Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/396 E. 2022/1702 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/396
KARAR NO : 2022/1702

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/1012 Esas, 2019/1505 Karar
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.11.2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin çeşitli zamanlarda davalıdan sim ipliği satın aldığını, davalıdan alınan bu sim ipliklerini kumaşlarına dokuyan müvekkilinin dokuduğu kumaşları da müşterisi dava dışı Gmbh şirketine ihraç ettiğini, dava dışı bu şirketin müvekkilinin kendisine ihraç ettiği kumaşların üzerinde yapmış olduğu baskı sonucunda kumaş ön yüzeyinde sim ipliğine bağlı olarak farklı renk alış problemlerinin olduğunu müvekkiline ilettiğini, bunun üzerine müvekkilinin kumaşlardaki ayıba ilişkin davalı firma yetkilileri ile hem mail yazışmaları hem de yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiğini ancak davalının bu görüşmelerde sorumluluğu üzerine almaktan kaçındığını, davalının ayıplı maldaki sorumluluğunu kabul etmemesi nedeniyle müvekkili ile müşterisi arasındaki ticari ilişkinin zayıfladığını, müvekkilinin müşteri nezdinde prestij kaybına uğradığını, söz konusu ayıp nedeniyle dava dışı şirketin müvekkiline iade faturası düzenleyerek müvekkilinin alacaklarından kesinti yaptığını, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın davalı tarafından giderilmesi için 10/05/2018 tarihli 018656 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, ancak davalının 15/05/2018 tarihli 019133 yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap vererek zararı kabul etmediklerini ve herhangi bir ödeme yapmayacaklarını ilettiklerini, müvekkili tarafından Bursa Tekstil Mühendisleri Odası’na bağlı yeminli bilirkişiden bilirkişi raporu alındığını, alınan raporda dava konusu kumaşlardaki ayıbın sim ipliğinden kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı şirket hakkında Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2018/6554 E. sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından sim ipliklerinin tam ve ayıpsız olarak davacıya teslim edildiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkiline yapılan bir ayıp ihbarının söz konusu olmadığını, davacının müvekkili firma dışında başka firmalardan da sim ipliği aldığı göz önüne alındığında ayıplı olduğu iddia edilen malların müvekkili firmadan mı yoksa başka firmadan mı alındığının belli olmadığını, sim ipliğinin ambalaj kağıdından üretildiğini, normal bir polyester ipliği gibi olmadığını, bu nedenle boya ve baskı aşamasında uygulanacak olan kimyasal işlemlerin sim ipliğin bozulmasına sebebiyet verebildiğini, müvekkilinin ham olarak sattığı ipliklerin davacı firmaca bir takım işlemlere tabi tutulduğunun sabit olduğunu, alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, davacının davalıdan sim ipliği aldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacı taraf davalıdan aldığı bu iplikleri kumaşlara dokuyarak müşterisine ihraç ettiği, yurtdışındaki müşterisinin de kumaşların üzerinde baskı işlemi uygulamış olup işlem sonucunda sim ipliğine bağlı renk alış problemleri olduğu iddia edilmiş ise de dava dışı yabancı firmanın kumaşların tamamına baskı işlemi yapmadan önce numune kumaş üzerinde baskı yapıp ayıp olup olmadığını tespit edip bunu aldığı firmaya iletmesi gerektiği, ayrıca yabancı firmanın ne tür bir kimyasal işlem yaptığının da bilinmediği gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, müvekkilinin davalı firmadan çeşitli tarihlerde toplamda 591,19 kg sim ipliği satın aldığını, alınan sim ipliklerinin ham kumaşlara dokunarak yurtdışına ihraç edildiğini, dava dışı şirketin farklı tarihlerde bu kumaşlara baskı işlemi yaptığını ve siyah zemin üzerine yapılan baskılarda renk alış problemlerinin olduğunun müvekkiline iletildiğini, bunun üzerine ayına ilişkin bildirimin derhal davalı şirkete yapıldığını ancak davalı firmanın maldaki ayıbı kabul etmediğini, dosyaya ibraz edilen örnek kumaşlar üzerinde gerekli teknik inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, TBK 223.madde uyarınca ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, davalından alınan sim ipliklerin işlediği kumaşlarda ayıp meydana geldiğinin müvekkilinin üretim kayıtları ile sabit olduğunu, mahkemece dosyaya sunulan bilirkişi raporu değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacıya ilk ürün tesliminin 07/03/2017 son ürün tesliminin ise 08/05/2017 tarihinde yapılmış olup bahsi geçen tarihler arasında hiçbir şikayet olmaksızın ürün alınmaya devam edildiğini, son ürün teslimi üzerinde yaklaşık 7 ay sonra 11/10/2017 tarihinde teslim edilen mallarda problem olduğunun bildirildiğini, davacı tarafın müvekkili dışında birçok firmadan da sim ipliği satın almakta olduğunu ve davaya konu olan ipliklerin başka bir firmaya ait olma ihtimalinin bulunduğunu, zira davacının müvekkilinden almış olduğu ip miktarı ile beyanında belirtmiş olduğu miktarda üretim yapmasının mümkün olmadığını, müvekkilince üretilmiş olan sim ipliklerin ham üretim aşamasında kusursuz olduğu, davacıya tam ve ayıpsız şekilde teslim edilmiş olduğunu belirterek davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı taraf, davalından satın aldığı ve ham kumaşlara dokuyarak ihraç ettiği kumaşlara dava dışı firma tarafından yapılan baskı sonucunda siyah zemin üzerine yapılan baskılarda renk alış problemlerinin yaşandığını ileri sürerek davalından ayıplı mallar nedeniyle dava dışı firma tarafından kesilen iade fatura bedelinin tahsili amacıyla başlattığı takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiş mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Somut olayda taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nu 23. maddesinde tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Buna göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 223/2 maddesinde ise alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Kanununda öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Dosya kapsamı uyarınca, davacının 07/03/2017-08/05/2017 tarihleri arasında davalından mal satın aldığı, 10/05/2018 tarihinde satın aldığı malların ayıplı olduğuna ilişkin ihtarname gönderildiği, davalı tarafça alınan ürünlerde problem olduğunun 11/10/2017 tarihinde taraflarına bildirildiğinin kabul edildiği ancak satılan ürünlerin ayıplı olmadığının savunulduğu, davacının davalından satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğunu ispat edemediği gibi süresi içerisinde ayıp ihbarında da bulunmadığı nazara alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan numuneler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadığı hususu istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de; bilirkişi incelemesinin ayıplı olduğu iddia edilen mallar üzerinde yapılması gerektiği, dosya kapsamında davacı tarafın davalından alınan sim ipliklerinin ham kumaşlara dokunarak yurtdışına ihraç edildiğini beyan ettiği ve davacı tarafça ayıplı olduğu iddia edilen mallar yerine davalı tarafça satıldığı ileri sürülen bazı numunelerin dosyaya sunulduğu nazara alındığında, davacı tarafın istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan yine davacı tarafça alınan ve dosyaya ibraz edilen raporda her ne kadar kumaşlardaki baskı sonrası çıkan sıkıntının sim ipliği kaynaklı olduğu belirtilmiş ise de; raporda inceleme konusu sim ipliğinin hangi firmadan alınan ürünler olduğu belirtilmemiş olup sadece jakarlı vespero kumaşta yer alan silver renkli nalyon takviyeli sim iplinin incelenmesinin talebi üzerine söz konusu raporun tanzim edildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır
zalıdır