Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/400 E. 2023/129 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. .. BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
..
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO :..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : .. Esas, .. Karar
KARAR TARİHİ :..
DAVACI : … (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … (…)
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :

Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, .. İcra Müdürlüğünün .. Esas ve .. Esas sayılı icra dosyalarında takibe konu .. düzenleme tarihli ve .. vadeli, 11.785,00TL bedelli bono ile .. düzenleme tarihli, ..vadeli, 2.900,00TL bedelli ve .. düzenleme tarihli, .. vadeli 11.300,00TL bedelli bonolarda boşandığı eşi .. ile borçlu gözüktüğünü ancak bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmayıp sahte olarak atıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davanın, 7155 sayılı Kanun’n 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen m. 5/A hükmü uyarınca dava şartı (zorunlu) arabuluculuk kapsamında olduğu, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, mahkemece duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece davanın usulden reddine karar verildiği halde lehlerine vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini belirterek kararının davanın usulden reddi yönünden onanmasına, müvekkili lehine dava vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkin olup davacı taraf icra takibine konu bonolardaki imzanın sahte olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğu ve davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
7155 sayılı Yasanın 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür. Anılan maddeye göre; “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır”. Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur.
Somut olayda, davacı tarafça icra dosyasına konu bonolardan kaynaklı borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı ve bu suretle davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığı anlaşılmaktadır … Bu itibarla, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilemeyeceğinden, mahkemece davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece duruşma günü tayin edilerek taraflara tebliğ edildiği halde dosyanın resen ele alınarak karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davalı vekilinin istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen nedenlerle davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) Kararın kaldırılma nedenine göre davalı tarafın istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden taraflara talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. ..


Başkan

¸e-imzalıdır
..
Üye

¸e-imzalıdır
..
Üye

¸e-imzalıdır
..
Katip

¸e-imzalıdır