Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/436 E. 2022/1552 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/436
KARAR NO : 2022/1552

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2017/1439 Esas, 2019/540 Karar

DAVACI : … – …
BİRLEŞEN DAVANIN
DAVALISI : 2 -… –

VEKİLİ : Av. …
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVA : Menfi Tespit/ İstirdat
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/05/2019 tarih, 2017/1439 Esas, 2019/540 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında hizmet alım satımı konusunda anlaşmaya varılarak dava konusu 31/10/2018 keşide tarihli, 6.950,00 TL bedelli çekin avans mahiyetinde keşide edilerek davalı nam ve hesabına teslim edildiğini, ancak mal teslim edilmediğinden çekin bedelsiz kaldığını, buna rağmen çekin diğer davalı … tarafından müvekkili aleyhine icra takibine konu yapıldığını, müvekkili tarafından dosya borcunun ihtirazi kayıt altında ödenmek zorunda kalındığını, çekin davalı … tarafın tabi olduğu yasal mevzuata aykırı şekilde devir ve temlik edildiğini ileri sürerek çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davanın davalısı …, davaya cevap vermemiştir.
CEVAP: Birleşen davanın davalısı faktoring şirketi vekili, dava konusu çekin davalı … ile aralarında imzalanan faktoring sözleşmesi çerçevesinde yasa ve yönetmeliklere uygun olarak temlik alındığını, davacının müvekkili faktoring şirketinin kötü niyetini ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl dava bakımından kambiyo senedinin ticari defterlerde kaydının bulunmaması onun bedelsiz ya da avans verildiği anlamına gelmediği, diğer yandan çek bir ödeme aracı olup mevcut borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kural olarak kabulü gerektiği, açıklanan kuralın aksinin davacı yanca usulüne uygun delillerle/ yazılı delil ile kanıtlanamadığı, birleşen davada ise davalı … ile davalı … aralarında imzalanan faktoring sözleşmesi çerçevesinde icra takibine konu çekin temlik alındığı, taraflar arasındaki iç ilişkinin davalı … şirketine karşı ileri sürülemeyeceği, davacının faktoring şirketinin kötü niyetini ispatlayamadığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı asıl ve birleşen davanın davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı … tarafından davaya konu çek mevzuata aykırı şekilde temlik alındığını, ticari defterlerin incelemesi durumunda bu durumun açıkça ortaya çıkacakken eksik inceleme ile karar verildiğini, zira faktoring ilişkisine dayanak olan davalı …’ın müvekkiline düzenlemiş olduğu faturanın gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı … şirketinin araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu durumun davalının kötü niyetini gösterdiğini, diğer yandan davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, çekin borca karşılık mı yoksa avans olarak mı verildiğinin her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda açıklığa kavuşacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, teslim edilecek mal karşılığında davalı … adına düzenlenen avans mahiyetindeki dava konusu çekin karşılığında herhangi bir mal teslim edilmediğinden bedelsiz kaldığını, çekin faktoring işlemine konu edildiğini ancak davalı … şirketinin işlemlerini yasa ve yönetmelik çerçevesinde usulüne uygun yerine getirmediğini, çeki kötü niyetle iktisap ettiğini, çeki icra takibine konu yaparak bedelini tahsil ettiğini iddia ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve icra takip dosyasına ödenen bedelin istirdatını istemiş, davalı … ise, dava konusu çekin yasa ve yönetmeliğe uygun olarak ciro yoluyla edinildiğini, kötü niyetle iktisap edildiğini iddia eden davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı ise davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava konusu 31.01.2018 tarihli 6.950 TL bedelli çekte davacının keşideci, davalı …’ın lehtar olduğu, çekin arkasında davalı lehtar cirantanın ve davalı … şirketinin cirolarının bulunduğu görülmüştür.
Davalı … ile davalı … arasında faktoring sözleşmesinin akdedildiği, davalı …-Öncü Yüzey İşlem tarafından davacı adına düzenlenmiş 11.09.2017 tarihli “Doğan ön tampon, Kartal arka tampon, Linco ön tampon” açıklamalı toplam 7.130,15 TL bedelli faturaya dayalı olarak dava konusu çekin temlik alındığı görülmüştür.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.” Aynı Yasanın 9/3.maddesine göre ise “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir.
Bu durumda, dava konusu çeklerin 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi hükmüne uygun şekilde faktoring şirketine devredilmiş olduğu, dava konusu çeklerde lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalı …Ş.’nin yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunce, ispat yükü üzerinde olan davacının 6102. sayılı TTK’nın 792. maddesi ve 6361 sayılı Yasanın 9/3.maddesi gereğince, davalı … şirketinin dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gibi dava konusu çekin avans olarak düzenlendiğini ve bedelsiz kaldığını yazılı delillerle dosya kapsamı itibari ile kanıtlayamamış olmasına göre, ilk derece mahkemesinin kararına yönelik davacının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacının asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden alınması gereken 80,70TL harcın peşin yatırılan 118,69TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 37,59TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70TL harcın peşin yatırılan 118,69.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 37,59TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 17/11/2022


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı