Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/2072 E. 2023/1285 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2072
KARAR NO : 2023/1285
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/782 Esas, 2020/469 Karar
KARAR TARİHİ : 01/10/2020

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkilinin cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2019/4965 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul olması nedeniyle İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, arabuluculuk evrakının geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacının haksız ve kötü niyetli olarak takip başlattığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/13566 Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itiraz ettiği, mahkemece ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesine karar verildiği, davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için talimat yazıldığı, defterlerini sunması için ihtarlı davetiye ile süre verildiği ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı gibi davacı ticari defter kayıtlarının aksini ispata yarar nitelikte herhangi bir delil ibraz etmediği, davacı tarafa ait ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacının davalıdan 39.174,15 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla kanaat verici bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davalı vekili, icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisiz olup mahkemece yetki itirazlarının değerlendirilmediğini, arabuluculuk sürecinin usule aykırı işletildiğini, taraflar arasında yıllara dayanan ticari bir alışveriş bulunduğunu, müvekkili firmanın davalı firmadan yıllarca iplik satın aldığını ve aralarındaki şifahi anlaşma gereği iplik fiyatlarının ABD dolarının, ürünün müvekkili tarafından alındığı günkü TL kuruna göre hesaplanmasıyla faturalandırıldığını ve müvekkili firmanın da satın alınan günkü kur üzerinden hesaplanan rakam üzerinden belirlenen fatura bedelini ileri vadeli çeklerle ödediği halde 2016 yılında gelindiğinde davacı şirketin kur farkı yansıtmak istediğini, bu davaya konu alacak miktarını kur farkı adı altında müvekkili şirketten talep ettiğini, müvekkili firmanın kabul etmemesi üzerine taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, müvekkili firmanın davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, yerel mahkemece sadece davacı tarafın defter incelemesi ile müvekkilinin davacıya borcu olduğunun kabul edildiğini, bilirkişinin müvekkilinin adresinden taşındığın beyanla dosyayı bila iade ettiğini, şirketin adresini ticari sicilden araştırma gereği duymadığını, belirli olmayan alacağa ilişkin icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı vekilince süresi içerisinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava konusu Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/13566 Esas sayılı dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 18/09/2018 tarihli cari hesap ekstrası alacağına istinaden 39.174,15 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde borca, ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmektedir.
Davalı tarafça icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itirazda bulunulması üzerine mahkemece 30/01/2020 tarihli ön inceleme duruşmasının 3 nolu ara kararı ile taraflar arasındaki ticari ilişki olduğu davalı tarafça ikrar edildiği, TBK 89/1. maddesi uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği nazara alındığında alacaklının ikametgahı icra daireleri ve mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesiyle usul ve yasaya uygun olarak davalının yetki itirazının reddine karar verildiği görülmektedir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 25/4.maddesi uyarınca “Arabulucu görevlendirmeyi yapan adliye arabuluculuk bürosunun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşimyeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle adliye arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir” düzenlemesi yer almakta olup davalı tarafça arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edildiğine ilişkin dosya kapsamında bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır.
Yine Yönetmeliğin 25/3 maddesinde “Arabulucu ilk oturum davetini yaparken toplantı tarihi ve yerinin belirlenmesi konusunda taraflar ile iletişim kurar. Taraflarla yaptığı görüşme sonucunda bir mutabakat sağlanamazsa toplantı tarihini ve yerini kendisi belirler.” şeklinde düzenleme öngörülmüştür. Dosya kapsamındaki arabuluculuk son tutanağında Emin Tekstil…Ltd.Şti.ne iadeli taahhütlü mektup ve kargo aracılığıyla yapılan arabuluculuk davet mektubuna rağmen tarafın hiçbir mazaret göstermeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığı bu sebeple arabuluculuk görüşmesinin 31/07/2019 tarihinde sonlandırıldığı belirtilmiştir. Arabuluculuk görüşme tarihinin davalı şirkete posta ile tebliğ edildiği davalı tarafın kabulünde olup buna göre arabuluculuk davetinin usulünce gerçekleştirildiği ancak davalı tarafça katılım sağlanmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Somut olayda, yargılama aşamasında davacı taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacı şirketin yasal defter bilgilerine göre takip tarihi itibariyle takip miktarı ile uyumlu olarak 39.174,15 TL davalı şirketten alacaklı olduğu tespit edilmiş olup mahkemece, davalının ticari defterlerini sunmadığı gibi davacı ticari defter kayıtlarının aksini ispata yarar nitelikte herhangi bir delil ibraz etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı tarafa defter ibrazına yönelik ihtarlı tebligatın davalı asile çıkarılması gerektiği, ibrazla yükümlü olanın asil olması nedeniyle yapılan ihtarların da asile yapılması gerektiği nazara alınmakla davalı tarafa usulüne uygun meşruhatlı davetiye çıkartılarak ticari defterler ibraz edildiği takdirde defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak toplanacak deliller doğrultusunda varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 19. HD.nin 2017/3293 E., 2019/1580 Karar).
Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak deliller toplanmadan ve incelenmeden hüküm tesis edildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023


Başkan

¸e-i

¸e-imzalıdır