Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/342 E. 2022/1435 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/342
KARAR NO : 2022/1435
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 7/11/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/11/2019 tarih, 2016/1271 Esas, 2019/1566 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili hakkında Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2011/392 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek icra takibine dayanak senetten dolayı davacının borçsuzluğunun tespitine, davalıdan kötü niyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu bonolar sebebiyle takibin 2011 yılında yapıldığını, takipten yapılan haciz ve satış işlemleri ile haberdar olan davacının 6 yıl sonra imza inkarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, bonodaki imzanın davacıya ait olmaması halinde davacı işlerini vekalet yürüten kardeşi Necdet Şen’e ait olabileceğini belirterek davanın reddine, davacının asıl alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, takibe konu senetler üzerindeki imza incelemesine yönelik huzurda alınan ve celp edilen imza örneklerini içeren belgeler üzerinde yaptırılan iki ayrı bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporlarda senetler üzerindeki imzanın davacı … eli ürünü olduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; senet üzerindeki imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını, davalının cevap dilekçesi ile bu tevil yolu ile ikrar ettiğini, çıplak gözle dahi senet üzerindeki imzaların imza örnekleri ile faklılık bulunduğunun tespit edilebileceğini, raporların gerekçeli ve taraf ve yargı denetimine elverişli olmadığını, ATK’den rapor alınmaksızın vergi dairesine müvekkilinin imzalayıp vermediği belge üzerindeki imzanın esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, salt davalının bildirdiği imza örneklerinin toplatılmasının adil yargılamaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi ile kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde; davaya konu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırıldığını, imzanın borçlu eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, raporun denetime ve Yargıtay uygulamasına elverişli olduğunu, kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı takipten dolayı İİK’nın 72. maddesi gereği borçlu olunmadığının tespiti istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2011/392 Esas sayılı takip dosyası üzerinden takibe dayanak 8.000,00-TL bedelli 06/09/2010 ödeme tarihli, 8.600,00-TL bedelli 28/102/2010 ödeme tarihli, 4.420,00-TL bedelli 13/12/2010 ödeme tarihli, 4.420,00-TL bedelli 20/12/2020 ödeme tarihli senetlerde lehtar-hamil olarak yer alan davalı tarafından keşideci davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz haciz yolu ile 12/01/2011 tarihinde takip başlatıldığı, eldeki dava ile; davacı senetler üzerinde adına atfen atılan imzaları inkar ederek takipten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK.’nun 825. maddesine göre; borçlu bonodan doğan alacağa karşı senedin geçersizliği ve senet metninden anlaşılan def’ileri alacaklı kim ise şahsen haiz olduğu def’ileri ileri sürebileceği, borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasındaki doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesinin senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde mümkün olacağı belirtilmektedir.
İmza inkarı, senet metninden anlaşılan def’ilerden olup tüm hamillere karşı ileri sürülebilir. Mahkemece, senetler üzerinde davacı adına atılı imzalara yönelik grafoloji alanında uzman bilirkişilerden 24/04/2018 ve 05/07/2019 tarihli raporlar alınmış, bu raporlara göre bonoları düzenleyen imzasının davacı eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Öte yandan, ilk bilirkişi raporu davacının Kurtdereli Vergi Dairesine sunulan 27/10/2009 işlem tarihli 65321 sayılı belge üzerindeki imzaya dayalı ise de; ikinci alınan bilirkişi raporunun diğer belge asılları üzerindeki imzalar ile mukayeseli düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca davacının aynı nitelikteki imzalarının aleyhine başka yer icra daireleri aracılığı ile yapılan takiplerde yer alan itiraza uğramayan senet ve takip evraklarında da yer alması karşısında, mahkemece teknik ve uzmanlık verilerine göre düzenlenen taraf ve yargı denetimine elverişli raporlar hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı deliller uyarınca isabetsizlik görülmemiş, aksine dair davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362. maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza