Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/346 E. 2022/1438 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/346
KARAR NO : 2022/1438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NR TARİHİ : 02/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2019 tarih, 2018/674 Esas, 2019/1517 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında cam alım satımı nedeniyle kuruluna ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin 17.911,16-TL alacağının bulunduğunu, alacağa konu malların teslimi ihtilafsız olan satım ilişkisine dayalı alacağın ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2017/6186 Esas sayılı dosya ile başlatılan takibe, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli itiraz edildiğini, davalının teslim edilen camların ebat ve nitelikten kaynaklı ayıpların bulunduğu yönündeki itirazının bu yönde yapılmış bir ihbarın bulunmaması sebebiyle borçtan kurtulma amaçlı olduğunu ileri sürerek davalı itirazının iptaline, alacak aslına 02/06/2017 takip tarihinden itibaren tahsil gününe kadar yürütülecek ve değişecek oranlar nazara alınarak avans faizi ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı firma tarafından müvekkiline verilen camların kararlaştırılan ebat ve standartlara aykırı nitelikte olduğunu, ayrıca faturalara konu edilen miktar ile yapılan işin miktarı arasında uyumsuzluk bulunduğunu, tüm bunların yanı sıra kesilen faturalara konu borcun müvekkili tarafından davacıya çek ve elden ödendiğini ileri sürerek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi ile alacaklının kötü niyetli olmasına bağlı olarak %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi inceleme sonrası düzenlenen rapor ve dosya kapsamı deliller uyarınca; taraflar arasında cam alım satımına yönelik ticari ilişkinin kurulduğu, davacı tarafından teslimin gerçekleştirildiği, ödemeye ve ayıp ihbarına yönelik davalı savunmasının ispat edilememesi, takibe konu faturaların davalının ticari defterine kayıtlı olması nedeniyle davacının 17.911,16 TL alacağın sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı itirazının iptaline ve davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davaya konu edilen alacağın kaynağını oluşturan camların anlaşmaya aykırı nitelikte ayıplı olduğunu, davacının uzlaşacağına yönelik beyanı sebebiyle ayıp ihbarının yapılmadığını, cam bedellerinin çek karşılığı ve elden ödeme ile yapıldığını, mahkemece ödemelerin ve rapora itirazlarının yeterince incelenmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf inceleme ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, satım sözleşmesi nedenine dayalı açık hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2017/6186 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine cam alım-satım ilişkisine dayalı düzenlenen faturalardan kaynaklanan bakiye açık hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, davalının takibe yönelik süresi içerisindeki teslim edilen camların anlaşmaya aykırı nitelikte oluşu sebebiyle ayıplı olduğu ve bu nedenle borçlu olunmadığı nedenli itirazı üzerine takibin durdurulduğu, yasal (1) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan dava ile davalının itirazının iptalinin talep edildiği, mahkemece alacağın varlığının sabit olması, davalının ayıp ve ödeme nedenli savunmalarının ispat edilememesi sebebiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında alacağa dayanak faturalara konu edilen ürünler nedeniyle alım satım ilişkisinin kurulduğu ve fatura konusu malların teslim edildiği çekişmesizdir.
Uyuşmazlık, davalının ödeme ve ayıp olgularına dayalı savunma ve delilleri uyarınca davacının takip tarihi itibariyle davalıdan açık hesaptan kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesinde malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (2) gün içinde, açıkça belli değil ise alıcı malın teslim aldıktan sonra (8) gün içinde incelemek veya incelettirip mal ayıplı çıkar ise bu süre içinde ayıbı ihbar etmelidir. Ayıp ihbarının yapıldığını ispat yükü de alıcıdadır.
Eldeki davada; davalının malları teslim almasına rağmen süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, başka bir söyleyişle usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemediği anlaşılmıştır. Ayıp ihbarının sözlü yapılması tarafların tacir olması nedeni ile geçerli değildir. Süresinde ve usulüne uygun bir ayıp ihbarı yapılmadığına göre ayıp savunmasının dinlenme olanağı yoktur.
Öte yandan, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.). Bu kapsamda; davalı tarafından verilen cam miktarı ile faturalandırılan miktarın uyumsuzluğuna yönelik itirazı faturaya itiraz niteliğinde olup süresi içerisinde faturalara bu yönlü itirazın varlığı da ispat edilememiştir.
Bu hali ile satım ilişkisi ve teslim davacı tarafından ispat edildiğini davalının borcun ödendiğini ispat etmesi gerekir. Takip konu alacak miktarı tanıkla ispat sınırının (HMK’nın m. 200) üzerinde olduğuna göre, borcun ödendiğinin 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile ispat edebilir.
Davalı tarafından borç ödeme olgusuna yönelik çek teslimi ve elden ödeme olgusuna dayanılmıştır. Ancak mahkemece celp edilen çek örnekleri üzerinde davacı cirosu yer almadığı gibi çeklerin davacı şirket yetkilisine teslimine dair yazılı belgede sunulmamıştır. Öte yandan, davalı tarafından açıkça yemin deliline dayanılması ve davacı şirket yetkilisinin usulüne uygun yemin icrası karşısında, davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı tarafından ödeme olgusuna yönelik maddi vakıa da ispat edilemediğinden mahkemece karar yerindeki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.223,51 TL istinaf karar harcından peşin alınan 305,87 TL’nin mahsubu ile bakiye 917,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davalıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362. maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza