleşmesinin 818 sayılı TBK döneminde düzenlendiğini, mahkemenin kötüniyet tazminatı kararınında hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı bakiye alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulü karar verilmiş, karara karşı davacı/temlik alan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2016/7120 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalılar aleyhine asıl borçlu …’e kullandırılan kredi borcundan Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/13186 ve 2010/14337 Esas sayılı ipotek ve taşınır rehinine dayalı takiplerle tahsil edilen miktarla karşılanmayan bakiye borca yönelik icra takibi başlatıldığı, davalıların süresi içerisindeki itirazı üzerine açılan eldeki davanın yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; asıl borçluya ait Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/13186 ve 2010/14337 Esas sayılı dosyaları üzerinden banka lehine ipotek ve rehin verilen taşınmaz ve araçların satışından elde edilen miktarlar hesaplamaya dahil edilerek sonuca gidilmiş ise de; borçluya ait ipotek ve rehin takiplerinden sonra icra takiplerinden kaynaklı tahakkuk eden icra masrafları (tahsil harcı, icra vekalet ücreti vb.) ve takipten sonra işleyen faiz miktarları gözetilerek hesaplamanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2010/13186 Esas sayılı takip dosyası üzerinden 13/04/2011 tarihinde düzenlenen rehin açığı belgesine göre banka alacağının 14.998,26 TL olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda mahkemece yeni seçilecek konusunda uzman bilirkişiden Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/13186 ve 2010/14337 Esas sayılı dosyalarına konu edilen alacağın aynı alacağa dayalı olması gözetilerek takipten kaynaklı alacaklar, satış yolu ile yapılan tahsilatlar ve borçlu tarafından yapılan ödemeler uyarınca her iki takip neticesinde borcun bitip bitmediği, takip tarihi itibariyle bankanın var ise alacak miktarının tespitine yönelik alınacak taraf ve yargı denetimine elverişli rapor sonucuna göre gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmadan taraf iddia ve savunmaları uyarınca karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu nedenle; davacı istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, kaldırma nedenine göre diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun HMK’nın 353/1-a-6 gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/10/2018 tarih, 2016/1040 Esas, 2018/1258 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,

5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.