Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/2065 E. 2023/1378 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2065
KARAR NO : 2023/1378

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/854 Esas, 2020/584 Karar
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

DAVAC : … (…)
VEKİLİ : Av. … [16773-77571-53779] UETS

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 10/04/2018 tarihli Tekstil Ürünleri Alım Satım Protokolü imzalandığını, anılan bu protokol uyarınca davalının, müvekkiline protokolde yazılı tekstil ürünlerini satmayı ve teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ürünlerin toplam bedelinin 3.309.500 TL olduğunu, söz konusu protokol gereği müvekkilinin ise davalıya protokolde ayrıntıları belirtilen 35 adet çeki teslim ettiğini, çeklerin tamamının lehtarının davalı olduğunu, davalının müvekkiline aylık ortalama 400.000 TL değerinde ürün teslim etmesi gerektiği halde davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, ürünleri teslim etmediğini, davalının protokolde gösterilen adresini terk ettiğini ve müvekkiline hiçbir bildirimde bulunmadığını ileri sürerek 10/04/2018 tarihli protokolün şartlarının yerine getirilemeyeceği açıkça belli olduğundan protokol uyarınca müvekkilinin davalıya verdiği 35 adet, toplam 3.309.500 TL meblağlı çeklerden şimdilik Garanti Bankası Buttim Şubesine ait 30/06/2018 tarihli, 40.000 TL bedelli, 8076784 çek numaralı, 31/07/2018 tarihli, 40.000 TL bedelli, 8076785 çek numaralı ve 10/0/2018 tarihli, 35.000 TL bedelli, 8076942 çek numaralı çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş olup davalı vekili duruşmada protokolde yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının, dava konusu çeklerin davalı ile yapılan tekstil ürünleri alım satım protokolü kapsamında verildiği ancak tekstil ürünlerinin teslim edilmediğini ileri sürerek çeklerin bedelsiz kaldığını ve borçlu olmadığını iddia ettiği, davalı vekili tarafından sözleşmedeki imzanın inkar etmekle uyuşmazlığın taraflar arasındaki 10/04/2018 tarihli tekstil ürünleri alım satım sözleşmesi ilişkisi kurulup kurulmadığı, imzanın davalıya ait olup olmadığı ve sözleşme geçerli ise davalının sözleşme kapsamında tekstil ürünleri teslim edip etmediği noktasında toplandığı, davalıya isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği ancak davalının duruşmaya katılmadığı, davalı tarafça inkâr etmiş olduğu sözleşmedeki yazı ve imzanın ikrar edilmiş sayılacağından sözleşmenin geçerli olduğu ve tarafları bağladığı, bu durumda tarafların sözleşmedeki edimlerini ifa etmesi gerektiği, davacının sözleşme kapsamında çekleri davalıya verdiği anlaşılmakla davalının tekstil ürünleri teslim ettiğini ispatla yükümlü olup davalı tarafından ürünlerin teslim edildiğine dair delil sunulmadığı ve ispat edilemediğinden çeklerin bedelsiz kaldığı gerekçesiyle, davanın kabulune karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davalı vekili, imza incelemesi yapılabilmesi için müvekkilinin imza örneklerinin bulunduğu mercilerin dosyaya bildirildiğini, bildirilmiş olan imza örnekleri ve Bursa 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/143 E . sayılı dosyasındaki müvekkiline ait imza örnekleri ile imza incelemesi yapılabilecekken, mahkemece sırf müvekkilinin mahkemeye gelemediği için imza incelemesi yapılmadığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, protokoldeki imzalar kabul edilmiş olsa ya da imza incelemesi neticesinde protokoldeki imzaların müvekkile ait olduğu ortaya çıksa bile bunun davanın kabulü için yeterli olmayıp, taraf defterlerinin incelenmesi, tanık dinlenmesi ve diğer delillerin incelenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalıya birden fazla kez isticvap davetiyesi çıkarılmasına rağmen davalının duruşmaya gelmeyerek imzasını ikrar ettiğini, bu durumda tarafların sözleşmedeki edimlerini ifa etmesi gerektiğini, davalının dosyaya iddiasını ispat eder bir delil sunmadığını belirterek davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, ticari satım nedeniyle verilen çeklerin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasına ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı taraf, taraflar arasında 10/04/2018 tarihli sözleşme uyarınca alım satım ilişkisinin kurulduğunu, sözleşmede belirtilen malların teslimi için dava konusu çeklerin de aralarında yer aldığı 35 çekin davalıya teslim alınacak malzemeler için avans çeki olarak verildiğini ancak davalının sözleşmeye aykırı davranarak malları teslim etmediği bu nedenle dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 10/04/2018 tarihli protokolde; taraflar arasında tekstil ürünleri alım satımı konusunda yapılan anlaşma uyarınca satılacak tekstil ürünlerinin adeti ve fiyatının belirlendiği, aylık ortalama 400.000 TL bedelinde tekstil ürünü alımı yapılacak şekilde teslim alınacak ürünler için peşinen davacı tarafça protokolde bedelleri, çek numaraları belirtilmiş olan keşide tarihleri ileri tarihli toplam 3.309.500 TL bedelli 35 adet çekin davalıya 09/04/2018 tarihinde teslim edildiği, verilen çeklerin karşılığında belirtilen tekstil ürünlerinin 20/04/2018 tarihinden itibaren en geç 31/12/2018 tarihine kadar davacıya teslim edileceğinin, bu sürede tekstil ürünlerinin teslim edilmemesi halinde ödenen çeklerin bedeli ile ödenmeyen çeklerin davacıya iade dileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekilince, davalının 10/04/2018 tarihli sözleşmedeki imzası inkar edilmiş olup 6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde sahtelik incelemesinin hangi usulle yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.
6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur. Buna göre hâkim imzayı inkâr eden tarafın isticvap edilmesine karar verdiği hâlde, bu davete icabet edilmemesi imzanın ikrar edilmiş sayılması sonucunu doğuracak ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde inkâr edilen imza ile karşılaştırılan imzanın birbirine benzemediğinin ilk bakışta tespit edilebildiği hâllerde bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur (Pekcanıtez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.:Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1795).
Somut olayda da mahkemece, HMK’nın 211.maddesi uyarınca sahtelik incelemesi için usulüne uygun olarak davalı tarafa 29/05/2020 tarihinde ihtaratlı isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş olup davalı taraf mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemiş olduğundan mahkemece davalının protokolde bulunan imzasını ikrar ettiği kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili 15/09/2020 tarihli duruşmada, davalının Bursa 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/143 Esas sayılı dosyasında da imza örnekleri bulunduğunu, bu imza örneklerinin de celbedilerek imza incelemesi yapılmasını talep etmiş ve bu hususu istinaf nedeni yapmış ise de; yukarıda açıklandığı üzere davalı usulüne uygun isticvap davetine icabet etmemiş olup kanunen imzasını ikrar etmiş olduğundan artık mahkemece imza örneklerinin celp edilerek imza incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır.
Davalı tarafça imzası ikrar edilmiş olan 10/04/2018 tarihli protokol kapsamında dava konusu çeklerin davalı tarafa avans çeki olarak 09/04/2018 tarihinde teslim edildiği belirtilmiş olup somut olayda davacı, davaya konu çeklerin davalıya avans ödemesi olarak verilmiş olduğunu yazılı delil ile ispat etmiştir. Bu durumda, malların teslim edildiğini ispat yükü davalı tarafa ait olup dosya kapsamı uyarınca davalı tarafça yasal süresi içerisinde delil bildirilmediği, davacının iddiasını ispat ettiği de nazara alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca davalı teslim edilen avans çekleri bedeli toplamı 3.309.500 TL olduğundan karar temyiz yolu açık olmak üzere verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.172,55 TL istinaf karar ve ilâm harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.793,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.379,42 TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olmaması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın m. 361/1 hükmü uyarınca Dairemiz kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 28/09/2023


Baş
¸e-imzalıdır