Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/281 E. 2022/1384 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/281
KARAR NO : 2022/1384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2019
NUMARASI : 2016/148 E. 2019/912 K.
NIN KONUSU : Alacak (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2019 tarih, 2016/148 Esas, 2019/912 sayılı Kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 2007/146659 ihale kayıt nolu hizmet alım sözleşmesi çerçevesince 08/11/2007-31/12/2009 tarihi arasında davalı taraf için endeks okuma hizmeti verildiğini, süreç içinde davacı tarafa ödenmesi gereken işçilik ücretlerine ilişkin giderler konusunda ihtilaf çıktığını, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve eki idari şartnamenin 26.3.1 maddesi gereği işçilik ücretlerinin hesaplanmasında işveren payı dahil hesaplama yapılması gerekirken bunun yapılmaması sebebiyle 1 adet yönetmen, 18 endeks okuma personeli, 1 adet PC operatörü, 2 adet kontrol personeli olmak üzere 22 personel uğranılan zarara karşılık şimdilik 11.800,00-TL’nin 31/1/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 143.231,11 TL artırarak, 155.031,11-TL’nin sözleşmenin bitiş tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, kısmi alacak davası açılamayacağını, davanın Tedaş’a yönelik açılması gerektiğinden husumetten reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi farklı hesaplama ile davacıya personel ücretlerinin eksik ödenmesi halinin söz konusu olmadığını, davacının tüm alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi eki idari şartnamenin 26.3 maddesi gereğince brüt asgari ücrete işveren payının da dahil olduğu, bu miktara maddede belirtilen pozisyonlarda çalışanlar için belirlenen kat sayısı uygulanmak suretiyle ödenecek ücretin belirlenmesi gerektiği, davalı firma tarafından işveren payının da hesaplamaya dahil edildiğini gösterir herhangi bir çalışmanın sunulmadığı, dolayısıyla davalı firmanın ödeme yaparken işveren payını da katarak hesaplama yaptığını kanıtlayamadığı gerekçesi ile işveren payının hesaplamaya dahil edilmesi halinde davacının 127.379,16 TL işveren payı farkı ve bu farka uygulanacak %18 KDV hesaplaması sonucunda 22.928,29 TL KDV alacağı olmak üzere toplam 150.307,45 TL alacağı belirlemesi ile “Davanın kısmen kabulü ile; 150.307,45 TL nin 10.000,00 TL si dava tarihinden 140.307,45 TL si ise ıslah tarihinden (01/06/2018) itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Hükme karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; zamanaşımı ve usule ilişkin itirazlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının iş veren payı ödenmediğini iddia etmediğini, hesaplama sebebiyle işçilere ve SGK’ya fazla ödeme yaptığını ileri sürdüğünü, mahkemece hükme esas alınan raporda ve gerekçe de davacı iddialarının dışına çıkıldığını, davacının talebinin yöntemince yapılması istenen ödemeler sonrası yoksun kalınan kara yönelik olduğunu, davacıya yapılan eksik ödemenin bulunmadığını, ispat yükünün mahkemece hatalı belirlendiğini, hesaplama nedeniyle meydana gelen zarara uğradığını ileri süren davacının zararın varlığını ve miktarını ispat etmesi gerektiğini, davacının belirttiği metod ile işçilere ödeme yaptığını ispat edemediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa karşı cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşmenin ayrılmaz parçası olan “Endeks Okuma İşleri İdari Şartnamesi” nin 26.3.1 maddesinde ifade edilen “İşçi ücretlerine işveren payı dahil” hükmüne dayalı olarak, bu çerçevede davalının bu maddeyi yanlış ve hatalı olarak dayatması sonucu işveren payı hariç olarak hesap ettirilip ödettirilen işçi ücretlerinden fazla ödenen kısmın bedellerinin tahsili için açıldığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun istinaf yoluna gidilecek bir hukuki ve maddi hata ve usulsüzlük içermediğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve eki idari şartnamenin 26.3.1 maddesi uyarınca işçi ücretlerinin işveren payı dahil edilerek ödenmesi gereken miktar ile dahil edilmeden yapılan ödemeler arasındaki miktar farkının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında 2007/146659 ihale kayıt nolu hizmet alım sözleşmesi ve eki idari şartnamenin 26.3.1 maddesi gereği sözleşmenin cari olduğu 08/11/2007-31/12/2009 tarihleri arasındaki dönemde işçi ücretlerinin işveren payı (işveren sigorta primi ve işveren işsizlik sigortası priminde) dahil edilerek ödenmesi gerekirken davalı tarafından sözleşme hükmünün uygulanmadığı dolayısıyla işçi ücretleri sebebiyle işveren payının yüklenici üzerinde kaldığı ileri sürülerek fazla ödenen işveren payından kaynaklı zararın tahsili talep edilmektedir.
Taraflar arasındaki 08/11/2007 tarihli hizmet alım sözleşmesinin 6.1. maddesinin (e) bendinde sözleşmenin ekleri arasında KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesi de yer almaktadır. Delil sözleşmesi niteliğindeki anılan şartnamenin 42. maddesinde hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde hak edişlerin hizmet veren (yüklenici) açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Eldeki davada; davacı tarafından hak edişlere yönelik belirtilen şekildeki itirazın varlığı iddia ve ispat edilememiştir. Bu halde, davacı yüklenici tarafından KİK Hizmet İşleri Genel Şartnamesi’nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yapılan herhangi bir itiraz bulunmadığından davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayıldığı, dolayısıyla davacının fazladan ödediğini ileri sürdüğü işveren payından kaynaklı bedeli davalıdan talep etme hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır (Emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/1823 Esas, 2019/2976 Karar sayılı ilamı).
İlk derece mahkemesince, belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
2- Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2019 tarih, 2016/148 Esas, 2019/912 sayılı Kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
a-Davanın REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslahla birlikte alınan 2.648,52 TL’den mahsubu ile bakiye 2.567,82 TL’nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 24.254,67 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya ödenmesine,
e-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan artan gider avansının bulunması halinde yatıranın kendisine ait banka IBAN numarası bildirmesi halinde bildireceği banka hesabına veyahut ilk derece mahkemesine bizzat müracaatı halinde Mahkemeler veznesi tarafından kendisine ödenmesine,
İstinaf Harç ve yargılama gideri yönünden;
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
6-Gerekçeli karar tebliğ işlemlerinin kararın temyize tabi olması sebebiyle Dairemizce yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza