Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/322 E. 2022/1806 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/322
KARAR NO : 2022/1806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/355 Esas, 2019/1054
KARAR TARİHİ : 09/10/2019

DARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329 Esas sayılı dosyasında 17/10/2018 tarihli duruşmanın 3 nolu ara kararında “Davalı şirketin sorumluluk davası açmak konusunda bir genel kurul kararı varsa ibrazına, yoksa sorumluluk davası açmak için karar alınasını istemesi” hususundan hareketle davalı şirketin 30/03/2014 tarihinde vefat eden muris … hakkında sorumluluk davası açılması konusunda bir genel kurul kararı olmadığından işbu davaya konu 22/01/2019 tarihli olağanüstü genel kurulunun icra edildiğini ancak şirketin genel kurul davetine konu ilgili gündem maddesinin “Ortaklarımızdan …, … ve …’nun …’nun mirasçıları olmaları nedeniyle açılan tazminat davasının müzakeresi ve davaya devam edilmesi konusunda karar alınması” şeklinde ilan edildiğini, bu genel kurula … (1.875.000 TL’lik hisse ile), … (749.825 TL’lik hisse ile), … (500.000 TL’lik hisse ile) ve Lütfi Güleryüzlü’nün (175 TL’lik hisse ile) katıldığını, müvekkilinin söz konusu genel kurul toplantısına bu davada açıklanan nedenlerle ve TTK’nın 446.maddesinde yazılı nedenlerle katılmadığını, genel kurulda yapılan oylamada Lütfi Güleryüzlü’nün 175 TL’lik hissesiyle karar alındığını, öncelikle gündemin aldatıcı olduğunu, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329 Esas sayılı dosyasında davalı şirketin açtığı davanın genel kurul gündeminde belirtildiği gibi TTK’nın 555.maddesi anlamında bir tazminat davası olmadığını, söz konusu davanın rücuen alacak davası olduğunu ve ayrıca gündemden anlaşılacağı üzere bu genel kurulda alınan kararın mahkemenin ara kararıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını, Lütfi Güleryüzlü’nün oyuyla karar alındığını ancak Lütfi Güleryüzlü aleyhine de aynı dönemle ilgili Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/668 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan sorumluluk davasında davalı konumunda olduğunu ve söz konusu dosyanın Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini ve bu suretle Lütfi Güleryüzlü’nün de TTK’nın 436/1.maddesi gereğince kendisiyle ilgili davada oydan yoksun olduğunu, toplantı nisabı sağlanmadan genel kurul toplantısının yapıldığını, şirket sermayesinin 5.000.000 TL olup toplantı nisabının da 1.250.000 TL olduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan hazır bulunanlar listesine esas pay defteri için Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/624 Esas sayılı dosyasında sahte kayıtların terkini için dava açıldığını ve davanın devam ettiğini, dolayısıyla TTK’nın 417.maddesine uygun bir hazır bulunanlar cetvelinin söz konusu olmadığını, hazır bulunanlar listesinde mevcut toplantı nisabının 3.125.000 TL olarak gerçekleştiği belirtilmiş ise de bunun gerçek durumu yansıtmadığını, muris …’na ait 4.972.315,57 TL’lik sermaye payının murisin 30/03/2014 tarihinde vefat etmesiyle terekesine kaldığını ve bu hisselerin miras ortaklığına ait olduğu halde davalı şirket tarafından murise intikal eden payların bölünmüş gibi hazır bulunanlar cetveli hazırlandığını, …’nun murisin hisselerini devraldığını iddia etmekte ise de konuyla ilgili Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1208 Esas ve 2016/624 Esas sayılı dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında muris …’ndan …’na böyle bir intikalin söz konusu olmadığının ortaya çıktığını, …’nun 2014 yılında yaptığı satış sözleşmesi uyarınca hisselerini müvekkiline satmış olup hiçbir hissesi olmadığından genel kurula katılamayacağı halde hazurun listesinde yer verildiğini ve üzerinde pay gösterildiğini, yine genel kurula katılan …’nun şirket ortağı olmadığını ve genel kurula katılamayacağını, …’nun 2014 yılında yaptığı satış sözleşmesi sonucu davalı şirkette hiçbir hissesi kalmadığı halde 2015 yılında …’na sözde pay devrettiği ileri sürülerek …’nun üzerinde gösterilen 500.000 TL’lik gerçek dışı pay ile genel kurula katıldığını, aynı şekilde hazurun listesinde … üzerinde gösterilen sermaye payının 1.864.618,34 TL’lik kısmının miras ortaklığına ait olduğunu, Ertan Kuruğlu’nun geçmişten gelen sadece 1.949.21 TL hissesi bulunduğunu, Lütfi Güleryüzlü’nün hissesinin de huzurunda görüldüğü gibi olmayıp 169,49 TL olduğunu, bu itibarla genel kurul hazır bulunanlar listesinde toplantıya katılmaya hak kazanmış pay miktarının …’na ait 1.949,21 TL ile Lütfi Güleryüzlü’ye ait 169,49 TL olmak üzere 2.118,70 TL sermaye payı olduğunu ve toplantı nisabının sağlanmadığını ileri sürerek 22/01/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının, şirketin %37,5 hissesine sahip ortağı olduğunu, şirketin önceki yönetim kurulu başkanlarından olan ve 30/03/2014 tarihinde vefat eden …’nun şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu dönemde şirketi zarara uğrattığı, davacı …’nun açtığı özel denetçi tayini davası sırasında denetçilerin hazırladığı raporla sabit olduğu iddiası ile … mirasçıları aleyhinde şirket tarafından tazminat davası açıldığını, dava sırasında mahkemenin söz konusu davanın açılması hakkındaki genel kurul kararının ibrazı, yoksa bu konuda karar alınması yönünde şirkete süre verilmesi üzerine, 22/01/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını ve davacı tarafından iptali istenen kararın alındığını, davacının genel kurula katılmadığını ve bu durumda 446.maddenin (b) fıkrasında hüküm altına alınan “Çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gereği gibi ilan edilmediği, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin toplantıya katılıp oy kullandıkları bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunun” davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, 22/01/2019 tarihli genel kurula ait hazır bulunanlar listesinde bulunan ortaklar ve hisseleri ile ticaret siciline çeşitli sebeplerle tescil ve ilan edilen ortaklar ve hisseleri arasında hiçbir fark bulunmadığı savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, dava konusu genel kurulun özel gündemle toplandığı, davacı tarafın toplantıya katılmamış oy da kullanmamış olduğu, her ne kadar çağrı usulsüzlüğü anlamına gelecek bazı iddialar ileri sürmüşse de, davacının toplantıdan haberdar olduğu ve bilinçli bir tercihle toplantıya katılmadığı gözetildiğinde bu iddialar dinlenmeye değer görülmediği, gündemin yanıltıcı da olsa davacının hangi maksatla toplanıldığını bildiği, oy hakkı olmasa da toplantıya katılması toplantı nisabı açısından önemli olduğu, durumu bile bile genel kurula katılmayan davacının alınan kararların iptalini talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, kaldı ki toplantıda alınan kararın sadece Lütfü Güleryüzlü isimli ortağın oyu ile alındığı, diğer ortakların katılımı ile toplantı nisabını sağladığı ancak diğer ortakların kendilerini ilgilendiren konuda oy kullanmadığı, genel kurulun toplanmasına ve sorumluluk davası ile ilgili karar almasına sebep olan olayın hem davacının hem de Lütfü Güleryüzlü dışında kalan ortakların müşterek murisi …’nun işlemleri ile ilgili olduğu, Lütfü Güleryüzlü’yü doğrudan ilgilendiren bir olay olmadığından anılan kişinin oydan yoksunluğunun söz konusu olmadığı, ana sorumluluk davası ile birleşen başka bir sorumluluk davasında, farklı bir işlemle ilgili sorumluluk davasının muhatabı olması …’na yönelen dava sebebiyle Lütfü Güleryüzlü’nün oy hakkını ortadan kaldırmayacağı, iptali istenen kararın sadece Lütfü Güleryüzlü’nün olumlu oyu ile alındığından, adı geçenin oy hakkı bulunduğundan ve karar nisabı sağlandığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, mahkemece ön inceleme duruşmasında doğrudan tahkikat duruşmasına geçildiğini ve aynı oturumda davanın reddine karar verildiğini, delillerin toplanmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, kararda belirtilen hususların gerekçe mahiyetinde olmadığını, toplantı nisabının sağlanmadığını ve hazır bulunanlar cetvelinin sahte olduğu yönündeki iddialarının araştırılmadığını, şirketin paydaşlık durumunun incelettirilmediğini, genel kurul toplantı gündeminin yanıltıcı olduğunu, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesindeki dava dilekçesinin 25/8/2014 tarihli olup Lütfi Güleryüzlü’nün hem yönetici hem de yönetim kurulu üyesi ve hem de şirket denetçisi olarak 2005 yılından bu yana şirketin yöneticisi konumunda olup şirket kayıtları incelenmediğinden 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/668 E. sayılı dosyasındaki sorumlulukların birleştirilen 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329 E. sayılı dosyasında iddia edilen sorumlulukla doğrudan ilgili bir olay olmadığı için Lütfi Güleryüzlü’nün oydan yoksun olmadığı yönündeki gerekçenin hatalı olduğunu, kaldı ki şirketin 2017/329 E. sayılı dosyasında dayandığı 2013 yılı hesaplarından 12/12/2013 tarihindeki genel kurulda şirket yönetim kuruluna girdiğinden TTK 557 maddesi gereğince yönetim kurulunun devamlılığı ilkesinden hareketle diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte müteselsil sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacı tarafın istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olup davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı, genel kurul gündeminin aldatıcı olduğunu, toplantı tutanağında gösterilen pay durumunun gerçeği yansıtmadığını bu itibarla toplantı nisabının sağlanmadığını, toplantıya katılma hakkı olmayanların toplantıya katıldığını ve toplantıda oy kullanan Lütfi Güleryüzlü’nün oy kullanma hakkı olmadığını ileri sürmektedir.
Dosya kapsamı uyarınca Kuruoğlu Turizm Tekstil San.ve Tic. AŞ’nin yönetim kurulunun 28/12/2018 tarih ve 2018/3 sayılı kararı ile şirketin 2019 yılı olağanüstü genel kurul toplantısının “ortaklardan …, … ve …’nun …’nun mirasçıları olmaları nedeniyle açılan tazminat davasının müzakeresi ve davaya devam edilmesi konusunda karar alınması”na dair gündem maddesinin görüşülmek üzere 22/01/2019 tarihinde toplanmasına karar verildiği, 22/01/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısına hazır bulunanlar listesi uyarınca şirket paylarının 5.000.000 TL tutarındaki toplam itibari değerinden, 3.125.000 TL payın asaleten temsil edildiği, … (1.875.000 TL’lik hisse ile), … (749.825 TL’lik hisse ile), … (500.000 TL’lik hisse ile) ve Lütfi Güleryüzlü’nün (175 TL’lik hisse ile) katıldığını, 1.875.000 TL’lik pay sahibi davacı …’nun katılmadığı, toplantı nisabının sağlandığının tespiti ile gündemin görüşüldüğü ve 3 nolu genel kurul kararı uyarınca TTK’nın 436.maddesi uyarınca toplantıda hazır bulunan …, … ve …’nun günden maddesi hakkında oy kullanamadığından Lütfi Güleryüzlü’nün 7 adet oyu ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/329 Esas sayılı dosyası ile şirket tarafından açılan davanın yürütülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali konusu TK 445. maddesinde düzenlenmiş olup; bu istem karar tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden istenebilir. Bu iptal davasını ise ancak toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten kişiler ile toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy versin veya vermesin çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gereği gibi ilan edilmediği, genel kurula katılma yetkisi bulunmayanların katıldığı, genel kurula katılmasının ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu üyeleri açabilir.
Somut olayda, davacı iptali talep edilen olağanüstü genel kurul toplantısında toplantı nisabının sağlanmadığı ve genel kurula katılma yetkisi bulunmaların da toplantıya katıldığı iddialarını ileri sürmektedir. Davacı taraf söz konusu iddialarını da …’ndan intikal eden hisselerin aslında iştirak halinde mülkiyete konu olduğu, …’nun yapmış olduğu hisse devrilerinin usulsüz olduğu iddialarına dayandırmakta olup söz konusu hisse intikallerine yönelik açılmış davaların bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu hususta açılan davalardan biri de Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/624 Esas sayılı dosyası olup davanın, hisse devir sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle muris …’na ait hissenin muris terekesi adına pay defterine kaydı ile pay defterindeki usulsüz kayıtların terkini talebine ilişkin olduğu, istinaf incelemesinde Dairemizin 2020/8 Esas, 2022/1279 Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece hisse devrine ilişkin açılan davaların sonucunun beklenerek şirket ortaklarının hisse miktarları tespit edildikten sonra dava konusu genel kurul toplantısındaki toplantı nisabının sağlanıp sağlanmadığının ve toplantıya katılma hakkı olmayan kişilerin toplantıya katılıp katılmadığının değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak deliller toplanmadan ve incelenmeden hüküm tesis edildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022