Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/341 E. 2022/1426 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/341
KARAR NO : 2022/1426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2018
NUMARASI : 2017/1575 Esas, 2018/575 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarih, 2017/1575 Esas, 2018/575 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin hak sahibi mevcut logoyu ve markasını 07/07/2011 başvuru tarihiyle 03/24/25/28/35 nolu sınıfları kapsayacak şekilde 2011/57146 başvuru no ve 197 tescil yayın bülten numarası ile tescil ettirildiğini, müvekkili tarafından yürütülen yoğun pazarlama ve tanıtım faaliyeti sonucunda marka ve logo bebek giyim pazarında önemli bir paya sahip olduğunu, piyasada itibar gören geniş bir portföye sahip tanınmış marka haline geldiğini, davalı tarafın bu duruma rağmen müvekkili şirkete ait logoyu tescil ettirmek için 04/08/2017 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığına başvurduğunu, 12/10/2017 tarihinde 286 marka ilan bülten no ile bebek giyim için kendi adına tescil ettirmek için başvurduğunu, söz konusu tescil başvurusunun müvekkilinin sahibi olduğu marka ve logonun piyasadaki tanınmışlığından faydalanmaya dönük kötü niyetli bir hareket olduğunu, müvekkilinin ilan tarihinden itibaren 2 ay içinde yapılması gereken yayına itiraz başvurusunun Türk Patent ve Marka Başkanlığına 24/11/2017 tarihinde yapıldığını ve halen neticelenmediğini, davalının henüz marka başvurusu onaylanmadan adresini dava dilekçesinde bildirilen fabrikada seri üretime geçerek mevzu bahis markayı kullanarak ürünleri ürettiğini ve satışını gerçekleştirdiği gerekçeleri ile markaya tecavüzün önlenmesine, müvekkilinin uğramış olduğu zararlara karşılık fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi ve 10.000 Tl manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Marka hukukuna ilişkin davalarda yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Fikri Sinai Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacıya ait markaya tecavüz ve haksız rekabet iddiasına dayalı tesbit, men ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin davacı yanın iddialarının tümüyle haksız mesnetsiz ve tek tek somut delilleri ile ispatlanacağı üzere hukuken karşılığı olmayan kötü niyetli taleplerden olduğunu, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle usul yönünden yetkisiz ve görevsizlik nedeniyle ayrıca esas yönünden olmak üzere tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacı vekilinin dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, davacının hak sahibi olduğu logoyu ve markasının tescil ettirdiklerini, davalının buna karşın davacıya ait logoyu tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunu, her iki logonun birbirinin aynısı olduğunu belirterek marka haklarına tecavüzün önlenmesinin talep edildiği, TPE tarafından davacının Cucuna markasının tescil edilmiş olduğunu, davacının tescilli markaya dayandığı, davalının da cevap dilekçesinde, Albimi isimli markanın tescilli olduğu ve markaya dayandığı, marka ve markadan kaynaklı haklar, bunların ne suretle kullanılacağı ve korunacağı hususlarının 556 sayılı KHK’da düzenlendiği, bu bakımdan, uyuşmazlığın çözümünde 556 sayılı KHK. hükümlerinin ve davalının marka hakkını kullanıp kullanmadığının irdelenmesinin gerektiğinin aşikar olduğu, 556 sayılı KHK. hükümleri uyarınca bu yönde inceleme ve değerlendirme yapmaya bu alanda ihtisas mahkemesi olarak görevlendirilen Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, HSYK’nun 24/03/2005 tarih ve 188 sayılı kararı gereğince Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olarak davaya bakmaya Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece yaptıkları itirazlardan yalnızca görev itirazının kabul edilmiş olduğu, yetki yönündeki itirazlarının değerlendirilmediği, istinaf incelemesi neticesinde, kararın kaldırılması ve dosyanın öncelikli olarak yetki yönünden reddi ile yetkili İstanbul Anadolu Fikri ve Sinai Haklar Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahisle istinaf isteminde bulunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, ortadan kaldırılması ve tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK’nın 156. maddesi “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır.” hükmünü içermektedir.
Bu kapsamda, dava dilekçesi içeriğinden davacı tarafın “Marka ve Endüstriyel Tasarım Hakkına” tecavüz edildiğini iddia ettiği, davanın markadan kaynaklanan hakların korunması hususu ile ilgili olduğu, yukarıda belirtilen kanun hükmü gereğince dava konusu ihtilafta görevli mahkemenin ” Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin” olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği, bu nedenlerle mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde herhangi bir isabetsizlik söz konusu olmadığı gibi davalının istinaf sebebi gözönüne alındığında görev hususunun kamu düzenine ilişkin öncelikle değerlendirilmesi gerektiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-İstinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 27/10/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır